Küresel dengesizlik giderilmek zorunda

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Çin Merkez Bankası’nın yuanı yüzde 2 oranında devalüe etmesi üzerine başlayan tartışmalar devam ediyor. Kararı doğru bulanlar olduğu gibi karşısında olanlar da var. Amerika karşı olanların başında. Amerika’nın, Kanada’dan sonra en büyük ticari ortağı olan Çin’le 2015’in ilk altı ayındaki dış ticaret açığı 171 milyar dolar. Dış politikadan vergi politikasına kadar bir çok konuda anlaşamayan Cumhuriyetçi ve Demokratlar, söz konusu Çin’in döviz kuru politikası olunca hemen biraya geliyorlar. Devalüasyon sonrasında yine sesler yükseldi. Çin ekonomisindeki yavaşlamadan dolayı kârları azalan Amerikan şirketleri, devalüasyonun kârları daha da azaltacağından kaygılılar. Peki, Çin neden devalüasyon yaptı? Bunun nedeni, büyüme hızının önceki yıllara göre gerilemesinden duyulan rahatsızlık olabileceği gibi, deflasyon riskine karşı bir önlem de olabilir. Son otuz yılda gerçekleştirdiği olağanüstü büyüme hızlarıyla Amerika’nın arkasından dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in başarısında ihracatın payı büyük. Ancak, 2008 resesyonunun sonrasında meydana gelen gelişmeler, ihracata dayalı modelle büyümenin sürdürülmesinin zorlaştığını gösteriyor. İç ve dış ekonomik dengeler kadar, Çin’in değişen sosyal ve demografik yapısı da bu tür bir modelin sürdürülmesine karşı. İhracat büyümenin sürekliliği için önemli olmakla birlikte, Çin yönetiminin iç pazarın büyüme üzerindeki büyük potansiyelini gözardı etmesi düşünülemez.
***
Ülkeler arası ekonomik ilişkilerin olabildiğince geliştiği; dışa açılmanın, ekonomik kalkınmanın olmazsa olmaz koşullarından biri olarak görüldüğü günümüz dünyasında, döviz kuru ve politikası büyümenin sürekliliğine katkıda bulunan en önemli araçlar arasında. Kurlardaki değişiklik ekonomideki fiyatlar üzerinden reel sektörü etkiliyor. İktisat teorisi dış ticaret fazlası veren ekonomilerin paralarının diğerlerinkine göre değerlerinin artacağını söylüyor. Yuanın dolar ve diğer paralar karşısında değerinin artması beklenirken artmamasının nedeni, döviz kuru rejiminin Çin Merkez Bankası’nın kontrolünde olmasıdır. 1998-1999 Asya Finansal Krizi’nden sonra parasını dolara endeksleyen Çin, o zamandan bu yana aynı sistemi biraz esneterek aynen sürdürüyor. Yuanın aşırı mı değerlendiği, yoksa değerinin ihracatı desteklemek için suni olarak düşük mü tutulduğu tartışmaları, Çin Merkez Bankası serbest döviz kuru sistemine geçene kadar devam edecek. Gelişmeler, dolardaki yükselişin şimdilik devam edeceği yönünde. FED Başkan Yardımcısı Stanley Fisher, uluslararası ekonomide meydana gelen değişikliklerin para ve faiz politikasının oluşturulmasında belirleyici olduğunu söylüyor. Acaba, yuanın devalüasyonu faizleri arttırmaya hazırlanan FED’in kararında etkili olacak mı? Bunun zayıf bir ihtimal olduğu söyleniyor, ancak mümkündür. Zira, para politikalarının etkileri birden bire ortaya çıkmıyor. Bundan dolayı, FED devalüasyonun ekonomi üzerindeki etkilerini görmek için bir süre daha beklemeye karar verebilir.
***
2008 Resesyonu'nun hemen sonrasında yapılan tartışmaları hatırlayalım. Krizden çıkışın yolunun küresel dengesizliğin giderilmesine bağlı olduğu; bu bağlamda, ekonomileri ihracata dayalı Çin ve Almanya gibi ülkelerin iç talebin arttırılmasına yönelik politikalara ağırlık vermeleri, Amerika gibi açık verenlerin de ihracata yönelmeleri tavsiye ediliyordu. Bu görüşü savunanlara göre, Amerika’nın dünya ekonomisini ayakta tutmak için aşırı tüketime dayalı modeli sürdürülemezdi. O zaman kabul gören bu görüş, zamanla etkisini yitirdi. Öyle anlaşılıyor ki, küresel dengesizliğin giderilmesi konusunda bazıları o kadar istekli değil. Peki, eski sistem sürdürülebilir mi? Bundan böyle, Amerika ne resesyon öncesi modelle büyümesini sürdürebilir, ne de dünya ekonomisinin büyümesine destek olabilir.

Buna ne gücü ne de isteği var. Amerika’nın her iki partiden siyasilerinin mesajlarının altında yatan görüş de bu.

Borçlanan, işlerini kaybeden insanlardan eski tüketim alışkanlıklarını sürdürmeleri beklenmemeli. Dünya ekonomisinin yeniden istikrarlı büyüme sürecine girebilmesi için küresel dengesizliğin giderilmesi gerekiyor. Çin’in parasını dalgalanmaya bırakması bunun başlangıcı olabilir. Yuanın dolar ve euronun yanında uluslararası ödemelerde kullanılan bir para birimi olması da buna bağlı.
 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016