Otonom araçlar geliyor

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Koray ÖZTOPÇU

Otonom arabalar olarak da adlandırılan sürücüsüz ve kendi kendine giden otomobiller, bir kişinin manuel olarak kontrol etmesini gerektirmeyen, üzerindeki sensör, kamera ve radarla gittiği yolu, trafik durumunu ve çevre şartlarını algılayarak çalışan otomobillerdir. Bu araçları 21. yüzyıl içerisinde yeni yeni görmeye başladık fakat gelecekte daha fazla önde olacak teknolojilerin başında geliyorlar.

Otonom araçların ilk adımları

 1939’da Norman Bel Geddes, yola gömülü metal sivri uçlarla üretilen radyo kontrollü elektromanyetik alanların yönlendirdiği elektrikli bir araç olan ilk sürücüsüz arabayı tasarladı. 1958'de ise üretici firma bu konsepti gerçeğe dönüştürdü. Sürücüsüz araç teknolojisi günümüzde radar, GPS ve bilgisayar görüşü sistemleriyle donatılarak trafikteki yerini alıyor.

Sürücüsüz arabalar günümüzde birkaç farklı formatta mevcuttur; bunlar, tamamen otonom sürüşten (ellerinizin direksiyonda olmasına gerek olmadan) veya yalnızca sürücünün aracı belirli bir süre kontrol etmesini gerektiren sürücü destekli teknolojiye (örneğin, ‘Otomatik pilotlu araçlar’) kadar uzanır.

Otonom araçlar ileri teknoloji yapısı sunuyor

 Otonom araçlar otomatik pilot sürüşünü, sensörler sayesinde trafikteki fren yapan ve park halindeki araçların konumlarını belirlerken, aracın direksiyon kontrolü, yavaşlama, hızlanma gibi manevralarını doğru ve hızlı bir şekilde gerçekleştiriyor. Mesafe ölçebilen özelliklere sahip bu sensörler kameralarla tabelaları, yayaları yani canlı ve cansız tüm nesneleri algılıyor.

Araç, tüm bu teknolojiyi ve kayıtlı saatlerden elde edilen geçmiş verileri kullanarak nereye gittiğini, çevresinde ne olduğunu ve hangi alanlardan kaçınacağını bilmek için çevresinin bir haritasını oluşturabilir yol ışıklarını, trafik işaretlerini ve yol işaretlerini okuyabilir hatta diğer araçları, bisikletlileri ve yayaları izleyebilir.

Otonom araçların geleceğine ilişkin istatistikler ve tahminler

 Bir rapora göre otonom araç pazarının 2035 yılına kadar 400 milyar dolara kadar ulaşması bekleniyor. Otonom sürüş pazarının, bir rapora göre 2030’a kadar 80 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Bu tahminler gelecekte otonom araçların popülaritesinde büyük bir patlama yaşanacağına işaret ediyor.

Otonom akıllı ve bağlantılı araç pazarı büyüyecek

2030'da satılan binek otomobillerin yüzde 20'si otonom teknolojilerini içeriyor ve 2035'e kadar bu oranın yüzde 57'ye ulaşması bekleniyor. Pazar, 2030 ile 2040 arasında her yıl yaklaşık yüzde 40 büyüyecek. Üreticiler, 2035 yılına kadar, otonom sürüşün 400 milyar dolar seviyesinde bir gelir sağlayabileceğini açıklıyor. Pazarın, 2030 ile 2040 arasında her yıl yaklaşık yüzde 40 büyümesi ve yaklaşık 1.7 trilyon dolarlık bir toplam değer havuzuna katkıda bulunması bekleniyor.

Otonom sürüş, tüketiciler için müşteri bağlılığı, finansal ürünler, sigorta gibi ürünlerde önemli bir değer yaratıyor. Otomotiv endüstrisi içinde otonom akıllı araçların servis, tedarik, alt yapı yatırımı, Ar-Ge faaliyetleriyile birlikte özellikle yazılım ve mobil operatörlerle yeni satış ve iş stratejileri geliştirme, yeni teknolojik yetenekler edinme ve güvenlikle ilgili endişeleri giderme konusunda yeni oluşumları birlikte getireceğini görüyoruz.

Sürücüsüz araçların çevresel faydaları

Otonom arabalar, insan tarafından sürülen bir araca kıyasla sürüş sırasında önemli ölçüde daha az enerji kullanır. Kendi kendine giden araçlar daha az yakıt yakılması veya daha az pil gücü tüketilmesi anlamına gelir, bu da daha az hava kirliliğine neden olur.

Artık bir araç çocukları okula bırakabiliyor, anne ve babayı işe götürebiliyor ve sonra onları geri alma zamanı gelene kadar kendi kendine park edebiliyor. Bu, hem yoldaki toplam araba sayısını hem de emisyonlara katkıda bulunan gereksiz örtüşen yolculukları azaltırken, sürücüsüz otomobil teknolojisi geliştikçe, daha hafif bataryaların kullanılması ve motorda ağır güvenlik değişikliklerine daha az ihtiyaç duyulması nedeniyle otomobillerin ağırlığının da azalması bekleniyor.

Otonom araçlar, yeni ekosistemde sadece emisyonların azaltılmasına, trafik kazalarının azaltılmasına ve şehir planlamacılarının yollardan ziyade yeşil alana odaklanmasına yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda şehirlerde insanların yaşamlarında ulaşıma ayırdıkları zamanı azaltacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024