Siyasetçiye “doğruyu” söyletmek

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

Siyasetçilerin, kasıtlı (bilerek) veya kasıtsız olarak (bilgisizlikten) veri ve bilgiyi kendi amaçları için eğip bükmesinden, hatta düpedüz yalan söylemesinden, uydurmasından bıkan yabancı ülke gazetecileri “Veri Denetleme Birliği” kurmaya doğru gidiyor. 

Veri denetleme şu demek: Siyasetçinin sözünü, yazdığını, anlattığını otomatik doğru kabul etmeden, her satırını tek tek incelemek. Hele istatistik verisi kullandıysa, bunları ana kaynağından kontrol etmek. Yani, siyasetçi “doğru” mu diyor, ona emin olmak. Doğru demiyorsa, doğrusunu kamuoyuna açıklamak. 

Özellikle G7 ülkelerinde (Rusya ile G8, ama o hariç) medya, zaten siyasetçiyi sınava çeken bir yapıda. Bir başbakana, “O söylediğin yanlış” demek mümkün. Bu nedenle veri denetleme, esas G190 ülkeleri için yenilikçi bir adım olacak. Bu ülkelerde oluşmaya başlayan veri denetimciliği, yakında küresel bir birlik şeklinde örgütlenecek. 

ABD’de 2000 Başkanlık Seçimi ardından yaşanan oy sayımı rezaletiyle G. W. Bush başkan seçilmişti. Medyanın bu kuşkulu süreçteki davranışları ve uygulamaları, medya etiğiyle meşgul akademisyenleri ve ciddi basın kurumlarını harekete geçirdi. Ülkece ünlü Annenberg Kamu Yönetimi Merkezi (APPC) bünyesinde bir Veri Denetleme Birimi (Fact Check) 2003 sonunda kuruldu, 2004’ten beri faal. 

On yıldır FactCheck.org sitesinde 7/24, Amerikalı her türlü siyasetçinin her cümlesine “acaba doğru mu?” diye bakıyorlar. Deli pösteki sayar gibi... FactCheck’in, medyanın saygınlığını artırmaya yönelik veri denetimi girişimini Washington Post da benimsedi: Fact Checker diye benzer bir site açtı. Halen ABD’de üçüncü bir merkez daha var: PolitiFact. 

ABD’de irili (Başkan Obama’dan başlayarak) ve ufaklı (kasaba belediye başkanı vb.) her cins ve boydan siyasetçiyi gece- gündüz etik ve bilgi eleğinden geçiren bu girişimler başka ülkelerde de benimsendi. İngiltere’de Full Fact, Arjantin’de Chequeado, hatta İran’ı izleyen Rouhani Meter derken, sayıları meğerse 80’e yaklaşmış. (Ara not: Rouhani Meter, elbette İran’da değil, Toronto Üniversitesi Munck Uluslararası İlişkiler Okulu’nda faal). 

İtalya’daki La Pagella Politica, hepsi arasında en eğlenceli ve ibretlik olanı. Çünkü İtalya’da 2000’lerden beri siyasal istikrar sıfır. Siyaset bir yalan-dolan tiyatrosu. Ekonomi duraklamış. Memleket sadece “yaşlılara, turistlere, müzecilere, lokantacılara kalmış” durumda. Geleceğe dair bir umut görülemiyor. Eh, medyada veri denetimi de bu ortama uygun tabii... 

La Pagella’nın kurucusu Alexios Mantzarlis, AB bürokratları ve siyasetçileri için de veri denetleme birimi kurdu: Fact Check EU. G7 medyası, veri doğrulama konusunda özellikle siyasetçilere odaklı. Bu ülkelerde düşünce ve ifade özgürlüğünde sorun yok. Ama G7 dışında sorunlar artıyor. Bunların fiili yansıması olan medya özgürlüğünde ne kadar çok ülkenin nerelerde olduğu malum. 

Son zamanlarda bizde de adı geçen “veri gazeteciliği” ile “veri denetimi” aynı şey değil ama benzeşik. Veri gazeteciliği, kamuya açık verilerden hareketle somut ve doğru haber üretmek: Resmi istatistikleri, sosyal medya ile oluşan gayrı resmi verileri haberin temeli direği yapmak. Veri denetimi ise, bir siyasetçinin, kamuya açık veri ve istatistikleri doğru kullanıp kullanmadığına bakmak... Bu iki türün de işleyebilmesi, kaynak verilerin esasen doğru ve hatasız olmasına bağlı. G7 ülkelerinde bunu sağlayacak mekanizmalar mevcut. Ama G190 ülkelerinde bu konu sorunlu. Hele Açık Veri’ye kapalı ülkelerde siyasetçi, açık-kapalı her veriyi istediği gibi kullanırken, vatandaşa aynı hakkı tanımıyor. Küresel ekonominin, artık tamamen “bütünsel veri” temelli özelliğinin farkında olmadan..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019