Suriye harekatı ve Yeni Ekonomi Planı

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Bugün Erdoğan yönetiminin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan, takma adıyla Yeni Ekonomi Program (YEP), yasal adıyla Orta Vadeli Program (OVP) olan üç yıllık planın hedef ve yapısı üzerine yazmayı planlamıştım. 

Ancak Suriye cephesindeki son gelişmeler karşısında pek bir anlamı da kalmadığımı kabul etmemiz gerekiyor. Çünkü Suriye’ye yapılacak yeni askeri harekat, taşıdığı riskler itibarıyla, bu harekatı merkezine almadan yapılmış bütün ekonomi planlarını geçersiz kılabilecek nitelikte.
Bakan Albayrak’ın açıkladığı üç yıllık OVP de ne yazık ki böyle bir plan. OVP’de tüm dünyada ekonomi planı yapanları ürküten uluslararası ekonomik ve politik riskler yine pembe gözlüklerle ele alınmış.

Asıl önemlisi Suriye başta olmak üzere Kıbrıs ve diğer jeopolitik riskler ile iç politikaya ilişkin risk faktörlerine hiç değinilmemiş. OVP’de Suriye’de yeni bir askeri harekatın ortaya çıkartacağı ekonomik ve finansal risklere karşı ne gibi önlem veya hazırlık olduğuna dair herhangi bir işaret yer almıyor.

ABD Başkanı Trump’ın son açıklaması, sorunun tahmin edilenden daha karmaşık hale gelebileceğine işaret ediyor. Trump adeta “Ben artık bu işte yokum. Çekip gidiyorum. Ne haliniz varsa görün” diyor. Bununla da kalmıyor ve Kuzey Suriye’de tutuklu bulundurulan IŞİD militanlarını da Türkiye’nin kucağına “hediye” olarak bırakıyor.

ABD’nin askeri olarak bölgeden çekilmesi, İran’a karşı tutumu dahil bölge politikalarında ve Çin başta olmak üzere uluslararası politikalarında değişiklikler getirecektir. Bu cephelerdeki olası gelişmeler de Türkiye için kolaylık değil zorluklar ve yeni riskler getirmeye aday.

Trump’ın Suriye harekatının önünden çekilmesi, Türkiye için işlerin kolay olacağı anlamına da gelmiyor. Bu harekat daha öncekilere göre her anlamda daha ağır ve yıpratıcı bir savaş demek. Ayrıca uluslararası tepkilerin de Türkiye’yi destekler nitelikte olmama ihtimali yüksek.

Özellikle Erdoğan yönetiminin bölgedeki demografik yapıya ilişkin planları, harekatın en sıkıntılı ayaklarından birisi olmaya aday.

Ülke içi sosyal ve siyasi fay hatlarının derinleşmesi de bir diğer önemli boyut.
Bu gelişmeler ışığında zaten iç tutarlılık, bütünlük ve gerçekçilik açısından ciddi sorunlarla malül olan OVP’deki hedeflerin hiçbir geçerliliği kalmadığını kabul etmek gerekiyor.
OVP, yönetimin orta vadeli ekonomi planlarını açıklayarak ekonomi aktörlerinin de bunu pusula olarak alıp kendi planlarını daha etkin yapmalarına hizmet itsin diye ortaya çıkmış bir uluslararası uygulama. Geldiğimiz noktada ekonomi aktörlerinin artık, zaten pek güvenilir olmayan OVP hedeflerini tamamen bir yana koyup, planlarını yeni koşullara göre yapmaları gerekiyor.

Kurlarda yeni oynaklıklar, yatırımlarda vaadedilen canlanmanın bir başka bahara ertelenmesi, bütçe dengelerinde toparlanma değil bozulmanın devam etmesi, faizlerin kur ve bütçe açığı baskısıyla yükselmesi gibi ihtimaller, OVP’nin pembe senaryolarının yerini almak zorunda.
Bunlar toplumun ezici çoğunluğu için yüksek enflasyon, artan işsizlik ve daha da kötüleşen gelir dağılımı eşliğinde artan yoksullaşma anlamına gelecektir.

Ne yazık ki iktidarın bu risklere karşı herhangi bir önlemi olduğuna dair bir işaret de yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar