Zor ama insan

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

İş hayatım çok yakında 25 yıla erişecek. Bu sürenin son on yılı farklı üniversitelerde üst düzey yöneticilik yaparak geçti. Üniversitede yöneticilik yapmak çok zevkli ve bir o kadar da zor bir iştir. Hizmet sektöründeki diğer birçok işletmeye benzerlikler göstermekle beraber üniversiteyi onlardan ayıran en önemli özellik kurumsal yapının varlığına karşılık en önemli bileşenin insan gücü olmasıdır. Bu nedenle böyle bir kurumda çalışırsanız hele bir de yöneticilik yaparsanız zamanınızın çok büyük bir kısmını insan ilişkileriyle, sorunlarıyla vs geçirmek zorunda kalırsınız. İşte bu yüzden Üniversite’de yöneticilik hem zevkli hem de zor bir iştir. 

Hepimizin bildiği gibi insan ilişkilerinin matematiği yoktur. Daha doğru bir ifade ile genel kabul görmüş kuralları veya doğruları bulmak çok zordur. Her bireyin farklı olması bu genelleştirmelerin önüne geçmektedir. Buna karşılık, her şeyden önce kendimiz ortamı anlayabilmek için sürekli genellemeler yapmaya, genel kurallar geliştirmeye çalışırız. 

Doğal olarak ben de kendimce genellemeler yapar, kurallar geliştiririm ki mümkün olduğunca olayları belirli kalıplar içine sokarak hem sorunları çözebileyim hem de işimi kolaylaştırabileyim. Örneğin aynı birimde çalışan iki kişi arasında bir sorun yaşandığı her zaman “birbirinizi sevmek zorunda değilsiniz ama iş arkadaşlığının gerektirdiği minimum saygıyı birbirinize göstermek ve minimum ilişkiyi devam ettirmek zorundasınız” derim. Aslında buna inanarak söylerim. Bu konudan bahsedince aklıma NTV yayınlarından çıkan David Brown’ın “Zor İnsanlarla Çalışma Sırları” isimli kitap geldi. Henüz başından sonuna okumadığım ama zaman zaman içindeki başlıklara bakarak ilgili bölüm okuduğum bu kitap işin aslına bakarsak benzer genellemelere dayanarak, genel kurallar oluşturan bir çalışma. Bu kitabı alıp okumaya başladığım zaman birkaç iş arkadaşıma kitaptan bahsetmiş, okumalarını önermiştim. Genelde kitabın ismini duyan kişi, birlikte çalıştığımız bir başkasını anarak, ihtiyacım olduğuna dair espriler yapmıştı. Gerçekten, her insan diğeri için zordur aslında. Dolayısıyla yaptıkları espri bir kötü niyetin veya birisine zarar verme isteğinin değil gerçek inanışlarının göstergesiydi. En sevdiklerimizle bile yaşadığımız sıkıntıları, anlaşmazlıkları düşündüğümüz zaman bu zorluk daha iyi anlaşılabilir diye düşünüyorum. Dolayısıyla aslında zorluk karşınızdakinin karakterinden değil, karşılıklı olarak karakterlerinizin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Yani başka bir şekilde söylersek, zor insandan ziyade zor ilişkiler söz konusudur. 

Zorluk birbirimizle uyumsuzluğumuzdan kaynaklandığı sürece çözülebilir durumdadır. Ya da başka bir açıdan bakarsak bu durumlar yukarıda bahsettiğim kitabın konusunun içinde kalırlar. Bir de bunun dışında olanlar vardır. Çevresiyle anlaşmazlıklarının temel gerekçesi iyi niyet yoksunlukları olan kişiler. Yaptıkları eylemlerin birçoğu tamamen kasıtlı ve birisine zarar vermek için düşünülmüş, zarar veremiyorsa bile en azından canını acıtmayı hedefl emiştir. Bunlar kitabın konusu içine girmezler çünkü zordurlar ama insanlıkları şüphelidir. Onlara karşı okunması gereken tek kitap herhalde iş kanunu olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018