Sabancı Vakfı, 10 yıldır sivil toplumu güçlendiriyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Sabancı Vakfı; kadın, genç ve engellilerin eşit fırsatlara sahip olmalarını ve topluma aktif katılımlarını destekleyen Hibe Programları ile 10 yıldır sivil toplum kuruluşlarının projelerini destekliyor.

Hedef, sivil toplum kuruluşlarının kaynak ve kapasite bakımından gelişmelerini, toplumda yarattıkları etki açısından güçlenmelerini sağlamak.

Programın yola çıkış noktası, Hacı Ömer Sabancı’nın “Bu topraklardan kazandıklarımızı bu toprakların insanlarıyla paylaşmak” ilkesine dayanıyor.

Hibe Programı kapsamında, bugüne kadar toplamda 74 ilde 126 projeye 12 milyon TL’den fazla hibe desteği verildi ve ulusal düzeyde önemli etkiler yaratıldı.

Desteklerin derinleşmesi ve geliştirilmesi için ise hibe programının yıllık bütçesi 2 milyon TL olarak belirlendi.

Hibe desteği verilen projeler, kadınların ve engellilerin ekonomik ve toplumsal hayata katılımlarının güçlendirilmesi, engelli bireylerin eğitime erişiminin artması, gençlerin sosyal hayata katılımlarının  teşvik edilmesi ve engellilere yönelik algının toplumun tüm kesimlerinde değiştirilmesi gibi alanlarla çözümler yaratan projeleri kapsıyor.

Ekim Zamanı

Desteklenen projelerin öyküleri "Ekim Zamanı" isimli kitaplarda toplanıyor. Kitabın adının neden Ekim Zamanı olduğunu Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı şöyle anlatıyor: “Toprak emek ister. Ekim, tohumların dikildiği, umutların yeşerdiği zamandır. Sabancı Vakfı olarak tam 43 yıldır insan sevgisiyle ve bütün bireylerin haklardan eşit yararlandığı bir toplum vizyonuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bundan sonra da kalıcı etki yaratmak için, çalışmaya ve yepyeni tohumları toprakla buluşturmaya devam edeceğiz.”

Ekim Zamanı kitabında yer alan öyküler, Güler Sabancı’nın ifade ettiği gibi, “Sabancı Vakfı’nın 10 yılda filizlendirdiği tüm tohumların birbirinden güç alarak büyümesinin hikayesini, yeşeren her bir tohumun hikayesini, ülkemizde sivil toplumun güçlenme hikayesini” anlatıyor.

Hikayelerin her biri umut verici;

- Down Sendromu Derneği’nin Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum isimli iş koçu destekli istihdam programı, engelli bireylerin iş hayatına katılmasına, kendi ayaklarının üzerinde durmasına destek veriyor.

- Engelli Üniversite Öğrencileri İnisiyatifi olan Eğitimde Görme Engelliler Derneği engelsiz kampüslerin artması için çalışıyor.

- İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, eğitime eşit katılımı savunurken, ders kitaplarında engelli bireylere yönelik ayrımcı yaklaşımı değiştirmeyi hedefliyor.

- Mardin Kültür Derneği, Mardinli gençlere tiyatro yoluyla kültürel gelişim fırsatı sunuyor.

- Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, özel gereksinimli çocukların nitelikli eğitime ulaşmasını hedefliyor.

- Yaşam Kadın Merkezi Derneği, yerelde sivil toplumun desteklemesi için çalışıyor.

Bu öyküler bize, kadın ve kız çocuklarına yönelik daha kaliteli, daha kadın odaklı yerel hizmetlerinin gelişmeye başladığını; kadın ve engelli haklarının korunması ve bu konuda bilincin artması yönünde gözle görülür ilerlemeler sağlandığını; STK’ların daha görünür hale geldiğini; gönüllülük kavramının geliştiğini; sadece fonun değil, hayata dair gerçek deneyimlerin paylaşıldığını anlatıyor… Tohumlar toprakla buluştukça da anlatmaya devam edecek…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar