Mucitler ve yenilikçiler

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Geçen yazıda ünlü bazı mucitlerden örneklerle icatçılığın tahsil veya iyi aile çocuğu! olmakla bir ilgisi olmadığını söylemiştim . Bu mucitlerin en azından bir kısmının hocaları tarafından neredeyse zihinsel engelli olarak tanımlanmış olmaları da onların süper zeka olmadığını gösteriyordu. Bu yazımda iki örnekle yenilikçilik denilen şeyin ne icatla ne de bizde her gün Çin'le, ABD'ile kıyaslanılıp "Azdır" diye şikayet edinilen ar-ge bütçeleri ile de pek alakalı olmadığını göstermek istiyorum.

20. yüzyılın sonu ile 21. yüzyılın başlarında herkesin hayatını en fazla etkileyen buluşların başında şüphesiz bilgisayar donanım ve yazılımları geliyor. Yazılım konusunda en ileride gelen tekel konumundaki Microsoft. Bu şirkete atfedilen BASIC, MS-DOS, Windows,  Word, Excel, İnternet Explorer ve Active Directory artık küçüklü büyüklü herkesin bildiği ve/veya kullandığı yazılım ve sistemler. Microsoft'tan başka Apple ve Steve Jobs efsanesi de var. Önemli buluşları Macintosh bilgisayarı ve elbette "mouse". Bilgisayarlarla tanıştığım 1969 yılında ne Windows vardı ne de mouse.

Şimdi Microsoft'a bir bakalım. Benim lisans öğrenciliğimin son yıllarında Türkiye'ye gelen BASIC Microsoft tarafından 1975'te yayımlandı. Ben bunu 1968'de gördüğüme göre demek ki mucidi Microsoft değil. 1981 yılında MS-DOS çıktı. MS-DOS Microsoft'un Seattle Computer Products'dan Tim Paterson'un altı haftada yazdığı  zaten yeni bir buluş olmayan QDOS "Quick and Dirty Operating System" isimli sisteme UNIX'den bir kaç ilave ile verdiği yeni isimdi.  Microsoft bunu IBM'e "piyasaya süreceğiniz yeni PC'ler için hazırladık" diye pozisyonladı. 1983'te açıklanan Windows-1 1985'de piyasaya sürülebildi. Pek de iyi bir sistem değildi. Windows'un yaygınlaşması 1990 ortlarında Windows-3 ile başladı. Windows da Apple firmasının Macintosh makinalarında kullandığı sistemden esinlenilmişti. Macintosh'un kullandığı sistem de zaten özgün değil, Xerox firmasının PARC sisteminden; o da 1968 de Doulas Engelbart'ın (Augmentation Research Center, Stanford Research Institute) bulduğu GUI'den alınmıştı. Microsoft daha sonra VAX VMS ve ondan da önce varolan sistemlerden alıntı yaptığı Windows NT/2000 sistemlerini piyasaya sürdü. Daha Microsoft kurulmadan 1972 yılında ortada olan Lexitron ve Linolex'in yazılımları ile 1979 yılında, doktora öğrencisiyken kullandığım WordStar yazılımına dayalı Word; 1978 de piyasaya sürülen VisiCalc, ve Lotus 1-2-3 temelli Excel;  ve 'National Center for Supercomputing Applications at the University of Illinois at Urbana-Champaign' tarafından geliştirilen NCSA Mosaic Web browser'den alınan Internet Explorer diğer örnekler. Sözün kısası hepimizin hayatını değiştiren Microsoft mucit değil.

Gelelim bir diğerine: Apple. Apple kurulduktan sonra 1979'da Jobs isimli girişimci Xerox şirketine kendisine kapılarını açma şartıyla 100,000 hissesini bir milyon dolara satma vaadinde bulundu. Xerox epey düşündükten sonra Jobs'a Xerox Alto isimli bilgisayarını göstermeye razı oldu. Larry Tesler adlı bir Xerox mühendisi Douglas Engelbart'ın 1968'de bulduğu ve "mouse" dediği cihazla bir gösteri yaptı. Jobs "Bu bir devrim" diyerek Apple'a geri döndü ve ekibine ekran mönülü, Windows'lu ve mouse kullanan bir bilgisayar tasarlamaları için talimat verdi. Gerisi tarih. Sonuç ünlü Macintosh  bilgisayarı oldu. Yani Apple ne yazılımın ne de şu anda elimin altındaki mouse'un mucidi değildir.

Bu tür ilginç örneklerle bir kitap doldurabilirsiniz. Konumuza ilişkin alınacak dersler ise bir sayfayı geçmez. Önemli ikisi şöyle. Önce icat (invention) ile yenilikçilik (innovation) farklı şeyler. Ne Apple ne de Microsoft mucit değiller ama yenilik yaptıkları muhakkak. İkincisi yeniliklerin başını ArGe bölümlerinin değil patronların çekmesi. Üçüncüsü her mucit girişimci, her girişimci yenilikçi, her yenilikçi de girişimci değiller. Mucit, yenilikçi, girişimci gibi kavramları çok iyi anlamadan  Türkiye'nin her tarafında üniversiteler, kalkınma ajansları, odalar ve birlikler tarafından birbirlerinden bağımsız olarak açılan inovasyon, girişimcilik, ve benzer amaçlı KOBİ destekleme merkezlerinin semere vermeyeceği kanısındayım. Haftaya kadar bir düşünün bakalım ülkeler için akıllı strateji, mucitleri girişimci mi yapmak yoksa girişimcileri yenilikçi mi?

Sağlıcakla kalın.

1 Geçen haftanın son paragrafında bir dizgi hatası olmuş. Paragraf şöyle olacaktı : Bu örneği bir istisna olarak okuyorsanız, algılama engelli olduğu için ilkokuldan uzaklaştırılan ve 10 yaşına kadar özel dersler aldıktan sonra trenlerde gazete satarak, fizik kimya kitapları okuyarak mucit olan Thomas Edisonu, evlilik dışı doğup orta halli bir aile tarafından evlatlık edinilen ve  sadece bir sömestre üniversite tahsilinden sonra Hint fakirliğinden başka bir şeyle uğraşmayan Apple kurucusu Steve Jobs'u da  anlatabilirim, Bill Gates'i de okuyabilirsiniz.

2 Bu konuda da mucitlik iddiasında değilim. İlgilenen okurlar benzer tartışmaları  http://ugurozmen.com  adresinde yenilikcilik-ve-fikircilik başlığı altında okuyabilirler

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019