Tüketici hiç bu kadar umutsuz olmamıştı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye İstatistik Kurumu ile Merkez Bankası her ay tüketicinin ekonomiye olan güveninin hangi düzeyde bulunduğunu belirlemeye yönelik bir çalışma yapıyor. Sonuçta ortaya tüketici güven endeksi çıkıyor.

Bu endeks 2004 yılının ocak ayından beri hesaplanıyor. Endeksin son düzeyi olan mayıs verisini ise dün öğrendik.

Ocak 2004’ten bu aya kadar tam 15 yıl 5 ay geçti. Yani 185 aydan söz ediyoruz. Ve mayıs ayındaki endeks, 55.3 ile bu 185 ayın en düşük düzeyinde gerçekleşti. Endeks daha önce en düşük düzeye 55.7 ile 2008 yılının kasım ayında inmişti.

Bir başka ifadeyle tüketici, ekonomiye mayıs ayındaki kadar umutsuz bakmamış, mayıs ayındaki kadar karamsar hiç olmamıştı.

Sıfır ile 200 arasında değer alabilen tüketici güven endeksinin mayıs ayında 55.3’e gerilediğini belirttik. Zaten bu 185 ayın hiçbirinde iyimserlik sınırı olan 100 aşılamadı. 90’ın üstündeki endeks değerleri de yalnızca 2004 ve 2005 yıllarında görüldü.

Bir ayda yüzde 13 düştü

Nisan ayında 63.5 düzeyinde bulunan tüketici güven endeksi bir ayda yüzde 13 gerileyerek mayısta 55.3’e indi.

Hanenin maddi durum beklentisine ilişkin endeks yüzde 10.1, genel ekonomik durum beklentisi endeksi yüzde 14.9, tasarruf etme ihtimalini gösteren endeks yüzde 20.3 geriledi. İşsiz sayısı beklentisi endeksinde de yüzde 11.3 gerileme oldu; ancak bu endeksteki azalma işsiz sayısında artış beklendiğine işaret ediyor.

İstanbul kararının etkisi var mı?

Tüketici güven endeksi nisanda mart ayına göre belirgin bir artış gösterdiğinde bu durumun seçimin geride kalmasından kaynaklanabileceğine, ancak kesin bir yargıda bulunmanın zorluğuna dikkat çekmiş ve “Tüketici güveninin nasıl bir yön çizeceğini asıl mayıs ayında göreceğiz” demiştik. Tarih 23 Nisan’dı.

Tüketici güven endeksi, ilgili ayın ilk iki haftasındaki saha çalışması sonucu oluşturuyor. Dolayısıyla İstanbul seçimi tartışmaları sürüyor olmakla birlikte nisanda yine de 31 Mart’ı geride bırakmanın getirdiği bir rahatlama ve artık sıranın ekonomiye geleceği yönünde bir umut vardı. Büyük olasılıkla nisan ayı endeksi bu yüzden yükseldi.

Nisanın ikinci yarısında İstanbul seçiminin iptali tartışmaları giderek yoğunlaştı. Ve sonunda da 6 Mayıs’ta YSK’nın kararı geldi.

ankete mayısın ilk iki haftasında yanıt verdi ama nisandan gelen bir kaygı birikimi vardı. Bu kaygılar, 6 Mayıs kararıyla doruğa tırmandı ve sonuçta tüketici güven endeksi şimdiye kadarki en düşük düzeye indi.

Haziranda ne olur?

Hiç kuşku yok ki seçime yaklaşıldıkça tansiyon yükselecek. Bu durumun vatandaşı etkilememesi mümkün değil. Buna bir de ekonomik koşulların daha da bozulması eklenirse tüketici güven endeksinde dip anlamında yeni rekorlar görebiliriz.

Haziran öncesinin gerginliğini yok etmek pek mümkün görünmüyor. Tüketici güven endeksinin biraz olsun olumlu seyretmesi ancak ekonomik durumun belirgin bir iyileşme göstermesiyle mümkün olabilir. Bu sağlanabilir mi, bilemeyiz.

Haziranla ilgili bir de saha çalışması yapacak gün yönünden sıkıntı var. Uzun bayram tatili dolayısıyla haziranda yalnızca 10-14 Haziran arasında çalışma yapılabilecek. Belki 15-16 Haziran günlerinde, yani hafta sonu da saha çalışması yapılması söz konusu olacak.

İnşaat sektörü tedbirsiz sürücü gibi!

Araç kullananların, özellikle TIR gibi büyük araçları kullananların çok iyi bilmesi gereken genel bir kural vardır:

“Normal koşullarda bir araç vites küçültülerek yavaşlatılır, fren ise durmak için kullanılır.”

Ama siz koskoca TIR’ı yalnızca frenle, hem de sert bir frenle durdurmaya kalkışırsanız ne istediğiniz mesafede durabilirsiniz, ne de sağlıklı bir şekilde durmanız mümkün olur. Aracın arkasındaki kasalar mutlaka devrilir.

(Aslında TIR diye bir araç cinsi olmadığını, bunun uluslararası taşımacılıkla ilgili Fransızca kökenli bir kısaltmayı ifade ettiğini de belirtelim.)

Ayağını gazdan ne zaman çekeceğini bilmek önemlidir. İşte bizim inşaat sektörünün bilemediği de bu olmuştur.

TÜİK’in dün yaptığı açıklamaya göre yılın ilk çeyreğinde belediyeler 75 bin daire için yapı ruhsatı düzenledi. 2018 ve 2017’nin ilk çeyreklerine bakıyoruz; ruhsat sayısı sırasıyla 139 bin ve 237 bindi. Çok hızlı bir azalma var. Frene fena halde yüklenilmiş. Ama iş işten geçtikten sonra...

Bu arada hemen her yerel seçim öncesinde yapı ruhsatına hücum edilirken bu yıl tam aksi yönde davranış sergilenmesi de sektörün geleceği artık daha gerçekçi okuduğunun bir göstergesi gibi...

Hangi tarihte alınan ruhsatlarla tamamlanıp izin belgesine bağlandıklarını bilemeyiz tabii ki ama izin belgesine konu daire sayısı ise artmaya devam ediyor. İlk çeyrek itibarıyla 2017'de 196 bin, 2018'de 203 bin, bu yıl ise 246 bin daireye kullanım izni verildi.

İlk satış 91 bin

Bu yıl ilk üç ayda 246 bin daireye yapı kullanım izni verilirken bu dönemdeki ilk satış ne kadar mı oldu? Yalnızca 91 bin.

Bu 91 binin tümünün bu çeyrekte kullanım izni verilenlerden oluştuğu varsayılsa bile stoka 155 bin konut eklenmiş durumda.

Geçmiş yılların rekorlar kıran yapı ruhsatlarına dayalı olarak yapılmakta olan inşaatlar bittikçe yapı kullanım izin belgesi daha da artacak ama satışlar yavaş ilerlediği için konut stoku büyümeye devam edecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar