İşte TÜFE’de başlıca kalemlerin yeni ağırlıkları

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İşte TÜFE’de başlıca kalemlerin yeni ağırlıkları

Tüketici fiyatları endeksi geçen yıl 407 kalem mal ve hizmetin fiyatı izlenerek oluşturuldu. Sayı bu yıl 418’e çıktı. Ama toplam endeksin yarısını yine 33 kalem mal ve hizmetin fiyatı belirleyecek.

TÜİK verilerine göre bu yılki 418 kalem içinde en fazla ağırlığa sahip 33 mal ve hizmetin toplam payı yüzde 50.15 düzeyinde. Kalan 385 mal ve hizmetin payı ise yüzde 49.85.

Kapsamı biraz daha daraltalım. İlk on kalemin payı yüzde 28.44 düzeyinde bulunuyor. Geçen yıl da ilk on kalemin payı yüzde 29.43 olmuştu.

Önce şu ilk on kalemde ne gibi yer değiştirmeler yaşandı, ona bakalım.

Geçen yıl mazot ve benzin ilk on kalem içinde yer alıyordu. Bu ürünlerde ağırlık düştü. Bu yılki sıralamada mazot 11'inci, benzin 12'nci.

Mazot ve benzinin yerini ağırlıkları artan dana eti ve doğal gaz aldı. Dana eti 9’uncu, doğalgaz 10’uncu sırada bulunuyor.

Sigaranın geçen yıl yüzde 4.78 olan ağırlığının bu yıl yüzde 3.87’ye düşmesi de dikkat çekiyor. Bu düşüşte sigara fiyatlarının 2018 boyunca neredeyse sabit kalması etkili oldu. Sigara ağırlık sıralamasında bir basamak geriledi.

Vatandaş yakınmakta haklı ama...

Bu yılki uygulamada TÜFE’nin yüzde 28.44'ünün ilk on kalem mal ve hizmetten oluşacağını söyledik. Bu on kalem içinde, daha önceki yıllarda olduğu gibi, dar gelirli vatandaş bir yana, üst gelir grubuna dahil olanların bile sürekli tüketmeyecekleri mallar var. En dikkat çeken de otomobil.

Dizel ve benzinli otomobilin toplam payı yüzde 6.97 düzeyinde. Kim bırakın her ayı, her yıl otomobil alıyor ki! Otomobil fiyatları da geçen yıl yapıldığı gibi vergi avantajıyla aşağı çekilince bu durum TÜFE’ye büyük etki yapıyor.

Ama bu demek değil ki TÜFE yanlış bir hesaplamaya dayanıyor. TÜFE, Türkiye’deki tüm hanelerin toplam tüketim harcamalarındaki değişimi ölçüyor.

Türkiye’de örneğin 10 milyon hane varsa, bunların yine örneğin yüzde 0.5’e denk gelen 50 bini bir ay, diğer 50 bini sonraki ay, yüzde 0.1’e denk gelen 10 bini izleyen ay otomobil alabilir. Fiyatı yüksek olduğu için de otomobile yapılan harcama 10 milyon hanenin toplam harcamasında her ay için yüzde 7’ye yaklaşan bir yer tutabilir.

Dolayısıyla bu yöntemde ve hesaplamada bir yanlışlık olduğu söylenemez.

Ama diğer yanda şimdiye kadar hiç otomobil sahibi olmamış, bundan sonra da belki hiç olamayacak milyonlarca aile var. Onlar için de TÜFE, otomobil fiyatlarının düştüğü dönemlerde sanal bir şekilde düşük görünmektedir.

Ya kira ve sigara?

Otomobil kadar olmasa da benzer bir durum kira ve sigara için de geçerlidir. Kirada oturan ve gelirinin önemli bir bölümünü buna ayıranlar olduğu gibi, hiç kira harcaması olmayanlar da var.

Aynı şekilde milyonlarca kişi sigara bağımlısı ama bir o kadar kişi de sigara içmiyor.

Kira ve sigaranın TÜFE’deki toplam ağırlığı da yüzde 9’a yakın.

Bu açıdan değerlendirince bir orta yol bulmak gerekiyor. Bir grup “Ben kim, otomobil almak kim” diyebilir. Bir grup “Benim evim var, kira niye kapsanıyor” diye itiraz edebilir. Bir başka grup ise “Ben sigara içmiyorum ki” diye itirazda bulunabilir.

Hiçbir harcama dışlanamaz

Herkes kendi açısından haklı ama örneğin otomobil alması söz konusu olmayan biri kirada oturuyordur, onun açısından kira mutlaka kapsanmalıdır, hatta daha yüksek ağırlıkla.

Otomobil alacak durumu olmayan bir başkasının başını sokacak iyi kötü bir evi vardır, kira ödememektedir ama fena halde sigara bağımlısıdır, ona sorsanız sigaranın ağırlığı yüzde 3.87 değil, çok daha yüksek olmalıdır.
Sigara içmeyen, evi de kendisine ait olan biri otomobil almış, epey de borçlanmıştır, ona göre de otomobilin ağırlığı daha yüksek tutulmalıdır; üstelik onu kira ve sigara hiç ilgilendirmemektedir.

Ne yapacağız şimdi, kimi haklı göreceğiz?

Mevcut haliyle TÜFE, bir orta yoldur aslında. Tüm Türkiye parasını nereye harcamaktadır, bunun ortalaması alınarak bir hesaplama yapılmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar