Enerji karar sürecinde özel sektör de yer almalı
Elektrik sektörünü 10 yıl boyunca şekillendiren 4628 sayılı Kanun, yeni ihtiyaçlar çerçevesinde tümüyle yenileniyor.Sektör yeni düzenlemeleri genel olarak olumlu bulurken, bazı eksikliklere dikkat çekti.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Canan SAKARYA - Özüm ÖRS
ANKARA - 2001 yılında DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde çıkarılan ve çok sayıda değişiklik geçiren 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (EPK) 10 yıllık uygulamadan sonra, "mevcut yapısı ve hükümleriyle piyasa aktörlerinin ve düzenleyici kurumların günümüzdeki ihtiyaçlarını karşılamadığı" gerekçesiyle tümüyle yenileniyor. Hükümet bu amaçla hazırlanan yeni EPDK Tasarısını 17 Aralık 2012 tarihinde TBMM Başkanlığı'na sundu. Hazırlık çalışmaları 2009 yılından bu yana Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ekseninde ilgili sektör kuruluşlarının da görüşleri alınarak sürdürülen tasarı, elektrik yatırımları, lisans işlemleri, arz güvenliği, OSB'ler, tarifeler, iletim tekeli, enerji borsası kurulumu gibi konuları ilgilendiren yeni düzenlemeler getiriyor.
DÜNYA Mikro Politika, tasarının TBMM'ne sunulan hâliyle 11 yıllık uygulama dönemindeki sorunları ne ölçüde giderebileceğini araştırdı. Elektrik piyasasının özel sektör kanadı bazı eksikliklere dikkati çekmek ve Meclis aşamasında düzeltilmesini istemekle birlikte, tasarıyı genellikle benimsemiş görünüyor.
Özellikle "enerji borsası" ve bağlamında kurulması öngörülen Enerji Piyasaları İşletme AŞ enerji piyasasının gelişmesinde önemli adım olarak nitelendirilirken, özel sektörün karar ve denetim mekanizmalarında, özellikle EPDK'de temsilinin "mutlaka" sağlanması isteniyor.
Ne dediler
Sektör liderleri
Tasarıda eksikliklerler var
Önder Karaduman
Elektrik Üreticileri Derneği /EÜD/ Başkanı
Tasarıyla mevcut kanunda bir takım değişiklikler öngörülse de, piyasayı derinden etkileyecek sonuçlar doğurmayacak. Tasarıda bazı eksiklikler var. Bunların başında, karar alma mekanizmalarında özel sektör temsilinin öngörülmemesi geliyor. En büyük eksiklik, bu. Sektörün üretim ve dağıtım ayağında her geçen gün ağırlığını artıran özel sektör, piyasanın geleceğinin şekillenmesinde mutlaka söz sahibi olmalı diye düşünüyorum. İleride denetimle ilgili kurumlar oluşturulacak; orada da özel sektörün olması lâzım. Piyasada şeffaflığın sağlanması açısından son derece önemli gördüğümüz özel sektör temsili, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ile yeni kurulacak İşletme AŞ'nde mutlaka tesis edilmeli. Diğer sorunlu husus, bölgelerarası fiyat eşitleme mekanizmasının ve ulusal tarifenin 2015 yılı sonuna kadar uzatılması. Gerçi bu ayın sonuna kadar yasa çıkmazsa, biz bölgesel tarifeye geçmiş olacağız; ama, kayıp- kaçak oranı yüksek bölgelerin düşük bölgeler tarafından sübvansiye edilmesi rekabet ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi kayıp- kaçak oranlarının düşürülmesi önündeki en büyük engellerden birisi.
Tasarıda öngörülen bazı değişikliklerin sektöre olumlu yansımaları beklenebilir. Örneğin, ön lisans düzenlemesi, lisans ticaretini ve lisansların yatırıma dönüşmemesini ortadan kaldırabilir. Ancak, daha önce uygulanan sistem zaten 'çantacılığın' önüne geçmişti, şimdi Amerika yeniden keşfedilmeye çalışılıyor. TEİAŞ bünyesindeki Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi'nin özerkleşmesine bir adım olarak Enerji Piyasaları İşletme AŞ nin kurulacak olması çok olumlu bir gelişme.
Muğlaklıklar giderilmeli
Süreyya Yücel Özden
Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi Başkanı
Sorunların çözümünü sağlamak amacıyla 4628'de değişiklik kararı alındı. Bunu olumlu karşılamak gerekir.. Değişikliklere bakıldığında, arz güvenliğinin sağlanması, lisans alımı, otoprodüktörlük, Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) nin kurulması, yatırımlarda katkı payı, dağıtım lisansları ve lisanssız üretim konularında düzenlemeler yapılmakta. Arz güvenliğinin sağlanması, özel sektörün yatırımları zamanında veya hiç yapmaması halinde, kamunun rolünün ne olacağına ilişkin bir durum. Burada tereddütler devam ediyor. Elektriğin kamu hizmeti olduğunu düşünen kesimlerden yoğun eleştiri gelebilir. Yasanın son şeklinde bu konunun daha açık biçimde yer alması sağlanmalı. Bir başka deyişle, eğer özel sektör yeteri kadar yatırım yapmaz ve elektrikte talep artışı karşılanamaz hale gelirse, kamu devreye girerek yatırım yapacak mı? Bu hususun açıklıkla belirtilmesi uygun olacak.
Lisans konusunda 24 aylık ön lisans verilmesi, gerçek yatırımcı olmayanları önleyeceği için faydalı bir değişiklik, Otoprodüktörlük için düşünülen üretim lisansı ise, otoprodüktörleri zora sokacak. Onlara elektrik ihtiyaçlarının karşılanmasında bazı vergi yükümlülükleri getireceği için zorlanacaklar. EPİAŞ nin kurulması ilk bakışta olumlu. Ancak, görevleri ne olacak, nasıl işleyecek, yeni bir bürokratik organ mı olacak, bunlar tam belli değil. Bir yönetmelik çıkacağı söz konusu. Bu yönetmeliği görmeden görüş belirtmek doğru olmaz.
Yatırımlarda MW başına en yüksek katkı payı getiriliyor. Bu konuda da çıkarılacak yönetmeliği beklemek faydalı olacak. Enerji borsası sektördeki fiyat oluşumunda önemli işlev görecek. Fakat, bu işlev için, arz konusunun iyi çözümlenmesi gerekir. Rekabet de buna benzer. Rekabet piyasasının oluşabilmesi, piyasada arzın talebi geçmesi halinde gerçek niteliğine kavuşur. Örneğin, elektrikteki talep artış oranını dikkate alırsak, arz güvenliği açısından kritik bir durumda olduğumuz görülecek. Bir diğer konu, tüketicinin ucuz elektrik bekleyişi. Bu mümkün olacak mı ? O nedenle, gerek borsadan, gerekse de serbest rekabetten söz ederken bu konulara da dikkat ve duyarlılık gösterilmeli.
Enerji Borsası rekabete katkı sağlar
Alpay Ünal
TOBB Enerji Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanun'u yayımlandığı tarihten itibaren ayrı kanunlarla defalarca revize edilmesine rağmen amaçlanan piyasa yapısı için yeterli olamadı. Piyasa katılımcıları ve düzenleyici kuruluştan gelen talepler, gelişen ticari enstrümanlar, arz güvenliği, Bakanlık stratejileri ve 2023 hedefleri kapsamında bütün olarak yenilenme ihtiyacı bulunmaktaydı. Bu çerçevede tasarı; lisansa bağlı kalmaksızın kendi ihtiyacını karşılamak ve fazla elektriği de belirlenen fiyat üzerinden değerlendirmek isteyen küçük yatırımcılara 1 MW'a kadar tesis kurma imkânı sağlamakta.
Lisansta belirtilen yatırım süresini aştığı halde işlem yapmayanlara teminatlarının iadesi, verilen sürede inşaata başlanmayan lisansların iptali ve ön lisans kavramıyla, planlanan yatırım süreçlerinin zamanında gerçekleştirilmesi ve arz güvenliğine önemli katkı bekleniyor.
Üretim şirketlerine doğrudan ihracat imkânı önemli. TEİAŞ bünyesindeki şebeke işletimiyle piyasa işletimi ayrıştırılarak, TEİAŞ'nin şebeke işletmeciliği ön plana çıkarılırken, EPİAŞ'nin kurulmasıyla organize toptan elektrik piyasalarının yolu açılmakta. Ancak, bu tasarıyla birlikte, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı da yürürlüğe girmeli.
TETAŞ uhdesindeki elektrik üretiminin yıllık veya daha uzun vadeli ihaleler ve tüm tedarikçi şirketlere açık ikili anlaşmalarla satılmasının güvence altına alınması, TRT payı, belediye tüketim vergisi ve Enerji Fonu'na ilişkin elektrik faturalarını arttıran unsurların kaldırılması, işletmedeki rüzgâr santrallerinin koordinatları içinde kalmak suretiyle kapasite artışı yapabilmesine olanak sağlanması gibi düzenlemelerin gerekli olduğunu düşünüyorum.2012 yılında enerji borsası zaman zaman gündem buldu; Bakanlığın strateji belirlemesi bekleniyor. Tasarının yasalaşmasıyla birlikte bu hususların çözüme kavuşturulacağını ve borsanın işlevsellik kazanacağını bekliyoruz.
Enerji borsası, öncelikle yatırımcılara kısa ve uzun vadede referans fiyat sinyalleri verecek. Elektrik fiyatları rekabetçi ortamda oluşacak. Elektrikle başlayacak borsa, gelecekte doğalgaz, petrol ve karbon işlemlerinin de yer aldığı bir piyasaya dönüşecek. Böyle bir piyasanın yabancı yatırımcıları çekebileceğini düşünüyorum. Ayrıca, enerji şirketlerinin, risklerini bu piyasada 'hedge' edebilecek türev ürünlere sahip olması da önemli bir gelişme.
