Sürdürülebilir büyümenin sırtındaki sorun şiltesi

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

 

 

Şu cari açık sorunumuza yönelik, zaman içinde üç farklı bakış açısı gelişmiştir. İlki, cari açık büyümenin motorudur görüşüne dayanan cari açık iyimserleridir. İkincisi cari açığı, ülkenin küreselleşen dünyadan olumsuz etkileşimi şeklinde gören cari açık kötümserleridir. Üçüncüsü de, cari açık sürdürülebildiği sürece sorun değilcilerdendir. Kurbağa ile fare hikayesi buradaki durumumuzu ne de güzel açıklıyor. Kurbağa ile fare birbirleriyle öylesine iyi dostturlar ki, her fırsatta dertleşir uzun uzun konuşurlar. Fare bir gün "birbirimizi birer ayağından ayağından bir iple birbirimize bağlayalım. Çünkü ben seni çok özlüyorum" der. Kurbağa ve fare birer ayaklarından bağlı yaşamaya başlarlar. Günlerden bir gün, karga fareyi gözüne kestirmiştir; yücelerden keskin bir sorti yapar, fareyi kaptığı gibi bulutlara doğru sürükler. Bu sırada suda yüzmekte olan kurbağa da farenin ayağına bağlı karganın gagasının peşinden yükselmektedir. Bunu gören diğer hayvanlar kargaya "helal olsun şu kuşa, bir avlanmada iki hayvanı birden yakaladı." derler. Kurbağa ölüme doğru yükselirken dostlarına; "siz siz olun, dostluklarınızı kendi doğanızdan seçin" der. Cari açıkla bir arada büyümenin, ekonomi doğamızla ne ölçekte çeliştiğini; %5.9 cari açık verirken, %2.2 büyüdüğümüz 2012 sonuçlarıyla anlamıştık. Geçen yıl GSYIH'nin %1.8'i seviyesindeki doğrudan yatırımlar bu yıl %1 kadardır. Portföy yatırımları %2.5 düzeyinden %5'e ulaşmıştır. Bu arada rezerv varlıkların GSYIH içindeki payları da, geçen yıl -0.5% kadarken, +3.5%'a tırmanmıştır. Sonuçta: 
1) Hızla artan portföy yatırımlarıyla rezerv büyütmüştük. 
2) Açığın finansmanında kaygan ve ürkek nitelikli sermayeyi 2 katı artırmıştık. Cari açık sorununun kemikleşmiş iki temel saiki öne çıkmaktadır: 
1. Dış bağımlılık, 
2. Yapısal çarpıklık. 
İster doğrudan yatırım kılığında gelsin, ister portföy yatırım kılığında; üretimi, istihdamı ve rekabeti destekleyemeyen yatırımlar olmuşlardır. Bunun faturası da sürdürülemez büyüme olup, kargaya bir taşla iki kuş birden vurdurmak için en uygun koşulu hazırladı. Krizden çıkış fazını bekliyor. O zaman dünya düze çıkarken, biz dibi boylayabileceğiz bir anda. Çünkü sağlıklı ülke modelinden, üretim ve verimlilik ekseninde çok fazla ayrıştık. 
Ulusal 1994 ve 2001 krizlerinden hemen sonra işçi üretkenliğini artırabilmek adına; birim ücret maliyetleri ve reel ücretler çökmüş, üretkenlikte de bir iyileşme sağlanmıştı. İşgücü piyasası bozuk zeminde kendine yol bulmaya çalışıyor, doğru yanıt veremediği talebi en uygun şekilde idare ediyordu. Bugün içinse 2010 sonrasındaki emek piyasasının arz, talep, vasıf uyuşmazlığı çok belirginleşiyor. Yüksek ücret vergileri, küresel eşleniklerimizle rekabetimize çok büyük engel oluyor. İşgücü piyasasındaki ücretin gölge fiyat görevi etkisi çok sınırlı kalıyor. Sonuçta uygun kaynak dağılımı riske giriyor, rekabet, verimlilik doğrudan etkileniyor. Yapısal sorunlarıyla boğuşan işgücü piyasası, sürdürebilir büyümenin önüne bir sorun şiltesi olup yığılıyor. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar