Herkes dövizini bozdursun da!

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

Son günlerde iktidarın, muhalefetin, sohbetlerin, tartışmaların en sıcak konusu bu olsa gerek.
Herkesin söyleyecek sözü bol.

Hatta rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi" olmanın verdiği sonsuz rahatlıkla konuşanın haddi hesabı hiç yok.

O arada çıkan bir tebliğ, ihracat dünyasında şaşkınlık, tedirginlik ve heyecan yaşattı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin, İhracat Bedelleri Hakkındaki 2018-32/48 numaralı Tebliğ'in yayınlanması aklımıza, "Eski günlerde uygulanan koruma tedbirlerine geri mi dönüyoruz" düşüncesini getirdi. Her ne kadar tebliğin uygulanma süresi 180 gün ile sınırlanmış olsa da tebliğde olası tüm değişiklikleri yapma yetkisi bakanlık elinde.

Süre uzatılabilir de döviz bozdurma zorunluluğu kaldırılabilir de.

Hükümet, ekonomik durum nedeniyle birtakım tedbirleri almak zorundadır ve alacaktır da.

Amma ve lâkin bu durumda, ülkenin geleceği için göbekten bağlı olduğumuz ihracatın hızını kesebilecek veya önüne geçebilecek durumlar yaratılmaması gereklidir.

Türkiye İhracatçılar Meclisi yöneticilerinin, Başkan Sayın İsmail Gülle ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak’a yaptıkları ziyarette, bu tebliğ maddelerinin gündeme getirildiğini medyadan biliyoruz.

Bizce ihraç bedellerinin 180 günde yurda getirilmesi sıkıntı yaratmış olsa da en önemli unsur değil. Sıkıntının önde gideni, bu ihraç bedellerinin ciddi bir kısmının, ihracatçının ihtiyacı olan girdilerinin ithalatında kullanılması.

İhracatın lokomotifleri olan hem otomotiv ve hem de tekstil sektörünün endişesi derin…

Bu nedenledir ki ihracat bedellerinin 180 gün içerisinde getirilip bir bankaya satılarak Türk Lirası'na çevrilmesi, daha sonra ithalat yapmak için gereken dövizin, tahmin edilemeyen bir kurdan geri alınmasına ve açıkça zarar edilmesine yol açacaktır.

Bu sıkıntının bir bölümü.

Bir başka açıdan baktığımızda, özellikle makine ve ekipman ihraç eden dostlarımızın sıkıntısına tanık oluyoruz. Bu sektörde çalışan birçok ihracatçı dostumuz, mal bedellerini uzun vadelerle tahsil edecek şekilde satış yapıyorlar. Hatta ziraat makineleri konusunda, bir sonraki hasat bedellerinin tahsilatına kadar varan sürelerde vade verildiğini biliyoruz. Türk Eximbank, 360 gün vadeli alacak sigortası yaparak, vadeli satan ihracatçılarımızın tahsilatlarını güvence altına alıyor. Onlar da buna güvenerek alıcılarına vade veriyorlar ve alıcılarına Açık Hesap/ Mal Mukabili olarak ihracat yapıyorlar.

Şimdi ne olacak?

Tebliğ çıktı vadeler kısaldı ne yapalım deyip, rekabet gücünü zayıflatacak mı?

Yoksa, ihracatlarınızı kredili ihracat olarak yaparak bu vadelerinizi sağlamaya çalışın mı diyeceğiz?

Kimse üzerine alınmasın amma "Kredili İhracat" konusunu ve Eximbank ve diğer sigortacılar üzerinden tahsilat sigortası konusunda kaç ihracatçımız sağlıklı bilgi sahibi?

Çözüm olasılıklarını düşünelim…

- 180 gün içerisinde getirilen ihracat bedellerinin ithalat için kullanımı, tebliğde değişiklik yapılarak belirli koşullarda, ihracatçının kullanımına bırakılabilir.

- Bu süreyi aşan vadeli satışlar için, kredili ihracat kuralları yumuşatılır ve bürokrasisi azaltılabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019