Turizmsiz Türkiye kalkınamaz

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Reyhanlı, Suruç ve Ankara’dan sonra canlı bomba Türkiye turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Sultanahmet’de patladı. 100’den fazla insanın yaşamını yitirdiği Ankara’daki olayla karşılaştırıldığında 11 kişinin ölümüyle sonuçlanan Sultanahmet saldırısının dünyadaki etkisi oldukça büyük. Saldırı açık biçimde hem Almanya hem de Türkiye’ye yapılmıştır. Böylece, bir taraftan IŞİD’e karşı operasyonlara aktif olarak katılma kararı alan Almanya’ya gözdağı verilirken, diğer taraftan gerek turist sayısı gerekse turist başına yapılan harcamalar açısından turizmin belkemiğini oluşturan bir ülke hedeflenerek Türkiye turizmi ve ekonomisi çökertilmek isteniyor. Zaten son yıllarda turist sayısında ciddi bir azalma var. Suriye ve Irak’taki iç savaşın Türkiye üzerindeki etkilerinden dolayı Fransız, İtalyan ve Japonlar artık eskisi gibi gelmiyor. İsrail’le ilişkilerin bozulmasından bu yana zaten İsrailli turistler Türkiye’den elini ayağını çekti. Son olarak, Almanya’nın arkasından en çok turistin geldiği Rusya pazarını kaybettik. Almanya’yı da kaybedersek ne olur bilinmez. Başbakan Davutoğlu, ‘bütün Alman dostlarımızı Türkiye’ye davet ediyoruz; İstanbul ve Türkiye güvenlidir’ dese de, bu sözlerin geçerliliğinin olmadığı Almanya’nın Türkiye’yi riskli ülke ilan etmesiyle anlaşılmıştır. Turizm çok hassas bir sektördür. Turist ayağını bir defa çekerse kaybedilen zararın telafisi yıllar alır.

***

Bu satırların yazarının da öğrencilik yıllarında rehberlik yaptığı 80’ler, yılda zar zor 2.5 milyon turistin geldiği, turistik yatak sayısının yüzbinleri göremediği, ulaşım imkanlarının şimdiki ile kıyaslandığında son derece kısıtlı olduğu bir dönemdi. O yıllarda Türk turizmcileri İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelere gıpta ile bakarlardı. Sonraki yıllarda yapılan muazzam yatırımlarla Türkiye, birçok Avrupa ülkesinin önüne geçerek dünyanın önde gelen turizm merkezlerinden biri oldu. Günümüzde, Türkiye’nin ulaştığı yatak sayısı 1.5 milyona yakın. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOP) “Turizm Sektörünün Büyüklüğü, Yapısı ve Ekonomiye Katkısı” başlıklı 2014 tarihli raporuna göre, turizm gelirlerinin gayrisafi milli hasılaya oranı 1960’ların başında yüzde 0.3 den 2013’de yüzde 4’e yükselirken, ihracat gelirleri içindeki oranı yüzde 2.1’den yüzde 20.5’a yükselmiş. Turizmin etkilediği sektör sayısı 54. Raporda, 2011’de 31.5 milyon turist ve 23 milyar dolar gelirle dünyanın on ülkesinden biri olan Türkiye’nin 2023’de turist sayısında 63 milyona, dış turizm gelirinde 86 milyar dolara ulaşmasının beklendiği ifade ediliyor. Turist sayısı açısından Avrupa’da 2012’de 82.4 milyonla Fransa ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi 57.7 milyonla İspanya, 45.9 milyonla İtalya, 29.9 milyonla Türkiye ve 15.9 milyonla Yunanistan izliyor.

***

Turizm sektörü sadece sağladığı döviz gelirleri nedeniyle değil; ülkelerin ve halkların birbirleriyle yakınlaşmasına yaptığı katkıdan dolayı da en önemli sektörlerden biri. Tarihin ilk çağlarından beri çeşitli uygarlıkların merkezi olan Türkiye, ören yerleriyle olduğu kadar dünyanın güneşe ve denize hasret ülkelerinden gelen insanları için de bir turizm cenneti. Belki petrolümüz yok ama, denizimiz, güneşimiz ve mükemmel tesislerimiz var. Son yıllarda siyasi istikrar ve ekonomi arasında bağ kurulurken, siyasi istikrarsızlığın sermaye girişlerini durduracağı; mevcutları da kaçıracağı üzerinde duruldu. Fakat, hiç kimse siyasi istikrarsızlık ve onun yol açtığı kargaşa ve terör ortamının turizme etkisini düşünmedi. Şimdi geldiğimiz noktada, Türkiye’den sadece sermaye çıkışları yok, Türkiye’ye eskisi gibi turist de gelmiyor.

Bu cani saldırı kadar, bunu protesto etmek için toplananlara yapılan saldırı da çok düşündürücüdür. Benzer bir hadise, Ankara’daki canlı bomba eylemini protesto etmek yapılan saygı duruşunda Konya Stadı'nda da yaşanmıştı. Araştırmalara göre, Türkiye’de IŞİD’i terör örgütü olarak görmeyen; ona sempati duyan bir yüzde 10’un olduğu söyleniyor. Eğer doğruysa durum çok vahim. Peki, bu yüzde 10’u demokrasimizin zenginliği olarak mı, yoksa potansiyel terörist olarak mı görmeliyiz? Hadi onun cevabını da siz düşünün.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016