Mütemadi KGF’nin avantajı ne, riski ne...

Açıl SEZEN
Açıl SEZEN Dünyanın Parası acil.sezen@gmail.com

Başbakan Binali Yıldırım’ın dün açıkladığı Fon’un “mütemadi” hale gelmesi, son derece önemli. Hem büyük avantajları hem de beraberinde getirdiği önemli riskleri var. Çünkü...

Kredi Garanti Fonu, yılbaşında Türkiye ekonomisini deyim yerindeyse “ipten alan” uygulamalardan biri oldu. İşsizliğin ciddi şekilde yükseldiği, işletmelerin nakit akışlarının bozulduğu, iflas tartışmalarının çok yükseldiği bir ortamda ekonominin tıkalı tüm damarlarının açılmasını sağladı.

Bu açıdan gerekliliği, sağladığı katkı gerçekten de çok büyük oldu.

KGF olmasa, muhtemelen Türkiye’de bugünkü işsizlik şu anki seviyesinin çok üzerinde, %15’lere yaklaşmış düzeylerde olurdu.

250 milyar liralık fonun 200 milyar liranın üzerindeki kısmı kullandırıldı.

Çıkış maksadı “yatırımların artışı” olsa da artık hemen hepimiz biliyoruz ki, bu kullanım 3 amaca hizmet etti:

1) İşletme sermayesi finansmanı: Yani işletmeler zararlarını, nakit akışlarını, çevirmekte güçlük çektikleri çeklerini, borçlarının finansmanını bu krediler sayesinde ya çevirdiler ya da ödeme şansına sahip oldular.
2) Kredi yapılanması: Birçok işletme vadesi kısa ya da maliyeti nispeten yüksek olan kredisini KGF kredisiyle değiştirdi ve yapılandırdı. “Yeniden yapılandırma oranı çok düşük, yüzde 5’lerde” denilse de, tüm bankalar da aktarıyor ki durum aslında tam olarak böyle değil. A bankasından krediniz varsa B bankasından KGF alıp, A bankasındaki kredinizi kapattığınızda bu aslında yapılandırma demek. Ancak B bankasından aldığınız KGF kredisi, KGF nezdinde taze kredi olarak görülüyor. Veya KGF alıp bir başka bankadaki rotatif kredinizi kapattınız, bu da aynı şekilde.
3) Yedek akçe: Bazı kurumlar da ortalama faizi %14.5’lara gelen KGF kredilerini yedek akçe olarak kullanmayı tercih etti. Bu kadar düşük maliyetli bir parayı daha sonra bulma ihtimalinin olmayabileceği beklentisi, bu yaklaşımı güçlendirdi. Krediyi alıp mevduata çevirenler, DTH yapanlar da oldu. Kontrol edildiği söylense ve bu konuda bankalar üzerinden bir mekanizma kurulmaya çalışılsa da, krediyi verdiğinizde onun kullanımını denetleme şansına sahip olamıyorsunuz.

Bunlar, KGF’nin olumlu tarafları.

Zaten dün BIST’teki tüm bankalar da bu olumlu tarafları fiyatladı. BIST Bankacılık Endeksi, bu satırlar yazıldığı sırada %5’ler civarında yükselen banka hisseleriyle doluydu.

Şimdi gelelim risklere:

1) KGF, kredi/mevduat oranlarının çok hızlı şekilde yükselmesiyle sonuçlandı. Çok hızlı bir şekilde kaynak toplamaya çalışan bankalar arasındaki mevduat yarışı hızlandı. Mevduat faizleri %14’lerin üzerindeyse, bunda yüksek enflasyon kadar agresif KGF kullandırımlarının payı da var. KGF kalıcı olacak ve geri dönüşler de kredi olarak kullandırılacaksa, mevduat faizlerine daha yakından bakmak gerekecek gibi görünüyor.
2) KGF, yatırım amacına beklenen oranda hizmet etmedi. Bunu yatırım rakamlarından görebiliyoruz. Büyüme rakamlarının altındaki gayrısafi sabit sermaye oluşumunun daralıyor olması, bunun önemli bir göstergesi. Üstelik Merkez Bankası enflasyon raporunda da Belirsizlik Endeksi’nin yüksek kapasite kullanımına rağmen yatırımların önündeki en önemli engel olduğu net şekilde ortaya konulmuş durumda. Aynı kaynak, sürekli çevrilecekse taze yatırım kredisi kullandırabilmek için fona taze kaynak üretmek gerekebilir.
3) Yukarda aktardığımız gibi zarar finansmanı, KGF’nin önemli fonksiyonlarından biri oldu. Bu her zaman kötü değildir, bazen gerçekten de yaşaması halinde vücut bulup gelişebilecek işletmelerin yaşamasını sağlar. Ancak eğer iş modeli yanlış, yönetimi yanlış işlerin zararını fonluyorsak, bu doğal olarak kaynakların doğru kullanımının sorgulanmasına neden olur. Zira bazen de yanlış iş yapan işletmelerin ölmesine izin vermek gerekir.
4) KGF kendine önemli bir know-how edindi. İşletmelerin kredi skorlarını tutan, onları takip eden bir fonksiyon kazandı. Bu güzel. Ancak bunun bir süre sonra bankaların kendi kredi risk değerlendirme süreçlerinin üzerine baskı oluşturması riski var. Bankanın kendi süreci negatif çıktığında “Benim ölçüme göre kredibl olan bir şirkete neden kredi vermiyorsun” şeklinde bankalara baskı yapılması olasılığı birçok bankacıyı ürküten bir nokta. Var diye söylemiyorum, bir endişeyi not düşmek adına yazıyorum.
5) KGF çok doğru bir enstrüman, ancak bütün bankacılık sistemini KGF üzerinden dizayn etmeye çalışmak, beklediğimizden daha olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eli yatırıma gitmemek... 21 Ağustos 2019
Acılara tutunmak... 03 Temmuz 2019