Laikliğin önemi şimdi daha iyi anlaşılıyor
Yeni yıla dünya iyi başlamadı. Paris’te Charlie Hebdo adlı mizah dergisinin merkezine ve müşterilerin çoğunluğunu Musevilerin oluşturduğu markete yapılan kanlı saldırılarla ilgili bağlantılar dallanıp budaklanıyor. Katliamları gerçekleştiren Kouachi kardeşlerle Amedy Coulibaly’nin El Kaide ve ISIS’in direktifleriyle hareket ettikleri görüşü yaygın. Bu arada, önce Fransa’da aranan daha sonra ise, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiği tespit edilen Hayat Boumeddien’in ise çatışmada ölen Coulibaly’den daha radikal ve örgüt içinde kilit görevde olduğu ileri sürülüyor. Yapılan yorumlar sadece Fransa’da değil, Amerika da dahil olmak üzere birçok Batı ülkesinde İslamcı teröristlerin çok sayıda hücre evinin olduğu yönünde. ABD’de, artan İslamcı terörün Obama yönetiminin yanlış politikasından kaynaklandığı yönündeki görüşler artıyor. CNN’de haftanın başında konu ile ilgili görüşlerine başvurulan kişilerden biri de Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörlerinden, aynı zamanda Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Lindsey Graham dı. ABD’nin Obama dönemindeki Ortadoğu politikasını pasif bulan Senatör Graham, Irak ve Suriye’de ISIS’in eylemlerinin hava saldırılarıyla önlenemeyeceğini, kara birliklerinin yer almadığı operasyonların bir işe yaramayacağını da açıkladı. Cumhuriyetçilerin diğer önemli senatörlerinden biri olan John McCain de aynı görüşte.
***
CNN’den Paris yürüyüşüne ilişkin verilen görüntülerde Fransa Başkanı François Hollande’ın tüm liderlerle samimi şekilde kucaklaşırken, Başbakan Davutoğlu’nun sadece elini sıkmakla yetinmesi, Fransa ve Batı’nın Türkiye’nin samimiyetinden kuşku duyduğunun ifadesidir. İslamcı otoriter yönetime kayan hükümetin politikaları içeride gerilimi artırırken, dışarıda da sorgulanıyor.
Ülke olarak imajımızın iyi olduğu söylenemez. Bunun da tek nedeni son üç yıldan bu yana tüm iyi niyetli uyarılara karşın sürdürülmekte olan yanlış politikalardır. Sınırlarını iyi kontrol edemediğinden, terörist grupların geçişini engellemediğinden dolayı Türkiye Batı ülkelerinde son zamanlarda çok sık eleştiriliyor. Davutoğlu’nun Almanya’yı ziyaretinde de bu konu gündeme geldi. Buna karşılık Başbakan’ın, şimdi isterseniz sınırları kapatırız şeklindeki açıklaması ise çok geç olmanın ötesinde hatalı politikanın bir anlamda kabulünden başka bir şey değil.
***
Paris katliamı, Afrika’nın hem nüfus hem de ekonomik açıdan en güçlü ülkesi Nijerya’da Boko Haram adlı şeriatçı terör örgütünün yaptığı katliamı dikkatlerden kaçırdı. Katliamda ölü sayısının 2000’nin üzerinde olduğu söyleniyor. 1960’da İngiltere’ye karşı bağımsızlığını kazanan Nijerya uzun süreden beri Boko Haram örgütünün tehditi altında. Örgütün amacı, ülkenin kuzeyinde Şeriat yasalarına dayalı bir devlet kurmak. Nijerya-Çad sınırı yakınlarındaki Baga’da meydana gelen katliam, Amnesty International’a göre şimdiye kadarkilerin en kanlısı. Kurbanların çoğunluğunu saldırılardan kaçamayan çocuklar, yaşlılar ve kadınlar oluşturuyor. Nijerya’nın katolik Başpiskoposu dünyanın Paris’teki teröre gösterdiği duyarlılığı Nijerya’dan esirgemesine öfkeli. 23 kişinin öldüğü son saldırıyı yapan üç kadın intihar eylemcisinden biri 10 yaşındaki bir kız çocuğu. Bu barbarlıkların hiç bir açıklaması olamaz. İslam dünyası zor bir süreçten geçiyor. Hal böyleyken yükselen İslam karşıtlığına şaşırmanın pek anlaşılır bir yanı yok.
***
Görünen o ki, 21. yüzyılda din ve mezhepler arası çatışmalar artacak. Yaşanan olaylarda Ortadoğu’ya demokrasi getirmek adı altında bölgenin istikrarını dolaylı ve dolaysız yoldan bozan herkesin sorumluluğu vardır. Paris katliamı laik ve demokrat yönetim biçiminin dünyanın geleceği açısından önemini bir kez daha ortaya koydu. Bir an önce aklımızı başımıza almalıyız. Yoksa hiç istemediğimiz gelişmelerle karşı karşıya kalabiliriz.