Güzel çocukluk hakkı!

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI levent.akbay@dunya.com

TL’nin daha ne kadar değer kaybedeceğini bekliyoruz. Borç vereceklerin farklı çıtaları var. 26 diyenler var, 28 diyenler, 30 diyenler var! Faiz konusunda da şartları var. 25 diyenler var, 40 diyenler var! Piyasa kuralları konusunda da şartları, başka şartları da var. Bu aşamaları geçebilirsek ‘sıcak para’ gelecek. Biz de döviz biriktireceğiz, sonra borç ödeyecek, üretim ve ihracat için, ithalat giderini finanse edeceğiz. Bu döngünün süreklilik sağlaması da gereklilikler arasında. Öylesine koşullar oluşturacağız ki, gitmesinler, kalıcı gelsinler. Bu şekilde borcu, borçla, ödemiş olacağız.

Yabancı sermayenin yatırım için, üretim için, istihdam için gelmesinin koşulları farklı. Canlı bir iç pazar, kaliteli bir işgücü, diğer pazarlara erişim, ekonomik ve siyasi istikrar yabancı sermayenin yatırım için gelmesinin olmazsa olmazları arasında. Uzun yıllardır böylesine bir iklimi oluşturmak için çabalayıp duruyoruz. Ancak sonuç da ortada; kolayı tercih ettiğimiz için giderek borç biriktiriyoruz. Gerçekten de onlarca yıldır ekonomik krizlerle tökezleyip duruyoruz. Nüfus, ihtiyaçlar, tüketim iştahı giderek artıyor ancak henüz üreterek büyüme konusunda yeterli değiliz. Üstelik teknoloji ve finansman sorunlarımız var, dışa açık bir ekonomi olarak küresel rekabetin de tehditi altındayız.

Aslında bırakın sıcak parayı, yabancı sermaye ile birlikte yerli sermayenin, yerli girişimcinin kıymetini bilmek, desteklemek ve başarı öyküleri planlamak gerekiyor.

 1980’ler sonrasında iş dünyasına atılarak elektrik panoları üretim ve ihracatı yapan mühendis bir arkadaşım, ortaklar arası sorunlar ve ekonomideki gelgitler nedeniyle birkaç kez indi, çıktı… İşletmeler kurdu, üretimde ihracatta başarı sahibi oldu. Ancak ‘tamam’ diyemedi, sürekli diken üstünde, bir türlü huzuru yakalayamadı. Mücadele sürdü, torun, torba sahibi oldu, eşini kaybetti. En son bana; ‘Sabri Ülker’in hayatını okuyorum. Ne kadar çekmiş, alınacak o kadar ders var ki!’ diyordu.

Sabri Ülker’in yaşam öyküsü bir ticaret döneminin ardından Eminönü Nohutçu Han’da 100 metrekarelik bir imalathane ile başlıyor. Kendisi o günü: “ 2. Dünya Savaşı sorunlarını yaşayan geç cumhuriyetimizde üretim aletlerini bulmak çok zordu. 1944 yılı sonbaharında sabahın erken saatlerinde, İstanbul’un o zamanlardaki iş merkezi sayılan Eminönü’ndeki Nohutçu Han’a geldim. Üçüncü kata çıktım ve hafifçe alçak bir kapıdan geçerek içeri girdim. Yaklaşık 100 metrekarelik alandaki kazanları, kepçeleri, kalıpları, arkada duran fırını ve diğer aletleri tek tek inceleyerek ‘Bu işi başarmalıyım’ dedim.” şeklinde anlatıyor. Sürekli bozulan, yedek parçası olmayan, çok eski makineler, tamir üstüne tamir ile gerçekleştirilen mucize: Yılda günlük 200 kilo bisküvi üretimi.

Sonra Topkapı’da bir fabrika kurulması, teknoloji transferi, üretimi, kalite, beraberinde Türkiye ölçüsünde pazarlama ile markalaşma süreci… Artık, “Akşama babacığım, unutma Ülker getir” evlat acısı yaşamış ailenin, bir dönemin çocuklarını sevindiren sloganı olmuştur. Kırımlı aile Berksan olan soyadlarını, gururla çoktan Ülker olarak değiştirmiş, üstelik bu girişim dövizin ‘tahsis’le bulunabildiği kapalı bir ekonomide filizlenmiştir.

Sonra sabırla, adım adım dünyaya açılarak gerçekleştirilen büyüme. “Sabri Ülker gelecek nesillere ana işi gıda ve içecek olan Yıldız Holding’i bıraktı. 2015 yılı itibariyle Türkiye dahil 14 ülkede üretim yapabilen, 77 fabrika ve 300’den fazla markası olan, 80’in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren Yıldız Holding, yurt dışında yaptığı şirket alımlarıyla dünyanın üçüncü büyük bisküvi ve onuncu çikolata üreticisi konumuna yükseldi.” diye özetlenen başarı öyküsü

‘Her insanın hangi ülkede olursa olsun güzel bir çocukluk geçirme hakkı’na inanan Sabri Ülker 13 yıl önce bugün, 12 Haziran 2012’de vefat etti. Ardında nice girişimciler, nice ekonomi kurmayı için ders alınacak, yol gösterecek bir başarı öyküsü bırakarak

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyon birikirse!.. 06 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023