Sosyal bilim “işe” yarıyormuş!

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

İngiltere’de sosyal bilimler eğitimi, araştırmaları ve bu alandaki her faaliyetin ülke ekonomisine yaptığı katma değer hesaplandı: Yılda 24.3 milyar sterlin. Bizim parayla 88 milyar gibi. Sadece üniversitelerde sosyal bilim eğitimi ve araştırmasının katkısı ayrıca hesaplandı: Yılda 4.8 milyar sterlin. Bizim parayla 17 milyar gibi.

Sosyal bilim araştırmalarının üniversiteden sanayiye, topluma, siyaset planlamasına aktarımıyla sağlanan katma değer hesaplandı: Yılda 19.4 milyar Sterlin. Bizim parayla 70 milyar gibi. 

Bu hesabı, İngiltere’nin küresel boyutta önemli sosyal ve ekonomi bilimleri okulu London School of Economics (LSE) yaptı. “Sosyal Bilimlerin Etkisi: Akademisyenler ve Araştırmaları Nasıl Bir Fark Yaratır?” başlıklı bir kitap olarak 29 Ocak’ta yayınlanacak. [The Impact of Social Sciences. LSE Public Policy Group (Kamu Yönetimi). SAGE akademik yayınevi.]

Bugüne kadar sosyal bilimlerin “ekonomiye katma değeri” konusunda dünya kamuoyuna bu kadar açık-seçik bir hesap pusulası sunulmamıştı. Şimdi aynısını ABD yapmalı. Kısaca STEM diye bilinen bilim, teknoloji, mühendislik, matematik, yani aslında fen eğitiminin, arzu edilen türde fen bilimci yetiştirmesini sağlamak için, mutlaka sosyal bilimlere de ihtiyaç olduğu fikri ABD’de güçleniyor. Buna zaten inanan ve eğitim sistemini uyarlayan üniversiteler 20 yıldır var. STEM-sosyal bilimlerin ittifak yapması, birbirini tamamlaması gereğini idrak edenlerin sayısı artıyor. 

Amerika’da sosyal bilimle “beşeri bilimler” (humanities) arasında kavram farklılığı vardır. Türkçemizde “beşeri bilimler” resmi bir tanım değil. Gündelik yaşamda karşılığı belirsiz. Çünkü biz, insanı ve toplumu inceleyen bütün ana bilim dallarını bir torbaya doldurmuşuz. Hepsine sosyal bilim demişiz. Torbalar her zaman sağlıklı olmuyor. Felsefe, tarih, dil bilim, hukuk, edebiyat, din bilim, görsel sanatlar, performans sanatları (müzik, tiyatro, dans), sosyal politika, sosyal vetarihi coğrafya, zihniyet tarihi, sanat tarihi, kültür antropolojisi v.b. gibi dallar, “beşeri bilimler” içinde yer alıyor. 

Bu dallardaki yaratıcı fikirler ve inovasyon, ortaya öylesine ilginç ve daha önce bilinmeyen bilgiler çıkartıyor ki! Hele tarihi coğrafyanın, tarih yazımına getirdiği yeni görüşler, ayrı bir yazı konusu. 

Nitekim, Avrupa Birliği Ufuk 2020 kapsamında 2014-2020 için sosyal ve beşeri bilimlerde araştırmaya 1.31 milyar euro ayırdı. Her ne kadar bu bütçe genele göre azsa da yine de önemli.

AB, şu başlıklarda proje çağrısı yaptı: Avrupa’da yönetişim için yeni strateji geliştirmek. Gençlik işsizliğine çare aramak ve onların katılımcılığını artırmak. Avrupa’nın entelektüel kültür mirası ve Avrupalılık kimliği. Türkiye, Balkanlar ve Akdeniz Havzasını da içeren bir katılımla küresel oyuncu olarak Avrupa. Kamu sektöründe inovasyon ve sosyal inovasyon ağırlıklı olmak üzere yeni iş modelleri ve inovasyon biçimleri (Açık veri konusu bu kapsamda). 

AB fonları, sosyal bilimlere gökten sepetle inmedi. AB’li akademisyenler platformlar kurdular. Sosyal bilim desteksiz kalkınma/büyüme olamayacağını Brüksel’e anlattılar. Ufuk 2020’ye sosyal bilim bütçesi ayrılması gerektiğine ikna ettiler. Yoğun bir katılımcı süreçte başrolü 21 üniversiteden oluşan Avrupa Araştırma Üniversiteleri Birliği (LERU) oynadı. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019