Sanatta inovasyon sınırı?

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

 

Bir sanat eseri: Yüksekliği 90 metre. Ayasofya’nın kubbesi yerden 60 metre olduğuna göre, bir 30 metre daha eklemek gerekiyor.
Bu sanat eseri, kapalı bir mekanda şimdiye kadar inşa edilen en büyük “heykel.”
Almanya’da Essen yakınında Oberhausen’de, sanat merkezine dönüşmüş gazometrenin içinde yapıldı.
Sanatçı, gazometrenin çeperini 20 bin metrekare ipek-naylon karışımı özel bir kumaşla kapladı. Kumaşın ağırlığı 5.3 tonu buldu.
Esere “Hava Heykeli” denildi.
Çünkü heykelin içi boş. Asansörle yanından, tepesine kadar çıkıyorsunuz.
Kondom tarzında bir kaplamanın tepesini görüyorsunuz. Sonra aşağı inip, eserin “içine” giriyorsunuz.
  ***
Yenilikçi sanata yenilikçi kavramlar, yeni sözcükler...
Bugünkü konumuzu, Christo diye bilinen Vladimirov Javacheff’e borçluyuz. O, bir “konumlandırma (enstalasyon) sanatçısı.”
Eşi ve ilham perisi Jeanne-Claude 2009’da öldükten sonra, Christo ilk eserini Oberhausen’de yaptı.
Türkiye değil ama dünya, Christo ve Jeanne-Claude’u ilk kez 1968’de Almanya’da Kassel’de açılan yüksek prestijli öncül (avantgarde) sanat sergisi Dokumenta’da tanıdı: 85 metre yüksekliğe erişen, hiç bir iskeleti olmadan, sadece içindeki havayla ayakta duran bir “eser”di bu.
O güne kadar kimsenin yapmadığı bir şeydi bu. Eser, yukarıya doğru dikilene kadar iki kez yırtıldı. Ama neticede 10 saat dikili kaldı. Christo ve J-C, 1969-2005 arasında hep böyle yenilikçi, görselliği müthiş, birbirinden ilginç “açık hava eserleri” yapılar. Hepsi, bir öncekinden daha ses getirdi.
1971: California’da 400 metre uzunluğunda 14 bin metrekare bir “bez”i dağ tepe dinlemeden doğaya gerdiler.
1976: Benzer bir eseri 5.5 metre yükselik 40 km uzunlukta California’da yerleştirdiler. Eserin, arazilerinden “geçmesi” için 59 çiftçiyi ikna etmeleri gerekti. 200 bin metrekare naylon bez kullanıldı.
1983: Miami’deki 11 adanın etrafını suda yüzen, pembe renkte polipropalinle kapladılar. Kıyıdan 61 metre uzağa kadar yayılan 603,850 metrekare alan.
1985: Paris’in en zarif köprülerinden Pont Neuf’ü 40 bin metrekare kum rengi poliyamidle kapladılar.
Sadece bunu görmek için 3 milyon kişi köprüye gitti.
1995: İki Berlin’in birleşmesini kutlamak amacıyla Parlamento Binası’nı (Reichstag) 100 bin metrekare yanmaz polipropilen ve alüminyum folyo ile paketlediler. Bu eseri 5 milyon
kişi ziyaret etti.
2005: New York’un ortasındaki “Gezi Parkı”na (Central Park) sadece kasası olan, içi boş duran 7,503 kapı diktiler. Her kapının üzerinden safran sarısı bir örtü sarkıttılar. Parkta yürüyenler her kapıdaki örtüyü kaldırarak “kapıyı açtı” ve yürümeye devam etti. Toplam 37 kilometre.
Başka eserleri de var, ama anlat anlat bitmez. Dizi olur. Acaip dikkat çeken, dünya medyasında yankılanan en “baba” eserlerinin kısacık bu özeti dahi, Christo ve J-C’un bitmeyen yaratıcılıklarına örnek.
Bu kadar ortalık yerde yapılan bu dev eserler için yerel yönetimlerin, halkın, bürokrasinin sağladığı işbirliğini eklemek gerek. Eserleri yapıp, gösterip, sonra ortadan kaldırmaları, işin ayrı bir yanı: Sanat eserine yeni tanım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019