Yapay zekâda geride kalıyoruz

Kemalettin BULAMACI
Kemalettin BULAMACI Ters Köşe kemalettin.bulamaci@dunya.com

Tüm dünyada yapay zekâ üzerine çalışmalar ve yatırımlar hız kazanmışken, ben de Türkiye’nin yapay zekâ alanındaki çalışmalarına bir göz atayım dedim.

Yapay zekâ konusunda, Türkiye’nin karnesini ortaya çıkartmanın yöntemlerinden birisi bu alanda yapmış olduğumuz patent başvuruları. Türk Patent Enstitüsü’nün veri tabanından sorguladığımızda, başvuru başlıklarında “yapay zekâ” kelimesinin geçtiği toplam 227 başvuru var. En eskisi 17 Ekim 2011 tarihli.

Yapay zekâ yöntemleriyle çalışan adaptif kontrollü elektromanyetik filtre patenti için başvuru yapılmış. Patent başvurusu yapılırken yazılan özetlerde yapay zekâ kelimesini arattırdığımız zaman ise çok daha fazla patent başvurusu ile karşılaşıyoruz; toplam 643 başvuru var.

En eskisi 16 Aralık 2000 yılında yapılmış. Başvuruyu yapan Philips Şirketi. Global başvurusunun bir uzantısı olarak Türkiye’de de başvuru yapmış. Kablosuz internet marifetiyle hasta takibi yapmayı amaçlıyor. Turkcell’in en eskisi 2016 yılı sonunda yapılmış toplam 174 patent başvurusu mevcut. Türk Telekom, 74 başvuru ile en fazla başvuru yapan şirketler arasında ikinci sırada.

En eskisi, Turkcell’in ilk başvurusundan bir ay önce, 17 Kasım 2016’da yapılmış. Onlarca başvurusu olan başka bir şirket yok. Üniversiteler var. İstanbul Gelişim Üniversitesi, 35 başvuru ile lider durumda. Başvuruların yarısından fazlası 2023 yılı içerisinde gerçekleştirilmiş. Yapay zekâ konusunda, gerekli olan birkaç unsur var.

Birincisi, ihtiyaç duyulan hesaplamaları yapacak olan işlemciler ve bilgisayarlar. Maalesef, Türkiye olarak bu alanda yokuz. Birileri işlemci üretsin, bu işlemcileri bir bilgisayara yerleştirsin de kullanalım diye bekliyoruz. İkincisi, yapay zekâ dil modelleri. OpenAI’ın ChatGPT’si, Google’ın Gemini’ı gibi. Bu konuda uluslararası ölçekte çok büyük kabul görmüş bir başarımız olmasa da bu konuda çalışmalarımız bulunuyor.

Hemen ilk aklıma gelen CerebrumTech’in “Cere” asistanı. Yapay zekâ alanında, insanlık olarak daha yolun başında olduğumuz söyleniyor. Yani önümüzde fırsatlar çok. Sanayi devrimini, bilişim devrimini, internet devrimini yakalamakta geç kalan bir ülke olarak bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor.

Yapay zekâda musluğun başını tutan teknolojilerde yokuz. Ancak, bu zekânın kullanım alanlarını genişletmek, insanlığın bu teknoloji ile daha verimli bir hale gelmesini sağlayacak alanlarda olabiliriz. Şimdiye kadar yapılmış başvurulardan birkaçına baktım. Zaten ülke olarak bu alanda ilerliyoruz. Ancak çalışmalarımız ve yaptığımız araştırmalar, patent başvuruları yetersiz kalıyor.

Bizim, yenidünya düzeninde var olabilmek için daha yüzlerce, binlerce buluş gerçekleştirip bunların patentlerini almamız gerekiyor. Sadece Türkiye’de de değil. Bu patentleri, uluslararası düzeyde almamız gerek. Dünyaya sunduğumuz faydalı modeller, patentler ile gelir elde etmeliyiz. Portakal, domates, üzüm, tekstil ihraç ederek ekonomimizi muhasır medeniyetler seviyesine çıkarmamız imkânsız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
BiTaksi, kimin olur? 22 Nisan 2024
Abonelik ekonomisi 15 Nisan 2024
Mutlu yıllar internet 18 Mart 2024