Ya bir de topyekun mücadele olmasaydı!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Önce bardağın dolu tarafına bakalım. Tüketici fiyatlarındaki artışta ekim ayında bir başarı hikayesi yazdık. Öyle ya, eylül ayında yüzde 6.30 artış yaşanmıştı, ekimdeki artış yüzde 2.67’ye indirildi. Demek ki fiyat artış hızında bir gerileme var.

Bardağın boş tarafı mı? TÜİK, tüketici fiyat endeksini 2003 yılını baz alarak hesaplıyor. Aylık oran hesaplanması 2003’ün şubatında başladı. Yani bu yılın ekimi dahil toplam 225 ayın oranı var. Bu yıl ekimde, bu 225 ayın en yüksek üçüncü oranı gerçekleşti. En yüksek oranı yüzde 6.30 ile bu yıl eylülde görmüştük, ikinci en yüksek oran ise yüzde 3.27 ile 2011’in ekiminde yaşanmıştı. 225 ayda bronz madalyalı bir ekim ayını geride bırakıyoruz. Bundan önemli boş taraf mı olur!

2003 bazlı yeni seri TÜFE’ye göre gerek dönemsel, yani bir önceki aralık ayına göre; gerek yıllık, yani bir yıl öncesinin aynı ayına göre rekorları zaten çoktan kırmıştık. Bu yılın ilk on ayındaki artış yüzde 22.56’yı, ekimden ekime yıllık artış da yüzde 25.24’ü buldu.

Şaşılacak ne var ki?

9 Ekim’de Enflasyonla Topyekun Mücadele programı ilan edildiğinde birileri sandı ki onlarca mal ve hizmetin fiyatı en az yüzde 10 düşecek. Bu sayede ekim ayında fiyatlar pek artmayacak, hatta negatif bir oran bile gelebilecek.

Böyle bir durumun yaşanmayacağı gün gibi ortadaydı. (Eko Analiz 31 Ekim) Söz konusu programa her işletme uymak durumunda olamazdı, zaten bir zorunluluk söz konusu değildi, TÜFE'de en çok ağırlığa sahip kalemlerde fiyat indirimi yapılması da beklenmiyordu.

Kaldı ki ekim ayları zaten hemen her yılın en yüksek fiyat artışı görülen ayıydı. Şimdiye kadarki yılların ortalaması, ekimde yüzde 2 dolayında bir fiyat artışı yaşandığını ortaya koymaktaydı. Dolayısıyla bu oranın altına inilmesi çok ama çok büyük bir sürpriz olurdu. Nitekim inilemedi de...

Her ne kadar TÜFE’nin oluşturulduğu 225 ayın en yüksek üçüncü gerçekleşmesi ise de acaba ekimdeki yüzde 2.67’yi çok olağandışı bir oran olarak mı görmemiz gerekir? Pek değil...

Değil, çünkü bu yılki genel gidişatı dikkate alırsak ekimde daha yüksek bir oranla karşılaşabilirdik...

Değil, çünkü üretici fiyatlarının ara mal ve hammadde grubundan beklenen yansıma henüz tam olarak gerçekleşmedi...

Dolayısıyla yüzde 2.67 şimdiye kadarki aylık en yüksek üçüncü orandır ama bu yılın kendine özgü koşulları çerçevesinde düşünüldüğünde bu oran aslında ne şaşırtmalıdır bizleri, ne de çok yüksek görülüp umutsuzluğa sevk etmelidir.

Yüzde 2.67, beklentilerle uyumlu sayılabilecek bir orandır. Kasımı daha iyi bir oranla geçme olasılığımız güçlüdür de sonrası flu görünmektedir.

Üreticideki artış niye yavaşladı

Türkiye’de döviz kuru her yükseldiğinde, “Ekonomimiz çok güçlü, bu artış bize bir zarar veremez” gibi söylemler dinleriz. Doğrusu hangi iktisat teorisine ya da Türkiye’nin hangi gerçeğine dayandığı bir türlü anlaşılamayan bu söylemin boş olduğu dün TÜİK’in açıkladığı verilerle bir kez daha gözler önüne serildi.

Doların eylül ayında 6.37 olan ortalaması ekim ayında 5.86’ya düştü. Türk Lirası bu yıl ay ortalaması bazında dolara karşı ilk kez değer kazanmış oldu.

İşte bunun etkisini üretici fiyatları endeksinde gördük. Yurtiçi üretici fiyatları endeksinde ekim ayındaki artış yüzde 0.91 olarak gerçekleşti. Bu, 2018’in en düşük aylık artışı. Yüzde 0.91, geçen yılın son üç ayındaki artıştan da düşük. Yani ekimde son on üç ayın en düşük artışı yaşandı.

Ekim ayı artışı geçen yılın altında kalınca, eylül sonunda yüzde 46.15’e yükselen yıllık artış da ekim sonunda yüzde 45.01’e indi.

Gerilediğini belirttiğimiz oran hala yüzde 45! Herhalde kimse “Aman ne güzel, üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45’e indi” diye sevinmiyordur. Bu, tartışma götürmeyecek kadar yüksek bir orandır.

Biz yalnızca şunu vurgulamak istiyoruz. Kur artışı ekonomide bir dizi tahribata yol açarmış, tersi olduğunda da fiyat artışları daha ılımlı seyredermiş, bunu görmüş olduk.

Kaldı ki kur artışının ekonomideki tahribatı yalnızca enflasyon da değildir. Bunu birçok alanda gözlüyoruz zaten.

BİR GÜNLÜK ARA...
Köşemiz zorunlu nedenlerle yarın kapalı olacak. Sürenin uzamayacağını umuyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar