Tsipras şansını zorluyor

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Yunanistan ve Avrupa Birliği (AB) arasında borç krizi nedeniyle başlayan anlaşmazlık beş yıldan beri devam ediyor. Haziran sonunda vadesi gelecek 1.6 milyar euroluk IMF kredisinin geri ödenemeyeceğinin belli olmasının ardından taraflar arasında görüşmeler yeniden başladı. Toplantılar sonrasında esen hava iyimser görünmekle birlikte, nedenini anlamak zor. Zira, şimdiye kadar verdiği taahhütleri tutma konusunda başarısız olan Yunanistan’ın, yeni reform planında yer alan taahhütleri gerçekleştirmesi hemen hemen imkansız. Halkın çoğunluğunun fakirlik sınırında olduğu gerekçesiyle kamu sektöründe çalışanların emeklilik ve sosyal güvenlik ödemelerinde kesinti yapılması taleplerine önceleri karşı çıkan Başbakan Alexis Tsipras sonunda istemeyerek de olsa reçeteyi kabul etmek zorunda kalmış görünüyor. Halk yeniden sokaklara döküldü. Reform paketine tepkili olan sendikalar hükümeti genel grevle tehdit ediyorlar. Zenginler üzerindeki vergilerin arttırılması, emeklilik yaşının yükseltilmesi, zaruri ihtiyaç maddeleri üzerindekiler hariç olmak üzere katma değer ve kurumlar vergisi oranlarının arttırılması, kamu işletmelerinin özelleştirilmesi gibi konular hükümetin planları arasında dikkati çekenler. Kurumlar vergisi oranının arttırılacağının açıklanması, iş dünyasından büyük tepki gördü. İşletmeler üzerindeki verginin arttırılması sonucu artacak maliyetler bir şekilde halka yansıyacak. Maliyet artışlarını göğüsleyemeyecek şirketler ise ya kapanacak, ya da üretimlerini vergilerin daha düşük olduğu ülkelere kaydırma yolunu seçecekler. 

***
Ülkenin adım adım iflasa gittiğini gören halk bankalardan mevduatlarını çekmeye devam ediyor. Günlük 500 milyon euroya yaklaşan mevduat çekilişlerinin bankacılık sisteminin çöküşüne yol açmaması ECB’den gelecek kaynağa bağlı. Hükümetin reformları gerçekleştirmek zorunda olduğunu daha önceleri defalarca açıklayan AB, ECB ve IMF’nin Yunanistan’a son bir şans vermeleri olasılığı yüksek. Almanya, Fransa ve AB’nin kuzey ülkeleri Parasal Birliği'n temel ilkeleri konusunda taviz verilmesine karşı. Almanya her zamanki gibi durumdan rahatsız. Yunan Hükümeti'nin kamu istihdamını artırmak, şirketleri millileştirmek ve diğer üye ülkelerin birikimlerini kullanarak mevcut politikayı sürdürmek dışında bir planının olmadığı görüşünde. Peki, halklar ne düşünüyor? Geçen hafta Paris’te yapılan yürüyüşle Yunanistan’a yapılan baskının sona erdirilmesi için AB protesto edildi. Daha önce böyle bir gösteri olmamıştı. İnsan ister istemez bu protestonun arkasında başka güçler olup olmadığını merak ediyor. Fransa, AB’ye ilişkin konularda Almanya’nın duruşunu destekler görünse bile birlik içinde Almanya’nın ağırlığından ve uygulanan politikadan memnun olmadığı biliniyor. İtalya, İspanya ve Portekiz’in de farklı düşündüğü söylenemez. 
***
Yunan halkı hükümet üzerindeki baskıyı arttırıyor. Halkın tek isteği, hem AB içinde kalıp hem de eski politikayı aynen sürdürmek. Tsipras Hükümeti’nin planının koalisyon ortakları Syriza ve Sağ Parti milletvekilleri tarafından onaylanacağının bir garantisi yok. Milletvekillerinin çoğu, öngörülen reformların “sosyal bir katliam” olduğu görüşünde. Paket Parlamento’dan geçmezse, hükümetin görevini sürdürmesi imkansızlaşır; ülke yeniden seçimlere gidebilir. Tsipras, zaman kazanmaya çalışıyor. AB de işin farkında. Bu karşılıklı oyunun daha kadar devam edeceğini ise zaman gösterecek. Yunanistan’ın işi zor. 1.6 milyar euro borcu ödeyemeyen bir ülke 300 milyar euronun üzerindeki borcu nasıl öder? Sadece Yunanistan’ın değil, AB’nin de önünde iki yol var: AB ya birliğin temellerini oluşturan ilkelerden taviz vermeyerek, Yunanistan’sız yoluna devam edecek; ya da bunların üzerine bir çizgi çekerek öncekilerden çok farklı ekonomik kriterlerle varlığını sürdürmeye çalışacak. İkinci yolun seçilmesi çok düşük bir ihtimal. Çünkü bu AB’nin sonunu getirebilir. AB üyesi ülkelerin tek bir ülke uğruna yüzyıllık bir projenin tarihin sayfalarına gömülmesine razı olmaları gerçekçi değil. Yunan halkı acaba, Syriza’yı iktidara getirmekle yanlış mı yaptı? Gerçekçi olmayan taahhütler sadece iktidarın kaybedilmesine yol açmakla kalmaz, üyeliğin de sonunu getirebilir. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016