İnsani gelişme endeksi ne söylüyor?

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Ekonomistleri uzun yıllardan biri en çok meşgul eden konulardan biri refahın ölçümü. Belirli bir dönemde, ülke içinde üretilen mal ve hizmetlerin toplam değerinin nüfusa oranlanmasıyla bulunan kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla, salt ekonomik bir gösterge olması nedeniyle çok farklı boyutları olan gelişmeyi yeterince kavramaktan uzak. Pakistanlı iktisatçı Mahbub ul Haq tarafindan geliştirilen insani gelişme endeksi refahın ölçümünde 1990’dan bu yana Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteğiyle her yıl yayınlanıyor. Endeksin aldığı en yüksek değer 1.00. 2014’de de son bir kaç yılda olduğu gibi, insani gelişme yönünden en ileri ülke 0.944 endeks değeriyle Norveç. Bu ülkenin hemen arkasından Avustralya, İsviçre, Danimarka ve Hollanda geliyor. Raporda en ilgi çekici ülkelerden biri Singapur. İnsani gelişme endeksi 1990’da 0.718’den 2014’de yüzde 0.912’ye yükselen Singapur, Batı’nın birçok gelişmiş ülkesini de yakalamış. İlk sıradaki Norveç yüzde 4.60 işsizlik oranıyla Avrupa’da işsizliğin en az olduğu ülke. 1997-2015 arasında ülkenin ortalama işsizlik oranı yüzde 3.5. 5 milyon insanın yaşadığı ülkede, işsiz sayısı 127 bin. OECD istatistiklerine göre, ülkenin 2014 yılı itibariyle kişi başına gayri safi milli geliri 103.050 Amerikan Doları. Norveç’in dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasında 1960’ların sonlarına doğru Kuzey Denizi’nde bulunan petrol yataklarının payı büyük.

***

İnsani gelişme endeksi, gelişmenin üç temel alanını oluşturan doğuştaki yaşam beklentisi, bilgiye erişim ve kabul edilebilir yaşam standardını kapsıyor. Bilgiye erişim 25 yaş ve üstü grupta yer alan bireylerin aldıkları ortalama eğitim yılıyla ölçülüyor. Kabul edilebilir yaşam standardının ölçütü ise satın alma paritesine göre hesaplanmış Amerikan doları cinsinden gayrisafi milli gelir. Gayrisafi milli geliri aynı veya birbirine yakın ülkeler insani gelişme yönünden farklı yerlerde bulunabiliyorlar. Örneğin, Avrupa’nın en büyük iki ekonomisinden Almanya 6., Fransa 22. sırada yer alırken dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya insani gelişme yönünden 20. sırada. DÜNYA’nın haberine göre, insani gelişme endeksi sıralamasında bir önceki yıl 69. sırada yer alan Türkiye, bu yıl 187 ülke arasında 72. sıraya gerilemiş. Türkiye’nin yer aldığı insani gelişmenin yüksek olduğu ülkeler grubunda, ortalama okul yılı 8.2. Rusya 12, Azerbaycan 11.2 yılla ortalamanın epeyi üstünde yer alırken, Türkiye 7.6 okul yılıyla grubun alt sıralarında kendine yer bulabilmiş. Bizim bulunduğumuz grubun bir özelliği de Çin, Rusya, Meksika ve Brezilya gibi dünyanın önde gelen ekonomilerinin yer alması.

***

The Economist’de geçenlerde konu ile çıkan bir yazıda, insani gelişme açısından paranın her şey olmadığı belirtilerek, milli gelir rakamlarının yetersizliğine atıfta bulunulmuş. Para her şey değil ama, parasız da bir şey olmuyor. İnsan neslinin devamı için gerekli mal ve hizmetlerin üretim ve tüketimi dışında, gerek bireysel gerekse toplumsal hedeflere ulaşılabilmesi büyük ölçüde paraya bağlı. Çoğu insanın amacı uzun ve sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir eğitim ve ihtiyaçları karşılamaya yetecek kadar gelir. Yazı, örnek olarak Afrika’nın fakir ülkeleri arasında yer alan Rwanda ve Mozambik’in son 25 yılda ortalama yaşam sürelerindeki artış ve okullaşma alanlarında gerçekleştirdikleri atılımlara işaret etmiş. Fakat, başka örnekler de var; dünyada insani gelişmenin en yüksek olduğu ülkeler grubunda batılı ülkeler yanında sosyal ve siyasal alanlarda Batı’nın çok gerisinde kalmış Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Bahreyn gibi ülkelerin yer almasına ne demeli? Zengin petrol kaynaklarına sahip olmamış olsalardı bunların insani gelişmenin en düşük olduğu ülkeler grubunda yer almaları kaçınılmazdı. Milli gelirin yüksekliği çağdaş ve ileri bir toplum olmak için tek başına yeterli değil. Sosyal ve siyasal gelişmeyi sağlamadan, cinsler arası ayrımcılığı gidermeden gelişmiş toplum olunamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016