Matematiksizlik faturası

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

 

İngiltere’de, matematik öğreniminde başarısız gençlerin ülke ekonomisine yılda 20.2 milyar Sterlin (24.4 milyar Euro) zarar verdiği hesaplandı. Bu miktar, İngiltere GSYH’sinin yüzde 1.3’üne karşılık. 

Pro Bono Economics şirketince yapılan araştırmadan çıkan sonuca göre:
Rakamlardan anlamayan, matematiği bilemeyen gençlerin iş bulma olasılığı yok. Devletten işsizlik ödeneği alarak bütçeye yük oluyorlar. Bu kitleye başka beceriler kazandırmak uğruna ve işsiz gençlerin yarattığı asayişsizlikle başa çıkmak için milyonlarca Sterlin harcanıyor. İşsizlikten kaynaklanan evlilik dışı çocuk sahibi olma ve uyuşturucu, fuhuş gibi durumlar ekonomiye zarar veriyor. İşsizlikten dolayı depreseyona girenlere de devlet baba yardım ediyor.

Fatura toplamına bakıyoruz: Vatandaşın kaybı 8.8. milyar Sterlin. Devletin kaybı 8.2 milyar. İşverenin kaybı 3.2 milyar. 

15 yaşındaki gençlerin matematik, fen ve anadilde sorulan soruları anlama ve muhakeme yürütme becerisini, yani öğrendiğini ne kadar kullanabildiğini gösteren PISA araştırmasının sonuncusu (2013’te açıklanan 2012 verileri) İngiltere’yi 65 ülke arasında matematikte 26. sıraya koyuyor. Türkiye, bu PISA’da hep en aşağılarda, malumunuz. Aynı 2013 İndeksi’nde Türkiye, matematikte 44. sırada. Fen'de 43. sırada. Okuduğunu anlamada 42. sırada. 

Türkiye’deki bu durum, kendini zaten ortaöğretimden üniversiteye geçiş sınavlarında (YGS) gösteriyor: Sadece matematik başarısına bakacak olursak, 40 sorulu sınavda 2010’da ortalama doğru oranı 11.4 iken, 2011’de 7.5. Bir sonraki yıl 2012’de bu oran 6.9 ve 2013’te yine 7.5. İstikrarlı bir yetersizlik söz konusu. Fen bilimleri ve Türkçe için de benzer düşüşler var ama onlar bu haftanın konusu değil.
Öğrencilerin matematik öğrenemeden ortaöğretimden üniversiteye geçmesi ve üniversitede matematiğe “ihtiyaç olmayan” bir bölümde de okursa, mezuniyetten sonra bu “matematiksizliğin” ekonomiye etkisini bilmek yararlı olur. Belki, tek doğal kaynağımız olan gençliğimizin işsizliğini azaltmaya çalışırız böylece. Daha büyük tablo zaten daha vahim: Ortaöğrenim çağındaki gençlerin en az yarısı okumuyor. 

Acaba bütün bu durumların, Türk ekonomisine etkisi nedir? İngiltere, PISA’da matematikte 26. sıradayken bu kadar zarara uğruyorsa, 44. sıradaki Türkiye’nin zararı nedir?
Ayrıca, bu durumlar, yaratıcılığın (ve bunun doğal uzantısı sayılan yenilikçi fikir üretiminin) kaynaklanması gereken genç beyinlerin yetersizliğine de işaret ediyor. Yenilikçilik (inovasyon) ise, ekonominin küresel rekabetçilikte olmazsa olmazı. 

ABD, PISA 2013’te matematikte 36. sırada. Orada da bu, bir “ekonomi” sorunu olarak görülüyor. Ortaöğretimde her öğrenci için hükümet ortalama 7,743 Dolar harcadığı halde durum şu: Matematikte başarı oranı yüzde 31-45 arasında değişiyor. 

Her ülkenin, “kendisini ölçü aldığı” bir ülkesi vardır: ABD’nin ölçüsü, komşusu Kanada. PISA 2013’te Kanada, matematikte 11. sırada. Amerikalılar hesap etmişler: Eğer ABD’nin, Kanada düzeyine çıkması sağlanırsa, ABD ekonomisine bu, 80 yıl içinde 77 trilyon dolar katkı yapacak.

İngiltere ve ABD’de matematik eğitimini yenilikçi biçimde değiştirme kampanyaları yürüyor. ABD’deki, “Neden matematiği, araba kullanmayı öğretir gibi öğretmiyoruz?” diye soruyor. İngiltere’deki, halkı matematiğe “kafa tutmaya” davet ediyor (National Numeracy Challenge). Türkiye’de ise böyle bir derdimiz yok. 

Özür: Geçen hafta ICANN yerine, ICAAN diye yazmışım. Özür dilerim.   
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019