Menüde ‘sohbet’ var

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

 

Yemek listesi gibi hazırlanmış bir menü: Giriş. Soğuk Başlangıçlar. Sıcak Başlangıçlar. Ara Sıcaklar.
Ana Yemek. Tatlılar. Çay, kahve, gazoz kısmı.
Ama bunlar yemek değil, sohbet konuları...
Şöyle: Bir sohbete “giriş.” Sonra sohbeti daha geliştirmek: İşin meze kısmı. Zamanla, sohbetin ısınması (ara sıcaklar). Daha koyu sohbete geçiş (ana yemek). İşin hoşluk boyutuna ulaşması (tatlı).
  *** 
Bu, İngiliz sosyal tarihçi (ve dolayısıyla filozof) Theodore Zeldin’in icat ettiği Sohbet Yemeği. İngiltere’nin ezeli ve ebedi zıt kardeşi Fransa’da “En sevilesi İngiliz” olarak tanınan Fransa uzmanı tarihçi Zeldin’in 2001’de kurduğu Muse (İlham) Vakfı’nın faaliyeti.
Birbirini tanımayan kişiler, bu yemeklere kayıt yaptırır. Masada karşılıklı çift olurlar. Ve menüdeki 25 konudan birini seçerek sohbete başlarlar. Geyik sohbeti değil, “içerikli” sohbet.
Özellikle turistler için ideal. Turist çünkü yabancı bir şehirde, kiminle konuşacak? Otelciyle, garsonla, taksi şöförüyle falan. Orada yaşayanlarla ahbaplık kurması, sohbet etmesi pek mümkün değil. Ama böyle bir Sohbet Yemeği’nde, o şehirden birileriyle hemen oracıkta ahbaplık kurabilir.
Zeldin’in iletişime getirdiği bu yeni tanımı şimdi Viyana’da iki tarihi kafe, turizm gelirine dönüştürmeye başladı. 1899’dan kalma Cafe Museum ve 1950’den kalma Cafe am Heumarkt, ayda bir yemekli sohbet akşamları düzenliyor. Cafe Museum, müzemsi bir kafe olduğu için yemek menüsü adam başına 50 Euro. Şarap falan ekstra. Öbürü daha mütevazi: 40 Euro.
Sohbet yemeğine katılanlar, oraya varınca müstakbel ahbaplarına tanıştırılıyor. Bir masaya geçiyorlar. Yemekler geliyor. Sohbet Menüsü de geliyor. Ve inşallah birbirlerinden hoşlanarak saatler ilerliyor. Hoşlanmazlarsa bir daha görüşmüyorlar.
  *** 
Muse Vakfı’nın esas faaliyeti İngiltere’de, ve özellikle Oxford Üniversitesi yöresinde. Ama Beijing’den Yeni Delhi’ye, Paris, Londra gibi Avrupa şehirlerinden Johannesburg ve Montreal gibi daha farklı şehirlere kadar Muse Sohbetleri yapılmış. Profesör Zeldin, “İnsanlığın Mahrem Tarihi” (Intimate History of Humanity) ve “Diyalog” (Conversation) başta olmak üzere özellikle Fransa hakkında cilt cilt eser yayınlamış üretken bir fikir adamı olarak konferanslar da veriyor. İstanbul’a da 2007’de Forum İstanbul’un davetlisi olarak gelmiş, Liderlik ve İhtilaf Çözümleri konulu bir konuşma yapmıştı.
Tek cümleyle özetlemek gerekirse Zeldin, çalışanlar açısından “anlamlı” yaşamın, paradan daha önemli olduğunu, bu nedenle, iş yaşamının yenilikçi bir şekilde yeniden tanımlanmasını öneriyor. Bunun için, karşılıklı konuşma ve sohbeti önemsiyor- tek yönlü monoloğu değil. Her konuya başkasının “gözüyle” bakmayı önemsiyor. Lafı uzatmayalım, “adam gibi” iletişimi yani... Twitter ve Facebook ve başka benzer ileri teknolojik iletişim araçları nedeniyle unutmaya başladığımız gerçek sohbeti...
Okuyunca “Eee? Ne var bunda?” dedirtecek kadar olağan ve normal bu görüşleriyle AB Komisyonu bile ilgilendi. Zeldin, Komisyon’a “İşin Geleceği” konulu bir proje bile hazırladı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019