İyi ki tanzim satış yapıldı, ya o da olmasaydı...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Mart enflasyonu beklentiler doğrultusunda geldi. Ama taze meyve sebze fiyatındaki artış rekor üstüne rekor kırıyor. Meyve sebze fiyatları bir yılda tam yüzde 71 arttı. Bundan sonra olağandışı gelişmeler yaşanmazsa 2019 yılı TÜFE artışını yüzde 13-14 dolayında tutma şansımız var.

Bir tanzim satış vardı, meyve sebze fiyatlarında kötü niyetliler yüzünden ortaya çıkan aşırı artışı frenleyecekti...

Mart ayı verilerine bakıyor bakıyor ve “Ya tanzim satış olmasaydı” demekten kendimizi alamıyoruz.

Mart ayında TÜFE’deki genel artış yüzde 1.03 ile beklentilere yakın gerçekleşti, bu tamam. Ama o çok iddialı olunan, hani adeta birilerine “ayar verilmesi” ni, birilerinin “yola getirilmesi” ni sağlayan tanzim satışın sonucu, etkisi ne oldu?

TÜİK’in dün yaptığı açıklamaya göre gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki mart ayı artışı yüzde 2.44. Bu gruptaki üç aylık artış yüzde 10.01, yıllık artış yüzde 29.77 düzeyinde.

Biraz daha detaya inmekte yarar var. “Tanzim satış harekatı” gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki tüm ürünleri kapsamıyordu elbette. Bu satışlarla amaçlanan taze meyve ve sebze fiyatlarındaki aşırı artışı durdurmaktı.

Tanzim satış çadırları kurduk, vatandaş sıraya girdi, sınırlı miktarda soğan, patates, patlıcan aldı.

Bu satışlar fiyat endeksine doğrudan etki edemezdi, etmemesi gerekiyordu; çünkü TÜİK’in yıl içinde nerelerden fiyat derleyeceği yılbaşında belli olur ve bu değiştirilemezdi.

Peki buralardaki satışlar dolaylı bir etki yaptı mı? Çok sınırlı bir etkiden söz edebiliriz. Belediyelerin sırtında yumurta küfesi, yükümlülükleri arasında nakliye, işçilik, vergi yoktu ki... Elbette marketlerden daha ucuza satış yapabilirlerdi ve yaptılar da. Ama bu satışlar marketleri dize getirecek ölçüde yaygın değildi. Bu satışlardan çok az sayıda vatandaş yararlanabildi.

Meyve sebze fiyatları uçtu

TÜİK verilerine göre taze meyve ve sebze fiyatları mart ayında yüzde 9.10 arttı. Üç aylık artış 44.03’ü, yıllık artış ise yüzde 70.69’u buldu.

Taze meyve ve sebze fiyatları ocakta yüzde 29.71, şubatta yüzde 1.78 artış göstermişti.

Ocak ayında yüzde 64.11 düzeyinde oluşan taze meyve ve sebzedeki yıllık fiyat artışı şubatta yüzde 59.75’e gerilemişti. Ama martta yüzde 10’a yaklaşan artışla birlikte yıllık oran yüzde 70.69’luk rekor düzeye fırladı.

Geçen yılın mart ayındaki durumu merak edenler çıkabilir. Aktaralım oranları. Taze meyve ve sebze fiyatları 2018’in mart ayında yüzde 2.10, ilk üç ayda yüzde 10.35, yıllık olarak ise yalnızca yüzde 0.39 artmıştı.

Yani vatandaş geçen yılın mart ayında meyve ve sebzeyi bir yıl önceki fiyattan alabiliyorken, şimdi geçen yıla göre yüzde 71’e yakın daha fazla ödeme yapmak durumunda.

Yıllık TÜFE nisanla birlikte gerilemeye başlayacak

Yıllık TÜFE geçen yıl nisan-eylül döneminde geçmiş yıl ortalamalarının çok üstünde bir artış gösterdi.

2003-2017 döneminde, yani on beş yıl ortalamasında TÜFE’nin nisan-eylül artışı yalnızca yüzde 2.72 oldu.

Geçen yılın nisan-eylül döneminde kaydedilen artış ise yüzde 16.16’yı buldu.

Nisan-aralık oranları birbirine daha yakın. Önceki on beş yıl ortalamasında nisan-aralık artışı yüzde 6, geçen yılki artış ise yüzde 17.

Bu yıl, ne 2003-2017 dönemindeki ortalama kadar bir artışta kalırız, ne de geçen yılki rekor oranı görürüz. Daha ortada, daha makul bir oran beklememiz gerekir.

Ayrıca enflasyonun nasıl seyredeceğini belirleyecek bir dizi etken var ama biz bu etkenlerle ilgili ne gibi gelişmeler olacağını bilmiyoruz.

Seçim sonuçları hükümeti nasıl bir ekonomi politikası uygulamaya itecek, henüz bilinmiyor. Bu politikalar ve bizim dışımızda ortaya çıkacak etkenler döviz kurunu nereye doğru hareketlendirecek, kestirmek çok zor.

Keskin düşüşler yaşanacak

TÜFE’de geçen yıl genel eğilimin çok ötesinde artış yaşanan aylar oldu. Ama önceki yıl ortalamalarına göre en belirgin farklar haziran, ağustos ve eylül aylarında gözlendi.

Özellikle eylül ayına geldiğimizde yıllık oranda çok belirgin bir düşüş göreceğiz.

Çok olağandışı sapmalara yol açacak gelişmeler yaşanmadığı takdirde bu yılın kalan dokuz ayındaki TÜFE artışı yüzde 10-11 dolayında gerçekleşebilir. Bu durumda da 2019 yılı TÜFE artışı yüzde 13-14 dolayında oluşacak demektir.

Ancak altını bir kez daha çizmekte yarar var. Bu tahmin, doların alıp başını gitmeyeceği, siyaseten kendimizi yeni girdapların ve belirsizliklerin içinde bulmayacağımız, uluslararası alanda karşımıza çıkacak sorunlarda boğulmayacağımız varsayımına dayanıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar