Orhan Turan ve Candide

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI levent.akbay@dunya.com

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu geçti­ğimiz hafta toplandı. Kurul Başkanı Tuncay Özilhan, Bakan Mehmet Şim­şek ile yapılan görüşmeden sonra tespit ve önerilerini açıkladı. “Temel değerler konu­sunda netleşmeli ve çoğulcu demokrasiyi, la­ikliği, piyasa ekonomisini ve kurallara dayalı liberal dünya düzeninin parçası olmayı artık tartışma dışına itmeliyiz.” diyerek ekonomi konusunda ‘yapılması gerekenler’i sıraladı. Piyasaya devlet müdahalesinin olumsuz so­nuçları konuşmasındaki ana vurgu oldu. Tür­kiye ekonomisinin sorunlarının çözümü için üç ayaklı bir program önerdi. Bu üç ayağı; makro ekonomik istikrar, yapısal reformlar ve hukuk devleti oluşturuyor.” dedi ve ekledi: “Bu başlıkların üçüne de eş zamanlı başlamak gerekiyor.”

Ardından TÜSİAD Yönetim Kurulu Başka­nı Orhan Turan görüşlerini açıkladı. İstanbul Sözleşmesi’nden eğitim reformuna, faizler­den krediler ve yatırımlara, enflasyondan adil vergi sistemine, gelir dağılımının iyileştiril­mesinden kapsayıcı büyümeye, verimlilik he­definden AB ile ilişkilere kadar bir dizi konu hakkındaki güncel görüşlerini dile getirdi.

Bu noktadan sonra, ‘Gerçek beka sorunu depremdir.’ saptamasıyla; “Kurumlarımızı güçlendirerek afet yönetiminde planlı ve ka­tılımcı bir süreci hayata geçirmeliyiz. Siyasi kutuplaşmanın ve kısa vadeli önceliklerin, bu gerçek beka sorununu gölgelemesine izin ver­meyelim.” dedi. “Marmara Bölgesi için çalış­malarımızı süratle tamamlayalım.” uyarısı ile ‘deprem’ ile ‘gerçek beka sorunu’ arasındaki ilişkiyi somutlaştırdı.

Peki, neden “Deprem deyince aklıma Volta­ire’in ‘Candide’ ya da ‘İyimserlik’ başlıklı ki­tabı geliyor.” dedi? Faiz, döviz, enflasyon ve de yapısallar filan derken işin Candide’e ka­dar uzanması şaşırttı. Böylesine bir süreçte, neden Voltaire ve Candide?

Voltaire, Aydınlanma Çağı’nın sivri dilli fi­lozofu. Hayatı boyunca insan haklarını, fikir ve din özgörlüğünü savunmuş. 1759’de yayın­lanan kitabı Candide’te eleştirdiği Leibniz ise tüm zamanların en büyük matematikçilerin­den biri ve aynı zamanda filozof. Leibniz’de ‘sınırsız bir iyimserlik’ hakim. Voltaire ‘in asıl karşı çıktığı ise dinsel iyimserlik hali. Ateist olmamasına karşın papazların elinde dinin uygulanış şekline ve etkilerine karşı. Kitapta mevcudun, “mümkün dünyaların en iyisi ol­duğu” felsefesi kara mizah yoluyla eleştirilir.

Kitabın kahramanı olan genç ve her şey­den habersiz Candide, Alman düşünürü Le­ibniz’in felsefesini temsil eden Pangloss ve sağduyunun temsilcisi olan filozof Martin ile bütün dünyayı felaketlerle dolu çeşitli serü­venler yaşayarak dolaşırlar. 30 bölümlük se­rüvenlerde iyimser dünya görüşü ve ‘her şey olacağına varır’ yaklaşımına dayanan inanç eleştirilir. Kitap yayınlandıktan sonra İsviç­re, İtalya ve Fransa’da yasaklanır.

Candide başından geçen kötü onca olaya rağmen filozof Pangloss’un dediklerine uya­rak her şeyin ‘iyi’ olduğuna inanır. O’na yaşa­mın anlamını İstanbul’da tanıdığı bir dervişin ‘bahçemizi yetiştirelim’ sözü öğretir ve ‘iyim­ser’ düşünceden İstanbul’da vazgeçer. Candi­de bunca zamanını boşa geçirdiğini anlayarak yanındaki hikaye kahramanlarına birer iş ve­rir ve bahçesini yetiştirmeye başlar.

Orhan Turan’ın tarifsiz acılara yol açan in­san kaybının yanı sıra, büyük ekonomik yıkım yaratan deprem gerçeği için ‘en büyük beka sorunu’ diyerek , yaşanacak ‘Marmara dep­remine hazırlık yapılması gerektiği’ uyarısını Candide üzerinden anlatması anlaşılır. Can­dide’in 1759’da felsefi çözümü bulduğu İstan­bul’un bugün aynı konuda çözüm arıyor olma­sı ise zor anlaşılır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyon birikirse!.. 06 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023