TÜFE yüzde 20’ye inebilir ama ya sonra?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Tüketici fiyatlarının kasımdan sonra aralık ayında da gerilemesinin söz konusu olabileceğini dün bu köşede yazdık. Bu görüşümüzü hangi gelişmelere dayandırdığımızı da izah ettik.

TÜFE’nin aralıkta sıfır ile eksi yüzde 0.5 arasında gelebileceğini belirttik. Bu dolayda bir oran gerçekleşmesini sağlayacak gelişme, otomobil ve akaryakıt fiyatlarında tahminlerin ötesinde ucuzlama yaşanması. Akaryakıt fiyatlarının gerilemesi petrol ve döviz kuruna bağlı normal sayılabilecek bir gelişme. Ne var ki otomotivde firmaların stok eritmek amacıyla aralık sonuna kadar geçerli olmak üzere ekstra indirimlere gitmeleri durumu değiştirdi.
Benzinli ve dizel otomobiller ile benzin ve motorinin toplam TÜFE’de yüzde 10.40 payı bulunuyor. Gerçekleşen fiyat indirimleri dikkate alındığında bu dört kalem, TÜFE değişimini 1 puan kadar aşağı çekecek bir etki doğuracak.

İşte bu etkiden hareketle diğer mal ve hizmetlerin fiyatında normal bir seyir yaşanacağını varsayarak TÜFE’nin sıfır ile eksi yüzde 0.5 arasında gelmesini beklediğimizi belirttik.

Yüzde 20 bulunmaz bir oran

Tüketici fiyatları kasım ayında yüzde 1.44 gerilerken, bu oranın neredeyse 1 puanının yalnızca otomobil fiyatlarındaki ucuzlamadan kaynaklandığı biliniyor. Otomobil fiyatları kasımda vergi indirimi sayesinde düşmüştü, aralıkta ise firmaların indirimleri sayesinde düşüyor.

Otomobil kaynaklı bir TÜFE gerilemesi, çok geniş kitleleri hiç ama hiç ilgilendirmiyor tabii ki. Türkiye’deki tüm hanelerin toplam tüketiminde otomobil belli ki önemli bir yer tutuyor ve bu yüzden TÜFE’de de önemli bir ağırlığa sahip; ama biliniyor ki hane bazlı harcamada otomobilin adı bile geçmiyor.

Ama eldeki TÜFE’nin yapısı bu... Ve bu TÜFE’ye göre aralıkta yüzde 0.5 düşüş olursa yılı yüzde 20'de kapatacağız.

2018 TÜFE gerçekleşmesi yeni ekonomi programında yüzde 20.8 olarak tahmin edilmiş, Merkez Bankası da enflasyon raporunda yüzde 23.5’lik tahmine yer vermişti. Dolayısıyla yüzde 20’lik bir gerçekleşme ekonomi yönetimi için bulunmaz bir oran. 2018 yılını yüzde 20 dolayında kapattığımız takdirde neler mi olacak...
Birincisi; fiyatların iki ay üst üste gerilemiş olması büyük bir psikolojik üstünlük sağlayacak. Yüzde 20 büyük bir başarı olarak sunulacak. Yıllık fiyat artışının 2017 sonunda yüzde 12, bu yılın ocak ayında yüzde 10 olduğu unutulacak; hele hele 2018’in tek haneli hedefi hiç dikkate alınmayacak ve “Bakın enflasyonu yüzde 25-26’lardan nasıl da yüzde 20’lere indirdik” diye övünülecek.

İkincisi; çalışanlara ve emeklilere yapılacak zamlarda oranı daha düşük tutma şansı doğacak. Enfl asyon farkları, bir dönem tahmin edilene göre daha düşük olacak.

Üçüncüsü; ekonomi yönetiminin eli piyasalara karşı güçlenecek; özellikle de bankalara karşı. "Faiz indirilmeli" çağrıları daha sık dile getirilmeye başlanacak.

Ocakta takke düşer, kel görünür!

Mevcut duruma göre otomotiv, beyaz eşya ve mobilyadaki vergi avantajı ay sonunda bitecek. Biz, bu avantajın süresinin uzatılacağı görüşündeyiz. Oranların 1 Ocak'ta hiçbir adım atılmayarak bir hamlede normal düzeyine çekilemeyeceğini öngörüyoruz. Vergiler birden normal düzeyine getirilirse enflasyonda nasıl bir zıplama olur, düşünün!

Vergi avantajı bir süre daha aynen sürdürülmese bile en azından aşamalı olarak normal düzeye çıkılacağını öngörüyoruz.

Ama mevcut durumda yılbaşında normal oranlara dönülecek. Bu bir!

Enflasyonla topyekun mücadele programına “sözüm ona” destek verenler de dahil bu program çerçevesinde indirim yapanlar fiyatlarını yılbaşında eski düzeye getirecek. Yılbaşında çok sayıda mal ve hizmetin fiyatında adeta otomatik bir zam söz konusu olacak. Bu iki!

Otomobilde aralık ayında geçerli olan ekstra indirim bitecek. Bu üç!

Fiyatlar saydığımız nedenlerle hızla yukarı giderken, bu yılın ilk aylarındaki oranlar önem kazanacak. TÜFE artışı bu yıl ocakta yüzde 1.02, şubatta yüzde 0.73, martta yüzde 0.99 olmuştu.

2019’da bu oranların çok üstünde gerçekleşmeler görebiliriz. Dolayısıyla bu yılı yüzde 20’den kapatsak bile yeni yılla birlikte yıllık bazda yeniden yükselme eğilimi gösteren bir TÜFE ile karşı karşıya kalabiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar