İşsizlikte ayrıntıları geçin, büyük fotoğrafa bakın!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İşsizlikle ilgili olarak önceki gün açıklanan verilerden sonra çoğu zaman yapıldığı gibi detaylar didik didik edilerek nasıl olur da olumlu bir yön bulunur, arayışı içine girildiğini izliyoruz. Tuhaf oluyor doğrusu!

Bırakın ince hesapları, detaylarda boğulmayı, “ne yapar ne ederiz de iyi bir yön bulabiliriz” çabalarını, büyük fotoğrafa bakın!

Bu köşede dün de yazdık; yüzde 13’lük oranla haziran aylarının rekorunu kırmış durumdayız. Gidişat yıl sonunda yüzde 15-16 gibi bir işsizliğe işaret ediyor.

Üstelik yüzde 13’te, nasıl olduğu pek anlaşılamayan olağanüstü gelişmeler sayesinde kalabilmişiz. Nedir mi o olağanüstü gelişmeler, hemen aktaralım. İşgücü hazirandan hazirana olmak üzere 2015 yılında 900 bin, 2016'da 638 bin, 2017'de 1 milyon 176 bin, 2018'de 675 bin kişi artmış. Yani bu dört yılın ortalamasındaki artış 847 bin kişi.

İşgücü dediğimiz kavram, çalışmak isteyenlerin sayısı. Daha önceki dört yılda her yıl ortalama 847 bin kişi artan çalışmak isteyenlerin sayısı nasıl olmuşsa olmuş ve son bir yılda yalnızca 137 bin kişi artmış.

İşgücündeki artış böylesine çok az olunca işsiz sayısı artışı da haliyle düşük kalmış.

Bu konuya daha sonra detaylı bir şekilde yine eğiliriz. Eğilmemiz gerekir, çünkü bu makul bir durum değil. TÜİK’in de herhalde bu konuda ikna edici bir açıklaması vardır.

Şimdi işsizlik konusunda böylesine önemli ayrıntıları görmezden gelecek, ama didik didik ederek bazı verileri bulup gidişatın iyi olduğunu söyleyeceksiniz.

Örneğin işsiz sayısındaki artış mayıstan mayısa daha çokmuş, hazirandan hazirana daha az bir artış olmuş.

Örneğin mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik yüzde 14'ten yüzde 13.9'a düşmüş, bu da önemli bir eğilime işaret ediyormuş. Yüzde 14, yüzde 14.1'e çıksaydı bunu bir eğilimin sürmesi olarak yorumlamak tabii ki mümkündü, çünkü mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik aylardır zaten artıyordu. Ama bir aylık düşüş nasıl olur da eğilime dönüşüverir, nasıl böyle yorumlanır, hayret!

Dört işsizden biri üniversiteli

Dedik ya ayrıntıda boğulmayıp büyük fotoğrafa bakalım.

Eğitim durumuna göre son altı yılın işgücü, istihdam ve işsizlik verilerini bir tabloda birleştirdik.

Hazirandan hazirana olmak üzere son beş yılda işsiz sayısındaki artış 1.6 milyon kişi.

Bu artışta lise altı eğitimliler 611 bin kişiyle ilk sırada.

İkinci sırada 507 bin kişiyle üniversite mezunları bulunuyor.

Mesleki ve teknik lise mezunlarındaki işsiz sayısı da bu dönemde 256 bin kişi artmış.

Eğitim sistemimizin ürettiği sorunun büyüklüğüne bakar mısınız!

Gençlerimizi üniversiteye gönderiyor okutuyoruz, ama onlara iş yaratamıyoruz.

Bu yılın haziran ayında 4 milyon 254 bin olan toplam işsizin neredeyse dörtte biri, tam 1 milyon 57 bini üniversite mezunlarından oluşuyor.

Saatte 17 üniversiteli işsiz kalmış

Üniversite mezunu işsiz sayısı son bir yılda tam 150 bin kişi arttı.

Yılda 150 bin artış ne demektir biliyor musunuz; günde 411 üniversitelinin işini kaybettiği ya da mezun olduğu halde iş bulamadığı için işsizler ordusuna katılması demektir.

Günde 411 olan sayıyı daha çarpıcı hale getirelim. Yıl 365 gün, gün 24 saat hesabıyla her saat 17 üniversiteli işsizler ordusuna katılmış.

Şimdi yeniden duymak istiyoruz; işsizlikte iyileşme olduğu yolundaki görüşleri...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar