Hamletvari piyasa...

Açıl SEZEN
Açıl SEZEN Dünyanın Parası acil.sezen@gmail.com


William Shakespeare, Hamlet’te dertler üst üste geldiğinde der ki:
“Elem bir kere geldi mi tek başına değil, alaylarca gelir...”
İşte piyasanın gözünde son bir haftanın özeti.
Merkez Bankası faiz artırmış.
Kararlılık mesajı vermiş.
Sadeleştirme mesajıyla inisiyatifi ele almış.
Hatta “değerli yalnızlığını” aKaryakıtta ÖTV indirimi söylemleriyle giderecek bir yaren bulma ümidine kapılmış.
Ama ahhh...
Elem, keder, gam...
Önce tam faizi artırdığı gün gelmiş yurtdışından baskı.
Dağılmış reali, rublesi, randı.
Ardından gelmiş ikinci baskı.
Açılmış bütçenin kilidi, yıkılmış “bütçe disiplini” duvarı.
Kopmuş bir hengame, sormuş yatırımcılar, “Nerede bu ikramiyelerin kaynağı?”
Etkisi...
Çarpıcı.
Uçmuş faiz, bulan almış doları.
Ardından gelmiş S&P, almış notu aşağı.
Onun hemen öncesinde, kokuyu almış, satmış elinde ne var ne yoksa borsacı.
Sakinleştirmek isteyenler araya girmiş; “Korkmayın” demişler, “kur dalgalı.”
Ama insanlar dinlememiş, 4.20’lere kadar yükseltmişler doları.
Shakespeare Usta demiş ya, yalnız gelmez elem diye.
“Yüzde 12.2 olmuş çekirdek enflasyon heyhat”
Sonra gelmiş enflasyon rakamları.
Baz etkisini alaşağı etmiş, yıkmış geçmiş cüzdanları.
%12.2 olmuş çekirdek enflasyon heyhat...
Anlamak lazım artık;
Yetmiyor idare-i maslahat.
Yabancılar gözünü dikmiş, hepsi buraya bakıyor nazar-ı dikkat.
Olmuyor artık, yetmiyor tezahürat.
Isınan ekonomiyi soğutmak gerek derler;
Aradıkları fikriyat değil, fiiliyat.
Bir yerde gerekiyor onlarla mutabakat.
Tüm rakamlar sınırdayken,
Bu kadar ince çizgide yürüyebilecek bir tek kişi vardır; o da akrobat.
“Biz iyiyiz ama çevremiz kötü” dediğimizde, diyorlar ki “Bunlar teferruat.”
İstedikleri, memleketi toparlayacak ıslahat.
Yoksa yaptıklarımız yetmeyecek bize, gerekecek ab-ı hayat.

Yoruldunuz mu?
Ekonomiyi ve ekonomik gerçeklikleri ekonomik olarak anlatmaya çalıştığınızda, doğruyu ve yanlışı aklınız erdiğince paylaştığınızda, içinde bulunduğumuz “sürreel” ortam nedeniyle doğru anlaşılamayabiliyorsunuz.
Bir de ekonomiyi edebiyatla harmanlayarak denemek istedim.
Seçim tarihi 2019 Kasım’dan 24 Haziran 2018’e alındığında, piyasa bunu sevmişti. Çünkü ekonomideki teşvikler yoluyla yaşanacak erozyonun o zamana kadar tahribatının çok ciddi olacağını varsayıyordu.
Lakin, bu kadar kısa süre içinde bütçeyi bu kadar yüksek bir oranda açacak seçim paketleri dahil değildi hesaplara.
Çünkü 24 milyar lira gerçekten çok para. Hepimizin ailesine, emeklilerine, en çok ihtiyaç duyacak kesimlerine gidiyor. Bu yılın kaynağını yapılandırmalarla, imar affıyla açıklayabiliriz belki. Ancak bunu gelecek yıllarda da yapacağımızı söylüyor, o yıllara sarkacak maliyetini nasıl karşılayacağımızı açıklayamıyoruz.
Bu tür seçimlik hamlelerle, yatırımcıların gözünde bunca yıl doğru yaptığımızı anlattığımız ne varsa sorgulanır hale getiriyoruz.
Şimdi yaşadığımız fiyatlama, bunun uyarlamasıdır.
Hele şu seçimi atlatalım, sonrasına bakarız deme lüksümüz, bu kadar sınırlarda yaşarken yok.
Çok sıkı para politikasının karşısına bu kadar gevşek ötesi bir maliye politikası koyarsanız, ekonomiyi çift kişilikli hale getirir, yabancıların “borderline” dedikleri, her şeyi uçta yaşayan psikolojik bozukluğa itersiniz.
Takdir edersiniz ki bu pek iyi bir ruh hali değildir.
Yapılması gerekenleri yarın değil, seçimden sonra değil, bugün yapmak zorundayız.
Çünkü demiş ki Shakespeare Usta:
“Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin.
Şimdi olacak bir şey yarına kalmaz
Yarına kalacaksa bugün olmaz...”
Hep yazdık, yine yazıyoruz.
Dünya artık eski dünya değil.
Tüm dünyada faizler yükseliyor, maliyetler artıyor.
Yapılan hatalar için ödenen bedeller para varken yok hükmündeydi, şimdi can yakıyor.
Yüksek enflasyon, yüksek cari açık, giderek daha da ısıtılan bir ekonomi, özellikle de bu ortamda güzel bir kokteyl sunmuyor.
Zira demiş ki Shakespeare Usta..
“Her şeyden önce kendi kendinle doğru ol
O zaman gece gündüze varır gibi...
Sen de aldatmaz olursun kimseyi.”
Bir de eklemiş:
“Olmak ya da olmamak...
İşte bütün mesele bu...”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eli yatırıma gitmemek... 21 Ağustos 2019
Acılara tutunmak... 03 Temmuz 2019