Bürokrasi azaltılmalı
Salahattin Baysal
Rüzgâr Enerjisi Santralleri Yatırımcıları Derneği /RESYAD/ Başkanı
Tasarıyla enerji piyasası mevzuatına ön lisans tanımı ve esasları getirilmiş. Ön lisans uygulaması yararlı olacak. Ön lisans Esasları başlıklı maddenin sonuna, "Ön lisans gereklerini yerine getirenlere Madde 5'te tanımlanan Lisans Esasları doğrultusunda kurum tarafından lisans verilir" ifadesinin yer alması uygun olur. Ön lisans gerekleri yerine getirilemezse yapılacak işlemler belirli; ancak gerekler yerine getirilirse belli değil! Bu zamana kadar verilen lisanslarda izin prosedürleri uzun süre almaktaydı. Yeni getirilen ön lisanslarda da aynı durumun olmaması için, ön lisans sürecinde bu aksaklıkları giderecek düzenlemelerin büyük önem taşıdığı kanaatindeyiz. Örneğin, mera alanlarında RES Ölçüm İstasyonu kurulabilmesi için dahi izin almak neredeyse imkânsız. Bu konuda EPDK'ye 25 Aralık 2012 tarihinde müracaatımızı da yaptık. Ön lisans alındığında bir yaptırım gücü olması gerekir.
Tasarının 8 inci maddesinde taraflar arasında bağlantı masraflarının karşılanmasında hiçbir tereddüde mahal bırakılmazken, 9 uncu maddesinde üretim şirketinin dağıtım seviyesinden sisteme bağlantısı halinde tüzel kişi tarafından yapılan yatırımın tutarının bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları çerçevesinde geri ödeneceğine ait açık bir hüküm yer almıyor. Oysa 8 inci maddenin eşdeğeri bir madde olarak ele alınmış olsa, ileride ortaya çıkacak anlaşmazlıklar şimdiden önlenmiş olacak.
Tasarıda gerekli tedbirleri içeren, yatırımları hızlandıracak, yatırımcıyı teşvik edecek önlemlerin alınmasına yönelik yasa maddelerine yer verilmesinde sayısız fayda gördüğümüzü ifade etmek isteriz.
Organize sanayi bölgeleri
OSB'ler için çok önem taşıyor
Mustafa Keskin
Adana Hacı Sabancı OSB Genel Sekreteri
Tasarı, dağıtım tesisini kurmuş olmasına rağmen teknik imkansızlıklar, personel yetersizliği gibi sebeplerle dağıtımı yapamayarak sembolik bir ücret karşılığında TEDAŞ'a devreden OSB'ler için daha büyük önem taşıyor. Çünkü, bu durumdaki OSB'ler, bahsi geçen kurulun belirleyeceği süre içinde gerekli işlemleri yaparak tesislerini tekrar devralabilecekler. Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgemizin 2007 yılından bu yana dağıtım lisansı zaten mevcut. Bunun avantajı, dağıtım bedellerini tedarikçi firma yerine bizim belirleyebilmemiz. Bu sayede sanayicilerimize en uygun bedelle enerji temin etmeye çalışıyoruz. Bu önemli. Çünkü, sanayide en önemli girdi elektrik enerjisi tüketimi; tüketimin maliyetini ne kadar aşağıya çekersek sanayicimiz için o kadar önemli. Biz enerjiyle ilgili düzenlemeleri EPDK'nin yönetmeliğine uygun şekilde hazırlayıp her yıl kuruma onaylatıyoruz. Bunun yanı sıra, OSB'miz içinde elektrik enerjisinin kesintisiz, ucuz ve güvenli sağlanması için gerekli yatırımları her zaman yapıyoruz.
OSB'ler dağıtımcı avantajına sahip olmalı
İhsan Karamanlı
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Müdürü
Tasarı genel anlamda olumlu. Ancak bir iki hususun netleşmesini bekliyoruz. OSB'nin bizatihi üretici olması durumunda, üretim şirketi olarak görülmesi lazım; bu durum çok net değil. İkincisi, dağıtım lisansı almış OSB'ler kendi bölgelerinde bildiğimiz EDAŞ'lar gibi görülmeli; yani dağıtım şirketlerinin avantajlarına sahip olmalı. Önceki yasada OSB'lerin dağıtım lisansı alması zorunluydu, belli bir süre yoktu. Tasarıyla EPDK bir takım kriterler getirmek istiyor. Bu kriterler Sanayi Bakanlığı ile birlikte getirilmeli, kararlar birlikte alınmalı. Yönetmelikler EPDK ve Sanayi Bakanlığı ile birlikte çıkarılıyordu; tasarıda sadece EPDK var. İlgili bakanlık olarak Sanayi Bakanlığı mutlaka yer almalı. Biz bu konularda değişiklik yapılması için çaba sarf edeceğiz.