Türkiye bunu haketmiyor

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 97 vatandaşımızın ölümü ve onlarcasının yaralanmasıyla sonuçlanan terör olayının ardından, “Türkiye’nin acıya ve kana bulaştırılması bizim hak etmediğimiz bir tablodur. Üzgünüm, içim kan ağlıyor” diyor. Ancak, farklı düşünenler de var; basının önde gelen kalemlerinden birine göre, Ortadoğu’da hergün meydana gelen bu tür olayların, bir Ortadoğu ülkesi olan Türkiye’de olması pek normal. Tarihinin en kanlı terör eylemini yaşayan Türkiye’de olayın, iki canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği kesinleşti. Suruç katliamında olduğu gibi şimdiye kadar ki bulgular, bu kalleşçe ve alçakça katliamın arkasında yine IŞİD’in olduğunu gösteriyor. Başbakan Davutoğlu, hafta başında NTV’ye verdiği mülakatta, katliamdan önce Ankara ve İstanbul’da eylem hazırlığında olan dört canlı bombanın ele geçirildiğini; IŞİD’le bağlantılı olduğu düşünülen 768 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Geçmiş yıllarda Türkiye’de canlı bomba vakasına pek rastlanmamıştı. Fakat görünen o ki, ciddi önlemler alınmazsa gelecek yıllarda bu tür olaylar artacak. Basına yansıyan haberlerden, katliam için fırsat kollayan 21 canlı bombanın daha olduğu söyleniyor. Tabi, bu olayın görünen tarafı. Bunun bir de görünmeyen yanı var. Ciddi olarak araştırılsa, 75 milyonluk Türkiye’de masum insanların canını alacak kadar insanlıktan nasibini almamış kimbilir ne kadar canlı bomba vardır. 

Bir insanın kitlesel katliam yapmak amacıyla kendini feda etmesi, acaba onun kararı mı; yoksa, intihar eylemini düzenleyen, başkalarının emirlerini yerine getiren beyni yıkanmış bir robot mu? Şiddet ortamında yetişme, yoksulluk ve zihinsel rahatsızlıklar bu tür canilerin ortaya çıkmasına katkıda bulunsalar da, en önemli etkenin topluma aşılanan taassup, kör inanç ve dogmalar olduğuna şüphe yok. Japonların İkinci Dünya Savaşı’nda Amerikan savaş gemilerine karşı gerçekleştirdikleri Kamikaze saldırıları ve Vietnam savaşında Vietnamlıların Amerikan askerlerine karşı intihar eylemleri sayılmazsa, 1980’lerden bu yana canlı bombaların büyük çoğunluğu İslam coğrafyasından çıkıyor. Japon İmparatoru’nun Tanrı olduğuna inanan kamikazeler öldüklerinde, nasıl ruhlarının huzur içinde yatacağı Yasukuni Tapınağı’na gideceğine inandıysalar, kendilerini canlı bomba haline getiren kimi radikal İslamcılar da eylemlerinin Allah yolunda olduğuna ve öldüklerinde cennete gideceklerine inanıyorlar.

Osmanlı’dan bu yana süren yaklaşık ikiyüz yıllık Batılılaşma hareketi aslında bir ileri-geri kavgasıdır. Bir yanda, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş, laik ve bilimsel temeller üzerinde inşaa etmek isteyen başta Büyük Atatürk olmak üzere Cumhuriyetin öncü kadroları; öte yanda, eskiyi canlandırmak, toplumu dini esaslara göre yeniden dizayn etmek isteyen özgürlük ve demokrasi karşıtı kesimler arasındaki mücadele günümüzde de devam ediyor. İnşa edilen yeni Türkiye’nin laik, demokrat ve liberallerin hoşuna gidecek bir Türkiye olmayacağını, 90 yıllık reklam arasının sonuna gelindiğini söyleyen siyasetçiler unutulmuş değil. Kutuplaşmanın tohumlarının atıldığı 2011’den bu yana Türkiye, siyasi ve ekonomik anlamda gücünü kaybederken, dışarıdaki imajı da ciddi biçimde sarsılıyor. 2000’lerin başında gelişen ekonomi ve demokrasisiyle İslam dünyasına model olarak gösterilen Türkiye, şimdi bambaşka kulvarlarda koşuyor. Ankara’daki olayın ardından yabancı ülkeler vatandaşlarını, Türkiye’ye gitmemeleri yönünde uyarıyorlar. Turistin gelmediği – belki de gelmesinin istenmediği – bir ülkeye yabancı yatırımcı neden gelsin? Kişi başına gelirin 10 bin doların altına düşmesi kesinleşti. Bırakalım 2023 hedefini; aklımızı başımıza almazsak, G20’deki yerimizi de kaybedeceğiz. Sağduyu ve vicdan sahibi insanların azaldığı; şahsi çıkar ve hırsların ülke çıkarlarının üzerine çıktığı toplumlar kaybetmeye mahkum. Türkiye ne bu olayları, ne de bu olayları normal gören kişilerin olduğu bir ülke olmayı hakediyor. Dünyanın saygın, önde gelen, güçlü ülkelerinden biri olabilmenin yolu, aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaş eğitimden geçiyor. Laik-demokrat eğitim sisteminden uzaklaşan Türkiye, Ortadoğu’nun karanlığında kaybolmaya mahkumdur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016