İç borç için 10.5 yılda 1.5 trilyon lira, yani 1 trilyon dolar ödedik

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye’nin iç borç stoku haziran ayı itibariyle 395.8 milyar lira düzeyinde. İç borç stoku 2003 yılı sonunda 194.4 milyar liraydı ve aradan geçen yaklaşık dokuz buçuk yılda ikiye katlandı, hatta biraz da aştı. Bir başka ifadeyle iç borç stoku, bu dönemde ortalama olarak her yıl yüzde 8’e yakın büyüdü. Elbette yıllık artışlar eşit değil, örneğin 2007 yılındaki artış yüzde 1.5’te kaldı, ancak 2009’da yüzde 20’lik bir büyüme oldu.

İç borç artış hızının çok fazla olmadığı söylenebilir, borcun milli gelire oranının gerilediği dile getirilebilir; yani iç borçla ilgili gidişatın aslında pek de kötü olmadığı görüşü savunulabilir.

Ama bazı rakamlar var ki, topluca ortaya konulduğunda insan gerçekten şaşırıyor; “Acaba bir hata mı var” diye tekrar tekrar bakma ihtiyacı duyuyor. İç borç ödemesinden söz ediyoruz. Topluca derken de, 2003’ten bu yana ne kadar ödeme yapmışız, onu kastediyoruz. Her yıl ödediğimiz borç pek dikkat çekmiyor da, 2003 yılından bu yana ödediğimizi topluca ele alınca, rakamın büyüklüğü adeta çarpıyor, dudak uçuklatıyor.

1.5 trilyon lira borç ödedik

2003 yılı başından bu yılın temmuz ayı sonuna kadar geçen on buçuk yılda ödenen iç borç anapara ve faizi inanılmaz bir düzeye erişti. Türkiye, bu sürede tam 1 trilyon 546.3 milyar lira ödedi. Bu tutarın 1 trilyon 103.9 milyarını anapara, 442.4 milyarını faiz oluşturdu.

Hani bazen rakamları büyük gösterme çabası içine giren ve TL’yi altı sıfır atılmamış haliyle kullanmayı tercih eden siyasiler oluyor ya. Acaba bu rakamı da paradan altı sıfır atılmamış halde ifade etmeye kalkışsak ne olurdu? Olacağı şu; bu rakamı ifade edemezdik. Çünkü yapılan ödeme 1.546 katrilyon lira düzeyinde. Katrilyondan sonra ne geldiği de tartışmalı olduğuna göre…

1 trilyon dolar

On buçuk yılda gerçekleştirilen 1 trilyon 546.3 milyar liralık ödemenin döviz olarak karşılığı da 1 trilyon 45.7 milyar dolar. Hesaplama yapılırken her yılın ortalama dolar kurunu esas aldığımızı belirtelim.

Türkiye’nin şimdiye kadar yıllık bazda hiçbir zaman trilyon dolar sınırına ulaşan GSYH oluşturamadığını dikkate almak gerekiyor. Ayrıca, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ihracat hedefimizin 500 milyar dolar olduğunu da göz önünde bulundurmakta yarar var. Yalnızca bu rakamlara bakarak bir değerlendirme yapmak bile, iç borç ödemesine giden 1 trilyon doların öneminin daha iyi anlaşılmasını sağlamaya yetiyor.

Borçlanma 1.3 trilyon lira

Toplam 1.1 trilyon lira anapara, 442 milyar lira da faiz olmak üzere 1.5 trilyon lira ödenen on buçuk yıllık dönemdeki iç borçlanma 1 trilyon 332.7 milyar lirayı buldu. Buna göre, borçlanmanın ödemeye oranını gösteren iç borç çevirme oranı yüzde 86 oldu.

Söz konusu dönemde, anapara ödemesinden 229 milyar lira daha fazla borçlanmaya gidildi. Bu 229 milyarın faiz ödemesine yöneltildiği varsayılırsa, faiz ödemesi olan 442 milyarla 229 milyar arasındaki 213 milyarlık fark da özkaynaklardan karşılandı.

Rakamlar böyle. Borç, öde öde bitmiyor. Tamam, kimse iç borcun sıfırlanacağını beklemiyor da, bir yandan da düşünmeden edemiyor insan. Ya bütçe disiplinine böylesine uyulmasa, hemen her yıl faiz dışı fazla verilmiyor olsaydı, ne olurdu acaba, diye… Demek ki kat etmemiz gereken daha çok yol var.

Ya ödenecekler?

2003 yılı başından bu yılın temmuz sonuna kadarki ödeme gerçekleşmesi böyle. 1.5 trilyon liralık ya da 1 trilyon dolarlık ödeme yapmışız; müthiş rakamlar söz konusu. Yeri gelmişken rakamları neden 2003’ten bu yana aldığımızı da belirtelim. Hazine Müsteşarlığı’nın web sayfasındaki veriler 2003’e kadar geri gidiyor, dolayısıyla önceki yılların rakamlarını görme olanağına sahip değiliz.

Peki, bu yılın ağustosundan itibaren ne ödeyeceğiz, o da önemli elbette. Bu yıl içinde son beş ayda 52.4 milyarı anapara, 14.4 milyarı da faiz olmak üzere 66.8 milyarlık bir ödeme bizi bekliyor. Beş aydaki bu ödeme projeksiyonunu ilk yedi aydaki 99.7 milyarlık gerçekleşmeye eklediğimizde 2013’ün toplam ödemesi 166.5 milyarı bulacak.

Biz, ödeme projeksiyonu olarak temmuzdan sonraki döneme bakmak durumundayız. Temmuz sonundaki projeksiyona göre, biraz önce de belirttik, 2013’te 66.8 milyar ödenecek. 2014’te 143.6 milyar liralık ödeme yapılacak. 2015 ve 2016 yılları 61.8 ve 35.1 milyar liralık ödemelerle geçilecek. 2017 ve sonrasındaki toplam ödeme ise 246.2 milyar lira.

Yani, bu yılın ağustosundan itibaren gerçekleştirilecek toplam ödeme, 400 milyarı anapara, 153 milyarı da faiz olmak üzere 553 milyar lira. Ancak bir kez daha belirtelim; bu rakamlar temmuz sonundaki ödeme projeksiyonunu gösteriyor. Her borçlanmayla birlikte ödeme tutarı da değişecek.

Ödeme 2.1 trilyon lirayı bulacak

2003 yılı başından bu yılın temmuz ayı sonuna kadar gerçekleştirilen ödeme 1.5 trilyon lira. Ağustostan itibaren yapılacak ödeme ise 553 milyar lira. Bir başka ifadeyle 2003 yılı başından bu yana gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek iç borç ödemesinin toplamı 2.1 trilyon liraya ulaşıyor.

Bütçeden faize ayrılan payın azaldığı da doğru, faiz oranının çok gerilemiş olduğu da. Ama iç borçlanma karşılığı ne ödediğimiz de ortada. Milyarlarca dolarlık ödemeler yapmışız ve yapmaya da devam edeceğiz. Bu kısır döngüyü öyle kısa sürede kırma şansımız da kesinlikle yok. Çok fena bir girdabın içindeyiz.

       aktas120813.jpg

         aktas120813a.jpg

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar