İşsizlikte 2018’de olan oldu, peki ya bu yıl?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Eylül, ekim ve kasım aylarının ortalamasını gösteren ve ekim verisi olarak açıklanan işsizlik oranı yüzde 11.6’ya yükseldi.

Bir önceki ay yüzde 11.4 olan işsizlik oranına göre 0.2 puan, bir önceki yılın ekim ayında yüzde 10.3 olan orana göre ise tam 1.3 puan artış var.

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı da eylüle göre 0.2 puan artışla yüzde 11.3’ten yüzde 11.5’e çıktı. Mevsim etkilerinden arındırılmış oran, zaten şubattan beri sürekli artıyor. Şubatta yüzde 9.9 olarak gerçekleşen bu oran her ay düzenli olarak artarak ekimde yüzde 11.5’e ulaştı.

2018 yılının tümündeki ortalama işsizlik oranını bir ay sonra kasım verileri açıklandığında öğreneceğiz. Yeni ekonomi programında 2018’in ortalama oranı yüzde 11.3 olarak tahmin edilmişti.

Ekim, kasım ve aralık ortalamasını gösteren kasım verisinde ve kasım, aralık, ocak ortalamasını gösteren aralık verisinde yüzde 14’ü, 15’i zorlayan oranlar görmemiz sürpriz olmayacak.

Yeni ekonomi programında işsizliğin bu yıl yüzde 12.1’e tırmanacağı, 2020’de yüzde 11.9’a, 2021’de ise yüzde 10.8’e ineceği öngörülüyor. Yani üç yıl daha tek haneli işsizlik yok. 2022’de olur mu, o da bilinmez.

On yılın rekoru

TÜİK, işgücü istatistiklerinde bir anlamda yeni seri sayılabilecek verileri 2014 yılından itibaren açıklamaya başladı ve bu çerçevede 2005 yılına kadar giden seri oluşturuldu. Bu yeni veri seti gösteriyor ki 2005 yılından sonraki dönemde en yüksek işsizlik oranı yüzde 13.1 ile 2009 yılında gerçekleşti.

2009 yılının bir özelliği vardı. Küresel bir kriz yaşanmış, bundan Türkiye de doğal olarak etkilenmiş ve işsizlik tırmanıp gitmişti.

Şimdi biz daha 2019’a girmeden yeni ekonomi programının açıklandığı geçen yılın eylül ayında 2009’dan sonraki on yılın en yüksek işsizlik oranının gerçekleşeceğini kabullenmiş durumdayız.

Kaldı ki, bu yıl için öngörülen yüzde 12.1’in çok çok üstüne çıkılması gibi bir olumsuzluk da yaşanabilir.
Böyle bir durumun söz konusu olmayacağını varsaysak bile 2010-2019 döneminin, yani son on yılın en yüksek işsizlik oranını yaşayacağımızı peşinen kabullenmiş durumdayız.

Yüzde 12.1’i de arar mıyız?

Her ne kadar şimdi yüzde 12.1’lik 2019 yılı hedefini çok yüksek buluyor ve son on yılın rekoru olarak görüyorsak da bakarsınız “Keşke işsizlik yüzde 12.1 olsaydı” diyeceğimiz günler de gelir.

Gelir mi, muhtemeldir... Muhtemeldir; çünkü birkaç gündür öyle bir veri akışı var ki iyimser olmak hiç de kolay değil; hatta mümkün değil.

Sanayi üretimine bakıyorsunuz, adeta dibe oturmuş. Ekim ve kasım ayları toplamında 2017’nin aynı aylarına göre yüzde 5.3’lük daralma var. Aralık ayında daha yüksek oranlı bir daralma bekleniyor.

Üretemeyen sanayici yatırım mı yapacak, istihdamını mı artıracak? Yoksa mevcut istihdamı azaltma yoluna mı gidecek?

Ekonominin dengelendiğini söylüyoruz söylemesine de, bu dengelenme bayağı bir aşağılarda oluşuyor. Ekonomi adeta dibe oturacak ve o düzeyde yatay seyir yaşanacak gibi.

Bu orada olan da çalışanlara oluyor, işsizlik tırmanıyor. Baksanıza üç yıl boyunca işsizliği tek haneye indiremeyeceğimizi peşinen kabulleniyoruz.

İşsizliği aşağı çekemeyen, tam tersine işsizlik oranının daha da artması sonucunu doğuran bir ekonomi politikasının başarısından nasıl söz edilebilir ki?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar