Yapı belirleyen eğilimler (Koalisyon protokolü: 2)

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Geçen hafta, “akılcılık, dünya genelindeki eğilimlerin yarattığı fırsatlarla ve tehlikelerle olanak ve kısıtlarımız arasında denge kurmaktır” tanımından yola çıkarak, koalisyon protokollerinde dikkate alınması gereken “genel eğilimleri” paylaştık.

Bu yazıda koalisyon protokollerinde yer almasının yararlı olabileceğini düşündüğümüz “üretim yapısını belirleyen eğilimleri” paylaşmak istiyoruz:
1. Nüfusu azalan ülkelerde büyüme oranları düşerken, nüfusu artan ve büyük nüfuslu ülkelerde yüksek oranlı ekonomik büyüme sürüyor. Bu eğilim, insanlığın yeni yüzleştiği olgulardan biri. Net olarak gözleyebildiğimiz kadar bu eğilimin ülkeyi yönetmek için oluşturulacak temel belgelerde değerlendirilmesi gerekiyor.
2. Rekabet gücünü önemli ölçüde “dönüştürücü inovasyon” belirliyor. Ülkeyi yönetecek hükümetlerin inovasyon algısının netleştirmesi etkili bir araç olacaktır. İnovasyon alanına toplumsal ilginin çekilmesi ve toplumsal enerjinin bu alana odaklanmasını sağlayacak şekilde dönüştürücü inovasyon konusunun tartışılmasını sağlayan gündem protokollere girmeli.
3. Analitik ihtiyacı hızla artıyor; analitik 3.0 aşamasına geçilmesinin gerekleri net olarak ortaya konmalı. Analitik 3.0 aşamasına geçişin hızlandırılması için gerekli kapsayıcı kurumların oluşturulmasının koşulları da açıkça tanımlanmalı.
4. Endüstrinin iç örgütlenmesindeki teknolojik sıçramaların yarattığı.yaşam biçimizi derinlemesine değiştiren “endüstri 4.0” aşamasına uyum için gerekli yapısal reformlar protokollerde net ifadelerle yerini almalı.

İlişkilerde değişmeler

5. İnsan kaynağı yönetiminde “iyi okul ve iyi iş” algısı, yerini “kendine sürekli yatırım yapmaya motive olmuş insan” algısına bırakıyor. Eğitim sistemimizin söz konusu eğilimi dikkate alan bir anlayışla nasıl tasarlanacağı da ayrıntılandırılmalı.
6. Net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma kaynak kullanmada verimin temelini oluşturuyor. Ülkemizde net bilgi için her anlamda dinamik bir envantere ihtiyaç var. Bugünkü bilgi üretimi yapısı, orta ve uzun dönemli yatırımlar yapılmasını engelliyor. Bilgi üretimi konusunda yeni yapı, işlev ve kültür hükümet programlarında ağırlıklı biçimde tartışılmalı ve tanımlanmalı.
7. Üç boyutlu baskı ve eklemeli üretimin iş süreçleri ve işgücü profillerini köklü biçimde değiştireceği artık bir sır değil. Üretim örgütlenmesinin iç yapısındaki değişmenin yönü ve hızı üzerinde değerlendirmeler yapılmalı, bu konuda da bir toplumsal irade ortaya konmalı.
8. “Akıllı, bağlantılı ürünler” mekanda yeni ticaret ağı oluşturuyor. Bütün bağımsız analizler gelecek 25 yılda ürünlerin köklü biçimde değişeceğini, sektör sınırlarının yeniden çizileceğini, verimliliklerin en az yüzde 25 düzeyinde artacağını gösteriyor. Bu öngörünün irdelenmediği bir ortaklık protokolü eksikli olacaktır. Akıllı, bağlantılı ürünler karşısında toplumsal enerjinin nasıl yönlendirileceği koalisyon protokollerinin ayrıntısına girmeli.

Teşvik sistemleri

9. “Üretimin iç örgütlenmesi”, “endüstri - devlet ilişkileri” ve “devletlerarası ilişkiler” yeniden yapılanıyor. Özellikle endüstri-devlet ilişkileri bağlamında “teşvik sistemlerinin” yeniden tasarlanması gerekiyor. Teşvik sisteminin mekan-odaklı, sektör-odakalı olmaktan çıkarılıp proje-odaklı esnek bir yapıya kavuşturulması, geri-bildirimle kaynak veriminin izlenmesi de protokollerde yerini almalı.
10. Bugünün dünyasında piyasa yapıcısı büyük ölçekli kuruluşların “erişebilirlikleri” ile “küçük ve orta ölçek yapının esneklik ve hızını” dengeleyen örgütlenmelerin başarılı olduğunu gözlemliyoruz. Yeni iş ağlarının önünü açan, girişimcinin işini kolaylaştıran yasal çerçeveler hakkında net hedefler konmalı.
11. Ayrıntıların artması sistemlerin dokusunu karmaşık hale getiriyor; sorunların etken ve edilgen kontrolünü (insan ve yapıların) bir bütün halinde ele alınmasının önemi artıyor. Ülkenin geleceğini yönetirken, yönetişim ilkeleri, parçacı anlayışla değil bütünsel olarak değerlendirmeli.
Bir sonraki yazıda da “kurumsal yapıları ve işleyişi” belirleyen eğilimleri paylaşacağız.

***

Bizim kuşağın hayatının her anında karşılığı olan 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e Tanrı'dan rahmet diliyorum.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar