Yumurta tavuk, büyüme kurumsallaşma

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Ülkemizde 250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 500 milyon lirayı aşmayan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmış durumda.

TÜİK verilerine göre, 2022 itibariyle ülkemizde sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren toplam 3 milyon 773 bin KOBİ var. KOBİ’ler ülkemizde toplam işletmelerin %99,7’sini oluşturuyorlar. İstihdamın %70,6’sını, ihracatın %31,6’sı, toplam cironun. %42,5’ini, üretim değerinin ise %36,4’ünü oluşturuyorlar.

KOBİ’ler ölçeğe ulaşmakta zorlanıyor

KOBİ’ler ekonomiyi sırtlarında taşıyorlar demek mümkün. Son on senede devlet tarafından sağlanan teşviklere ve desteklere daha fazla erişim sağlasalar da maalesef son iki sene içinde ülkedeki makro ekonomik ortamdan çok etkilendiler. Finansa erişim ve ihracat zorlukları nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyorlar. Kısaca KOBİ’ler açısından pek çok makro ve mikro sorun söz konusu.

Ancak bu sorunlar arasında iki tanesini ben oldukça önemsiyorum, o da büyüme ve kurumsallaşma sorunları. Bunlar makro ekonomiden bağımsız olarak, her dönem KOBİ’lerin zorlandığı iki konu. Resmi Gazete’de yayınlanmış olan KOBİ tanımına bakıldığında, 250 çalışanın üstü ya da 500 milyon TL üzeri satış hasılatı ya da mali bilanço büyüklüğünün üzerindeki işletmeler KOBİ ölçeğinden daha büyük işletme olarak tanımlanmış oluyor. Ülkemizde KOBİ’lerin bu ölçeğin üzerine çıkmakta zorlandıklarını görüyoruz.

Hele de bu çalışan sayısı ve ciro kriterleri enflasyonist ortam nedeniyle bir güncelleme daha alırsa, ülkemizde bu ölçeğin üzerinde işletme sayısı oldukça az olacak. Peki önce orta ölçekte yani 50- 250 arası çalışan ve 100-500 milyon TL arası ciro) bir şirket, sonrasında da büyük ölçekli bir şirket olabilmek neden bu kadar zor?

Büyüme ve kurumsallaşma iç içedir

 Çünkü sürdürülebilir büyüme için çok net tanımlanmış büyüme odaklı iş stratejilerine ihtiyaç var. Bu iş stratejilerini oluşturmak, stratejik yönetim becerisi gerektiriyor.

Şirket stratejisini patronun ve yakınındaki bir iki kişinin tekelinden kurtarıp, özel bir uzmanlık ve yetkinlik gerektiren bir alan olduğunu kabul ederek hem içeride kapasite oluşturmak hem de dış uzmanlardan destek alarak çalışmak gerekiyor. İşte tam da bu noktada diğer konu ortaya çıkıyor. Kurumsallaşma.

Şirketin stratejik ve operasyonel açıdan sistemli ve disiplinli olması anlamına geliyor. Strateji üretme ve bunu uygulama (execution) noktasında, kurumsal bir firma olmanız ya da o yolda gitmeniz gerekiyor. Yani kurumsallaşma ile stratejik yönetme kabiliyeti arasında bir ilişki var. Patronlar genellikle doğru yatırımlar yapmayı ve bu şekilde büyümeyi stratejik yönetmek sanabiliyor, ki bu kısmen strateji konusu içine girse de stratejik yönetmek anlamına gelmiyor.

Strateji, geleceği şekillendirmek, doğru sektör ve iş kollarında, doğru pazarlarda farklılaşma veya ölçeğe giderek rekabeti arkada bırakmak ile ilgili bir konu. İçinde analiz, strateji geliştirme, uygulama, karar alma, kontrol, nakit yönetimi, performans ve risk yönetimi gibi unsurları içeriyor. Dolayısıyla kurumsallaşmadan stratejik yönetebilmek, stratejik yönetmeden de büyüyebilmek zor.

Yumurta tavuk ilişkisi

Kurumsallaşmaya yatırım yapamadım ve büyüyemedim. Büyüyemedim ve kurumsallaşmaya yatırım yapamadım paradoksu ortaya çıkıyor. Benim önerim, önceliği kurumsallaşmaya vermek. Konuyu tıpkı bir kapasite artırma yatırımı gibi görüp, işe bu şevkle yatırım yapmak gerek.

Yani kurumsallaşmak için büyümeyi beklerseniz, bu hata olur. Aksine büyümek için kurumsallaşmayı seçmelisiniz. Bu şekilde hem stratejik yönetme hem de icra kabiliyetleriniz gelişir. Büyüme ve kurumsallaşma ilişkisi üzerine sohbetimize Perşembe günü devam edeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar