Seçim sonrası sıkıntılı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Seçim gerginliği bir süre için bitti. Bir süre için diyorum çünkü ufukta yerel yönetim seçimleri var. Mart 2019’da yapılacak olan bu seçimler genel seçimde olduğu kadar belirsizlik ve gerilim yaratmayacak ama yine de tansiyonun görece yüksek olduğu bir süreçten geçeceğiz. Olağan koşullarda olsa böyle bir süreç bizi çok etkilemeyebilir ama bu defa durum farklı. Fark Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanıyor. Ekonominin ufku sıkıntılı görünüyor. Üstelik söz konusu sıkıntılar “Bugün önlem alırız, haftaya sorunları çözeriz” türünden sorunlar değil. Bir süredir gündemde olan ve seçim nedeniyle gölgede kalmış ve yoğunlaşmış olan iktisadi sorunların aşılması için hemen harekete geçilmesi gerekiyor.

Bugün başımızı ağrıtan sorunlar salt içeriden kaynaklanıyor olsa hem taşınması hem de çözülmesi biraz daha kolay olabilir. Oysa yaşadığımız zaman diliminde kendi ekonomimizin ürettiği sorunların yanı sıra dünyadan bize sarkan sorunlar ve tehditler de var. Yakın çevremizde uzun zamandır süregelen jeopolitik sorunlar ve sıcak çatışmaları kast etmiyorum. Siyasi ve iktisadi maliyetleri olan bu sorunlar uzun zamandır zaten var. Bunun dışında yeni gelişen ve doğrudan ekonomimizi tehdit eden bir dizi sorun var. ABD Merkez Bankası’nın (FED) yeni başlayan ve gittikçe yoğunlaşacak olan bir parasal sıkılaştırma girişimi bunlardan birisi. Koşullar normal olsa bu bizi fazla ilgilendirmeyebilir. Ama uzun süren bir parasal gevşeklik döneminden sonra politikanın bu yöne dönmüş olması başta bizim gibi sıcak para bağımlısı haline gelmiş olan ülkeler olmak üzere herkesi sıkıştıracak. Parasal sıkılaştırma beklentileri baskı altına alacak, riskleri artıracak. Döviz kurları yükselecek, faizler artacak ve ekonomi hız kesecek. Bu sürecin ilk adımları söz konusu fiyatlarda artan oynaklık olarak yaşanmaya başladı bile. FED’in faiz arttırması kısa sürede sonlanacak bir gelişme değil. Bunun bize yansımaları da böyle olacak. ABD’nin para politikasındaki bu tersine dönüş görece uzun bir süre iktisat politikası uygulamalarımızı kısıtlayacak ve bize sıkıntı verecek.

Dünyadan bize yansıyan ve olumsuzluk taşıyan gelişmeler salt parasal sıkılaştırmayla sınırlı değil. Yeni ve taze olan bir sorun daha geldi gündeme. Bunda da ABD başı çekiyor. Başkan Trump mevcut uluslararası ticaret düzeninin ABD aleyhine sonuçlar ürettiği görüşünden hareketle küresel ticarete müdahale etmeye, kendi ithalatına tahditler koymaya, var olan vergileri yükseltmeye başladı. Trup’ın eliyle kendi ticareti daraltılacak olan ülkelerin elleri de armut toplamadı tabii. Onlar da bu uygulamaya aynen karşılık verdiler ve ABD’den ithal ettikleri bazı ürünlerin üzerindeki gümrük vergilerini arttırdılar. Böylece “ticaret savaşı” denilen bir uygulamanın ilk adımları atılmış oldu. Az sayıda ülkede gözlenen çok yönlü bir girişim bu. Ama sonuçta yaratılacak olan etki dinamiğinin hızla gelişip, küresel ölçekte yaygınlaşması olasılığı var. İktisadi etkileri itibariyle bu uygulamanın iki yönü olduğu söylenebilir. Bunlar ithal vergilerindeki yükselmenin fiyatlar ve miktarlar üzerindeki etkisidir. Vergileme fiyatları yükseltecek, vergilemenin taşıdığı koruma etkisi ise üretim miktarlarını azaltacaktır. Enflasyon ve durgunluk yaratma potansiyeli taşıyan bir gelişmedir bu. Ticaret savaşlarının yayılmasına bağlı olarak dünya ekonomisinde enflasyon baskısı artarken, durgunluğun derinleştiği bir dinamik gelişecektir. Stagflasyon dediğimiz türde bir krizdir bu.

Bir yandan parasal sıkılaştırmayı bir yandan da ticaret savaşlarını dünya ekonomisinin iki önemli kırılganlığı olarak değerlendirmek doğru olur. Bu ikisi de masum gelişmeler değildir. Tersine bulaşıcılık dozu yüksek, ciddi kriz üretebilecek kırılganlık noktalarıdır bunlar. Dolayısıyla özel bir ilgiyle, doğru yönetilmeleri gerekir. Henüz yeni bir seçim sürecinden çıkmış, kendi kırılganlık dozu yükselmiş olan Türkiye ekonomisi açısından bu gereklilik daha da yüksektir. Seçim sonrasında ekonomi politikaları yeniden kurgulanırken bunun mutlaka dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018