Hisse piyasaları 2024’ün karmaşık olacağının habercisi mi?

Nazlı SARP
Nazlı SARP nazli.sarp@dunya.com

Dünyada belki de tek kutupluluğun en başarısız olduğu zamanlardan biri yaşanıyor olabilir. Konjonktür bu kadar hareketli olur da piyasa buna eşlik etmez mi?

Elbette ki etti, hem de sanki yaşanacak karmaşanın sinyalini verircesine… Her ne kadar bizim borsa, 2023’ü pek bir sevimsiz tamamlayıp, yeni yıla da tatsız girmiş olsa da asıl şenlikli karmaşa küresel taraftaydı: ABD borsası,2023 yılını 2004'ten bu yana en uzun galibiyet serisi olan dokuz hafta üst üste kazançla tamamladı.

S & P 500 endeksi, 2023 'ün son iki ayında yüzde 14 yükseldi ve en son dip noktasının yüzde 31 üzerinde prim yaparak, boğa piyasasına girdi. 2024’e girildiğinde ise istatistikleri tersine düşüren bir olay yaşandı, aynı borsa yeni yılın ilk iki işlem gününde yüzde 1,4 oranında kayıp verdi…

Bu hareketi destekleyen birkaç faktör vardı ki bunlardan ilki son zamanlarda kafası çok karışan Fed’in tutanaklarından geldi: Çoğu Fed yetkilisi borçlanma maliyetlerini "bir süre" yüksek tutmak istemişti ki bu da faiz indirimlerine Mart ayına başlanacağı yönündeki fiyatlamayı bir anda tersine çevirdi.

Ayrıca Avrupa’da manşet enflasyon, gıda ve enerji sübvansiyonlarının kaldırılması kaynaklı bir yükseliş göstermişti ve haftanın son günü gelen tarım dışı istihdam hala piyasanın gereğinden fazla sıcak olduğunu gösterdiğinden bir ara sanki elektrik kesilip, müzik susmuş gibi partiye ara verildi.

Ancak ardından hizmet sektörü öncü verisinin beklenenden düşük gelişi, birden enerjinin de yükselmesine neden oldu. Buraya kadar olanlar tam 4 işlem günü içinde gerçekleşti. Peki ya yılın gerisi? Yılın gerisinde ciddi riskler ve elbette kazançlar var.

Sıralayacak olursam; jeopolitik riskler yeni bir tedarik daralması ve arz kaynaklı şok getirebilir. ABD ekonomisi sanıldığı kadar yumuşak inmeyebilir hatta hiç inmeyip hisseleri felç edebilir. Yatırımcıların önemli bölümü faiz indirimi ve tahvil fiyatının yükselişini bekliyor.

Oysa senenin ilk çeyreği olmasa bile hala tahvil getirilerinde aşırı iniş çıkışların olabileceği, pek de stabil olmayan bir ortam var. Son olarak bir de S&P500’deki muhteşem yedilinin endeksteki payının yüzde 30, ABD endekslerinin de gelişmiş piyasaların üçte ikisine karşılık geldiği düşünülecek olursa…

Teknoloji ve ona gereken emtialar üzerinden oluşabilecek her hangi bir gelişmenin endekslere nasıl yansıyacağını düşününüz lütfen! Dolayısıyla 2024’te bıçak sırtında bir hisse piyasası olacağını tahmin ediyorum..

Gelelim bizim tarafa, bizim tarafta hikaye çoktan başladı… (Bakınız https:// www.dunya.com/kose-yazisi/borsa-istanbulun-hikayesi-nedir/711353) yabancı yatırımcı ufak ufak gelmeye başladı ancak şimdilik bireysel yerli yatırımcıların panik çıkışlarıyla beklenen etki görülmedi. Son yıllarda giriş yapan bireysel yatırımcıların çoğunun temel analiz gibi bir derdi yoktu.

Şimdiyse küçük ve aşırı değerlenmiş hisselerden çıkışa yönelik bir akım var. Ancak bu korkutucu son değil zira bu haftanın son günü Moodys Türkiye’nin not değerlendirmesini yapacak ve öncesinde Goldman Sachs ve Vanguard gibi kurumlardan gelen görüşlerin olumlu olması, değerlendirmenin de olumlu olacağı beklentisini arttırdı.

CDS puanlarındaki düşüş ve bankacılık endeksiyle ters korelasyonu ise yabancıların eskiden sattıkları banka, holdingler ve gıda perakendecileri üzerinden yeniden alım yapabileceği sinyalini üretiyor.

Bu durum borsamızı yeniden hareketlendirebilir ancak geçmişten görüleceği üzere hem bankalar genelde yapmadıkları için hem de enflasyon muhasebesi sonuçlarının sanayi endeksindeki hisselerdeki temettüleri etkilemesi nedeniyle bu tablo, hemen kazanç elde etmek isteyen bireysel yatırımcıya çok cazip gelmeyebilir.

Oysa bu durum, 1688 yılında Joseph De La Vega tarafından kaleme alınan Karışıklığın Karmaşası kitabına hisse fiyatıyla değil, kar payıyla ilgilenen yatırımcı tarifi olarak girecek kadar eski. Belki de bazı alışkanlıkları değiştirmek gerekecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kur, faiz, enflasyon 25 Mart 2024