Hiç üzülmeyelim, Tesla Çin’e teknoloji transfer etmezmiş!

Selin ARSLANHAN
Selin ARSLANHAN YENİDEN KEŞİF selinarslanhan@gmail.com

Bu haftanın başında Tesla'nın Şanghay'da fabrika kuracağını duyduk. Hem Çinliler hem de Elon Musk fabrikanın kurulması için anlaşma imzaladıklarını açıkladı. Elektrikli araçlar söz konusu olduğunda en büyük pazar Çin olunca ve son dönemde Trump'ın ticaret politikalarını da göz önünde bulundurduğumuzda, Tesla'nın bu kararı çok şaşırtıcı değildi.

Tesla fabrikasının Şanghay'daki en büyük yabancı yatırım olacağı belirtiliyor. Şanghay'dan gelen açıklamalarda teknoloji transferinin ise, Tesla ile karşılıklı müzakere konusu olduğu söylenmiş. Bunun üzerine teknoloji transferi ile ilgili birçok şey yazılıp çizildi. Amerikalılar, Türkler, Tesla'nın Çin'i tercih etmesi karşısında "Tesla zaten teknolojisini transfer etmez" diye pek bir avunma halinde. Hatta, "Çin zaten pazar büyüklüğünden kaynaklı olarak hala sadece bir üretim yeridir, başka da bir şey olamaz", "Teknoloji transferi ABD'nin son politikaları ile zaten giderek daha da imkansız hale geldi" argümanları devam ediyor. Tekrar hatırlatmak gerekir ki: Ne Çin eski Çin, ne de teknoloji transferi 20.yüzyıldaki gibi. Çin artık sadece büyük pazar olma özelliğine sahip bir yer değil.

Elektrikli araçlar söz konusu olduğunda Çin sadece en büyük pazar olma özelliği mi taşıyor? Tesla'nın teknoloji transferi gerçekten olmazsa, Çin'in bu alanda eli kolu bağlı mı olur? ABD gerçekten teknolojilerin yayılmasını engelleyebilir mi? Hayır. Elektrikli araçlarla ilgili patentlerini en hızlı artıran ülke Çin. İnovasyonun merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Geçenlerde yine burada yazmıştım. Çin ilk kez, ABD'nin önüne geçerek, bilimsel yayın üretiminde dünya lideri oldu. Dünyada bir ilk yaşanmış oldu. Bu kez bilimsel yayınlarla değil dünyadaki şirketlerin patentleri ile durumu değerlendirelim. Aşağıdaki tablo 2017 ve 2005 yıllarında dünyada en fazla Uluslararası Patent Başvurusu (PCT)'na sahip ilk 20 şirketi görüyoruz. Şirketlerin yanlarındaki sütunlarda da ülkeleri yazıyor. 2005 yılında listede hiç Çinli şirket yokken, 2017 yılına geldiğimizde listeye 5 Çinli şirketin girdiğini görüyoruz. Hatta dünyada en fazla Uluslararası Patent Başvurusuna sahip ilk iki şirket Çin'den. 2005 yılında ilk 20'de 7 ABD'li şirket varken, 2017'de bu sayı 4'e düşüyor.

Yeni teknolojilerin yayılması söz konusu olduğunda artık, korumacı tedbirler dahil olmak üzere önüne geçilemez bir süreç söz konusu. Yeni teknolojilerin niteliği de yayılma hızı ve biçimi de eskilerden farklı. Dünya değişti. Devam eden bu süreci durdurmak, bildiğimiz politikalar ve düzenlemelerle o kadar da kolay değil artık aslına bakarsanız. Bu arada bu hafta aynı zamanda Küresel İnovasyon Endeksi'nin 2018 sonuçları açıklandı. 2016 yılında Çin en inovatif 25 ülke arasına girmişti. O günden beri de listede ilerleyişini hızla sürdürdü. Bu yıl da 5 sıra ilerleyerek 17.sıraya yerleşti. Listede İsviçre son üç yılda birinciliğini korumaya devam ederken, 2018 yılında ilk 5 ülke arasına Singapur dahil oldu ve ABD 6.lığa geriledi.

Türkiye ise, bu yıl Küresel İnovasyon Endeksinde, geçtiğimiz yıla göre 7 sıra gerileyerek 50. sıraya yerleşti.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Unicorn adayları kimler? 20 Şubat 2019