İşşizlik başa bela

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

İşsizlik her ülkenin başına bela. Fakat işsizliğin adeta spor-toto oynayanların tahmin kavgası gibi ele alındığı hiçbir ülke yok. Yakın dönemde ekonomik verilere ilişkin iktidar ve muhalefet arasında bu kadar tartışmanın yaşandığı ülkeler Yunanistan ve Macaristan oldu. Her iki ülkede iktidar partisinin daha doğrusu Başbakan'ın yalan söylediği ortaya çıktı. Macaristan Başbakan'ı dürüst davranıp, enflasyon rakamları ile oynadıklarını kabul etmişti.

Nevi şahsına münhasır (kendine özgü) bir ülke olan Türkiye bu tartışmalarda yerini iyice sağlamlaştırdı. Şimdi bir başka özelliğimizi daha vurguladıktan sonra işsizlik meselesine geri döneceğim. Internetde küçük bir araştırma yaptım. Diğer ülkelerin gazetelerine baktım. (Birçok ülkede artık İngilizce yayın yapan ulusal gazete var). Hiçbirinde işsizliğin nedeni olarak muhalefet gösterilmiyor, hiçbir ülkede iktidar partisi gazetecilere ya da iktisatçılara bizim işsizlik oranımız sizinkinden daha iyi diyerek azarlamıyor. Yani iktisadi sorunlara bizim oğlan sizin oğlanı dövdü şeklinde bakmıyor. Bu da bize özgü galiba. Hayırlısı olsun.

Şimdi Türkiye bağlamında dünyada işsizlik ne alemde ona bakalım. Açıkçası bu hafta başında ABD Başkanı B. Obama'nın da söylediği gibi işsizlik sorunu hemen hal edilecek gibi durmuyor. Obama işsizlik konusunda önümüzdeki beş yılda ancak mesafe alınabileceğini söylüyor. Haklı. Diğer ülkeler de durum pek farklı değil. İşsizlik yılın ikinci yarısı sonrası ABD'de yüzde 9.5- Japonya'da yüzde 5.3- Çin'de 9.6-İngiltere'de 7.8- Yunanistan'da yüzde 11,9- Almanya'da yüzde 7.6- İspanya'da yüzde 20.0- Brezilya'da yüzde 7. Listeyi uzatmak mümkün. Ancak işsizlik oranları farklı da olsa, tüm ülkeler için büyük sorun. Sorunun çözümü için bu ülkelerin çoğunluğu kısa, orta ve uzun vadeli programlar yaparak aşmaya çalışıyorlar. Bu çözüm paketlerine ilişkin Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) geçen yıl "İşsizlikle Mücadele: Ülke Uygulamaları ve Türkiye İçin Öneriler" adı ile bir derleme yapıp, yayınlamıştı. Derlemeden çıkan sonuç her ülkenin biri birinden öğreneceği bir çok şeyin olduğu yönünde idi.

Türkiye krizle birlikte işgücü piyasasındaki, daha doğrusu ekonomisindeki çarpıklıklarla bir kere daha yüz yüze geldi. İşsizlik oranı yüzde 16 düzeylerine çıktı. Bu oran elbette krizin yarattığı bir orandı. Ancak işgücü arz ve talebini göz önüne almayan iktisat politikaları nedeni ile atalet kazanmış olan yüksek işsizlik oranı hemen düşmeyecek. Bu yadsınamayacak bir gerçek. Neden? Şunlardan dolayı;

- Türkiye'de işgücüne katılım oranı yüzde 49.4- AB'de yüzde 70.9

- Türkiye'de işsizlik oranı 11.0-AB'de yüzde 7.0

- Türkiye'de genç işsizlik oranı yüzde 19.8- AB'de yüzde 6.9

- Türkiye'de kadınların işgücüne katılım oranı yüzde  28.4- AB'de 65.2

AB bu oranlara rağmen işgücü piyasasına ilişkin ciddi endişeler taşırken, Türkiye'de hükümet mevcut oranlarla her şey yolunda diyor. Yani sorun yok diyor. Sorun yoksa doğal olarak reçete de, tedavi de yok. Her halde bundan dolayı bahar aylarında büyük gürültü ile gündeme taşınan ve temmuz başında açıklanacağı söylenen "istihdam paketinden" eylül ayına girerken henüz ses seda yok.   

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019