Riskler yeniden artıyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Uluslararası kuruluşlar yılın başında hazırladıkları raporlarda 2011'e ilişkin iyimser veriler yayınladılar. Ancak bu iyimser hava dağılmaya başladı. İyimser havayı bozan olguların başında Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde başlayan ayaklanmaların neden olduğu petrol fiyatlarının artması geliyor. Nitekim dün Brent tipi ham petrolün varili 117 dolara ulaştı.

Bu hafta bir olumsuz gelişme de AB'nin iflasın eşiğindeki ülkesi Yunanistan'ın kredi notunun, uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından üç kademe düşürülmesi oldu. Yunanistan'ın notu BA1'den B1'e indirildi. Böylece Yunanistan ekonomisinin not görünümü negatife çevrilmiş oldu. Yunanistan, Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu'dan 153 milyar dolarlık kredi anlaşması imzalanmasına rağmen bu kararın alınması, önümüzdeki günlerde yeni bir not indirimine gidilebileceği göstermekte.

Tüm bu gelişmeler ile birlikte dünya ekonomisindeki ikili görünüm ya da kutuplaşmanın keskinleşiyor olması yeni riskleri de beraberinde getirmekte. Bu kutuplaşmanın tarafları Çin ve ABD.

Çin ve ABD dünya para sistemi konusunda hâlâ anlaşabilmiş değiller. Dünya para sistemi oluşturulmasına temel teşkil edecek olan dış ticaret politikalarında ABD serbest dış ticaret politikalarından yana ağırlığını koyarken, Çin daha korumacı bir dış ticaret politikasını savunmakta. Bu da doğal olarak ABD ile Çin arasındaki çatışmanın sürmesine neden olmakta. Açıkçası şu anda bu durum ABD aleyhine işlemekte. ABD dengenin daha da Çin lehine açılmaması için Çin'in rezervlerinde dolar ağırlıklı olması konusunda ısrarcı olmakta. Ancak Çin bu baskıya daha ne kadar dayanır, buna hiç kimse yanıt verememekte.

Diğer yandan AB'deki borç krizi ile Çin'in izlediği yüksek oranlı büyüme politikası dünya ekonomisini yeni bir enflasyonist sürece sürüklerken, ABD ekonomisindeki deflasyonist baskının halen devam etmesi, dünya ekonomisini farklı bir yöne sürüklemekte. Bu yapılanmaya ilişkin okuduğum en iyi yorumu Economist Intelligence Unit'ten Robert Ward yaptı. Ward kurumun internet sayfasında yazısına şu ifade ile başlıyor: "Uykumu kaçıran riskler var, bunlar sizlerin de uykusunu kaçırmalı." Robert Ward, AB'deki krizin İspanya'nın borç yapısı nedeni ile daha da derinleşeceğini iddia ederek, bu gelişimin sonucunda Euro'nun çökme noktasına gelebileceğini söylüyor. Ward analizini oldukça veciz bir sözle tamamlıyor: "Euro gerçekten çökerse, Lehman Brothers'ın iflası bunun yanında çay partisi gibi kalır."

Sözünü ettiğimiz risklerin temelinde uluslararası para sistemi konusunda yaşanan belirsizlik yatmakta. Bu köşeyi izleyenler iki yıldır bu konu üzerinde sık sık durduğumuzu anımsıyorlardır. Bunun nedeni işte bu sözünü ettiğimiz risklerdir. Ne yazık ki söz ettiğimiz riskleri ortadan kaldırmak için çok fazla güç odağı yok. AB, (ancak daha ziyade) ABD ve Çin'in ortak bir noktada buluşmaları gerekiyor. Tarafların anlaşmaması diğer ülke ekonomilerini de etkilemekte. Ancak onların bu oyuna girmeleri mümkün değil. Onların görevi seyirci olmaktan öteye gidemiyor (gidemez). Almanya, İngiltere, Brezilya gibi kimi ülkeler bu riskleri en aza indirgemeye yönelik önlemler almakta. Ancak Türkiye'nin de içinde bulunduğu bir çok ülke konuya kayıtsız kalmakta.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019