Kurum kültürü ile 2024’e girerken…

Ebru DEMİR KOÇAK
Ebru DEMİR KOÇAK ebrudemir.kocak@dunya.com

Ekonomideki negatif gelişmeler, küresel krizler, dünyadaki savaş ve değişen ekosistem, şirketleri gün geçtikçe zorluyor. Bu zorlu günlere karşı öngörülü ve tedbirli olan liderler, şirketlerini belirledikleri hedeflere ulaştırmak amacıyla stratejiler geliştiriyorlar. İşte böyle dönemlerde organizasyonların sürdürülebilirliği için daha çevik, dinamik ve deneyimli bir yönetim ekibi ile yönetişim büyük önem taşıyor. Çünkü bu sırada yapılan en kritik hatalar yönetim kadrolarındaki değişimlerden ve organizasyon kültüründeki uyuşmazlıklardan doğabiliyor. Özellikle EYT sonrası emekli olup, farklı kariyer planı yapan, yönetim kademesindeki çalışanların, şirketlerdeki dengeleri sarstığını sıklıkla duyuyoruz.

Organizasyon kültürünün önemini ifade eden en güzel cümlelerden biri, ünlü düşünür Peter Drucker’ın “Kültür stratejiyi kahvaltı niyetine yer” sözüdür. Belirsizliğin arttığı, krizin tırmandığı zorlu günler yaklaşırken yönetsel değişimlerdeki kaza risklerini azaltmak ve stratejilerin geçerliliğini kültür ile paralel şekilde sağlamak için neler yapılmalı? Organizasyon kültürünün, şirketlerin sağlığı ve sürdürülebilirliği adına gizemli bir güç olduğunu düşünüyorum. Organizasyon kültürü ve şirket temel yapısında bozulmalara neden olmamak, kayıplar yaşamamak için, çalışanlarla açık iletişimin büyük önem taşıdığına inanıyorum.

Özellikle işe yeni başlayanlar, yeni bir yapılanma, bölümler arası rotasyon gibi önemli değişim süreçlerinde, bu durumun gerek liderler gerekse çalışan ekipler ile doğru zaman ve doğru yöntemlerle, açık iletişim ve ortak kültür dili ile ifade ederek yönetmenin son derece kritik olduğunu düşünüyorum. Araştırmalara göre, işten ayrılma sebepleri içinde ciddi bir oranda, adaptasyon sorunları ve kültürel uyuşmazlıklar olduğu görülüyor. Profesyoneller işe alım süreci boyunca yönetimlerin, genel organizasyon yapıları ve kültürleriyle ilgili yeterince şeffaf bir yaklaşımda bulunmadıklarını belirtiyor.

Diğer taraftan ise kurumun kültürü hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan, süreçlerde yüzeysel kalan liderler, yönettikleri fonksiyonlar özelinde yanlış kararlar alabiliyor. Mevcut yapıda görevlerine devam etmeme kararı almaları durumunda ise yönetimi zora sokabiliyorlar. Kapsayıcı bir kültür inşa etmek, bence en önemli anahtar. Kapsayıcılık sadece etik bir değer olarak kalmamalı, zorlu koşullara hazırlanırken stratejinin de temelini oluşturmalıdır. Unutmayalım ki farklılıklar zenginliktir. Çeşitliliğin ve kapsayıcılığın temellerinin oturtulduğu yapılar ise daha sağlam, daha güçlü olmaktadır.

Araştırmalar gösteriyor ki kapsayıcı kültür yapısı oluşturan organizasyonlar daha çevik ve daha istikrarlı hareket etmektedir. Son 10 yıllık dönemde Türkiye’de birçok organizasyon zorluklarla mücadele ederken, kapsayıcı organizasyon kültürüne sahip şirketler zorlu koşullarda daha çevik kalabildiklerini söylemek mümkün. Bu çevik şirketlerin çalışanlarının yüksek motivasyonu ve aidiyeti ile yönetimler hedeflerine ulaşmak için emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Çalışan bağlılığını artırıcı ve sürdürülebilir bir ekosistem için kapsayıcı bir kültür inşa etmek gerekiyor. Unutmamak gerekir ki, artık tüm çalışanlar çalışacakları organizasyondaki kapsayıcılık ve politikalara göre tercihlerde bulunuyor. Zorlu dönemlerde şirketlerin ayakta kalması, yönetimlerin belirledikleri hedeflere ulaşabilmeleri, organizasyonun geleceği ve sürdürülebilirliği için kültür en bağlayıcı unsurdur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liderler ve yöneticiler 06 Nisan 2024
Liderlik ve koçluk 09 Mart 2024
Çalışan deneyimi 03 Şubat 2024
Empati, şefkat ve liderlik 09 Aralık 2023