Trump’ın karizması

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Piyasa ekonomisi kurgusu daha çok gündelik ya da çok kısa vadeli adımlarla ilgilenir. Gerisini ekonominin halledeceği düşünülür. Aslında vatandaşın eğilimi de bu yöndedir. Karmaşık siyasi ve ekonomik çözümlemelerin girdabında boğulacağına günlük hareketlere konsantre olmak daha kolayına gelir. Bir boyutuyla küreselleşme serbestleştiren bir dinamiktir. Ticaretin yanı sıra sermaye hareketlerinin de serbestleşmesinden yanadır. Bu ölçekte serbestleşme ulusal piyasaların küresel piyasalara eklemlenmesiyle sonuçlanmıştır. Böylece vatandaş artık yerelin yanı sıra küresel piyasalardaki gündelik hareketlerin de tanığı haline gelmiştir.

Gündelik hareketlere kilitlenmek iyidir de kişisel ve ulusal refah kısa dönemlik olgular değildir. Bunların karşılanması daha uzun dönemli karar ve süreçlere ihtiyaç duyar. Vatandaş gündelik oynaşmaları bırakıp “evladı ayal “ meselesine dönünce, kısa dönem oynaşmalarının kendisine pek bir şey vermediğini, işin bu yönüne ağırlık verildikçe uzun dönemde refah kayıplarına uğradığını anlar. Kısa dönem merakından belki vazgeçmez ama uzun dönemdeki kaybından küreselleşmenin getirdiği serbestleşmeyi ve eklemlenmeyi sorumlu tutmaya başlar. Vatandaş açısından bu belki içinde oluşan bir öfk e sıkışmasıdır. Ama siyaset bu örtük öfkeyi derhal kendisine yontar. Kimi siyasi partiler söylemini ve bazen de eylemini buna göre düzenler. Halkın uzun dönemli kararlardan doğan kayıplarını telefi edeceği mesajı ile iktidara talip olur. Şimdilerde bu tür siyasete “popülizm” deniliyor. Siyaset sahnesinde buna hevesli olanların sayısı artıyor.

ABD başkanlığına seçilen Donald Trump bu tür popülizmin en güçlü ve yetkin bir üyesi olarak ön plana çıktı. “Amerika yeniden bir numara olacak” sloganı ile kitlelere umut verdi. Dış rekabet baskısına karşı çıkacağını ilan ederek hem iş çevrelerine hem de işçilere korunacakları mesajını iletti. Göçmenleri ülkeye sokmayacağı, gerekirse bunu engellemek için sınıra duvar öreceği söylemi de işsizlerin yüreğine su serpti. Trump’ın bu şekilde biçimlenen siyasi bildirisi sanırım ileride popülizmin önemli bir örneği olarak tarihe geçecektir. Ama bugün ciddi bir umut pompalamasıdır. Kitlelere iletilen bu umut kendisini iktidara taşıdı. Ekonomideki aksaklıkların düzeltileceğine, kendi haklarının korunacağına inanan vatandaşlar oy verdi. Bu umuda katılan piyasa aktörleri de beklentilerini iyimser yönde yeniden biçimlendirdiler. Seçim kazanıldı. İcraatın beklenilmesine başlandı.

Yüz günü aşan iyimser bekleyiş döneminde piyasalar olumlu davrandılar. Seçim sonrası dönem genelde kazançlı geçti. Bu hareket Trump’a vehmedildi. Seçim ile uzun dönemli sorunlarına bir sahip bulduğunu düşünen vatandaş günlük hareketleri izleme refleksine geri döndü. Trump’ın uzun vadeli kararları hemen devreye sokacağı ve refah kazançlarının da başlayacağı düşünüldü. Aradan geçen yüz günün sonunda yeni başkanın vatandaşın beklentilerini karşılamakta zorlanmaya başladığı kuşkusu doğdu. Ciddi kararsızlıkları olduğu görüldü. Ciddi vazgeçmeler ve geri dönüşler yaşadı. Yeni yönetimine yaptığı atamalarda sorunlar olduğu, atananların sergiledikleri enerji ve becerinin beklenen dönüşümü sağlamaya yetmeyeceği anlaşıldı. Kısacası, Trump’ın popülist vaatlerini gerçekleştirme gücüne sahip olmadığı gibi bir düşünce zihinlerde yer bulmaya başladı.

Sonuçta, Trump’a ilk ihtar kendisini seçenlerden geldi. Kısa döneme takılı vatandaş kısa dönemin kutsal mekanında, yani borsada seçim sonrasının olumlu havasını ters yüz ediverdi. Geçtiğimiz Salı günü S&P 500 işlemlerini yüzde 1.5 düşüşle kapattı. Tarihi ölçekte görece küçük bir düşüş bu. Ama sarsıntısı büyük oldu. Üzerine umutlar inşa edilen ‘Trump ticareti’nin (Trump trades) sonunun gelindiği söylenmeye başladı. Trump’a karşı oluşan tepki sadece borsa ile sınırlı kalmadı. Siyaseti bütünüyle tek adama bırakmaya yanaşmayan, kendi siyasi işlevlerini yerine getirmekte kararlı olan kongre ve senato üyeleri Trump’ın getirmek üzere olduğu yasa tekliflerine olumlu bakmadıklarını alenen söylemeye başladılar. Bunların arasında seçmenlerin öncelikle bekledikleri ekonomiyi canlandıracak önlemlerinin yer aldığı biliniyor. Vergi indirimleri, Obama’nın sağlık programının ters yüz edilmesi ve özellikle de alt yapı yatırımlarının hemen başlatılması gibi önlemlerin canlanmada etkili olacağı düşünülüyor. Ancak son günlerde ortaya çıkan görüntü bu girişimlerin çok dağınık ve yavaş bir şekilde hazırlandığı izlenimini veriyor. Bir de hazırlanan önerilere karşı bir direnç geliştiği de anlaşılıyor. Demokratların yanı sıra Cumhuriyetçilerden özellikle de eyalet valilerinden öngörülen tekliflere olumlu bakmayanlar olduğu görülüyor.

Bütün bunlar Trump’ın iktidarı terk etmesiyle sonuçlanmayacak kuşkusuz. Ama arkadaşın karizmasının ciddi biçimde çizildiğini söylemek mümkün.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018