Enerji transitinde bölgesel mevzuata ihtiyaç var

Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü Başkanı Dr. Özdemir, "Enerji transiti, dünyada uluslararası mevzuatı olmayan geniş bir alan ve bu boşluğun doldurulması gerekiyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir, küresel enerji sektöründe uluslararası düzeyde transit geçişler konusunu düzenleyen bağlayıcı hukuki bir anlaşma olmadığını belirterek, "Enerji transiti, dünyada uluslararası mevzuatı olmayan geniş bir alan ve bu boşluğun doldurulması gerekiyor" dedi.

Türkiye'nin de üyesi olduğu Uluslararası Enerji Şartı konusunda değerlendirmelerde bulunan Özdemir, esas olarak kesintisiz, sağlam, güvenilir bir enerji transiti sağlanmasın her ülkenin sorumluluğu altında olduğunu söyledi.

Enerji alanında yaklaşık 70 ülke arasında genel bir enerji şartı anlaşması bulunduğunu ve bunun hukuki bağlayıcılığı olduğunu kaydeden Özdemir, söz konusu anlaşmanın yedinci maddesinin Dünya Ticaret Örgütü’nün transit hükümlerinin biraz genişletmiş halini yansıttığını anlattı.

Söz konusu maddeye göre, enerji transiti konusunda ülkelerin birbirlerine farklı ve kayırmacı uygulamalarda bulunamayacağını vurgulayan Özdemir, "Ama bu çok geniş bir hüküm ve çok kısa olduğu için taraflar 1998 yılında 'biz ayrıca bir uluslararası bağlayıcı transit protokol ortaya çıkaralım' dediler ve enerji şartı anlaşmasına taraf olan ülkeler arasında müzakereler başladı. O zaman bu ülkeler, Rusya, AB ülkeleri, Türkiye ve Orta Asya'yı kapsıyordu. Fakat özellikle AB ve Rusya arasında çıkan çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle bu müzakereler sonuç vermedi." ifadelerini kullandı.

Rusya'nın 2009 yılında Enerji Şartı Anlaşması'ndan çekildiğini, 2011'de ise AB'nin müzakerelerini yarıda bıraktığını dile getiren Özdemir, şöyle konuştu:

"En son sürece geldiğimizde, Türkmenistan ve bazı diğer ülkeler 2013 yılından itibaren Birleşmiş Milletlere (BM) verdikleri öneriyle ve aynı zamanda Enerji Şartı Sekreteryası bünyesinde tekrar yeni bir transit anlaşmasının şartlarının belirlenmesi gerektiğini söyledi ve müzakerelerin başlatılmasını istedi. Bu noktadan sonra geçen yıl benim hazırladığım enerji şartı bünyesinde kavramsal çok taraflı enerji transitine yönelik bir belge var. Bu belgede bazı önerilerde bulundum. Ülkeler arasında bağlayıcı hukuki bir anlaşma olmadığı için uluslararası düzeyde bu bir şart. Enerji transiti, dünyada uluslararası mevzuatı olmayan geniş bir alan ve bu boşluğun doldurulması gerekiyor. Uluslararası Enerji Şartına bağlı olarak, ana merkezinde Hazar’ın üretici ve ihracatçı ülkelerinin bulunduğu, yanlarında da Doğu’da Çin, batıda Türkiye’nin büyük tüketiciler olduğu bir transit mevzuatı gerçekleştirilmeli."

"Türkiye'nin AB mevzuatına ihtiyacı yok"

Özdemir, bugün hukuki, siyasi ve iktisadi koşulların 20 yıl öncesinden farklı olduğunun ve artık Hazar Havzası ülkelerinin enerji üreticisi ve ihracatçısı konumuna kavuştuğunun altını çizerek, dünya güç dengelerinde Asya’ya doğru bir kaymayla Çin'in liderliğinin ön plana çıktığını vurguladı.

AB'nin ise özellikle 2009’da 3. Enerji Paketiyle birlikte kendi enerji ortak pazarına ve mevzuatına sahip olarak bunu ön plana çıkartmaya başladığını ifade eden Özdemir, "AB üyesi olmayan ve olması beklenmeyen ülkelere de 2005 yılında kurdukları Avrupa Enerji Topluluğu bünyesinde kendi üçüncü enerji paketindeki mevzuatlarını bir şekilde dayatmaya başladılar. Onlar da bunu kabul ediyor. Örnek Balkan ülkeleri ve Ukrayna, Gürcistan. Türkiye katılmıyor ve doğru yapıyor. Türkiye’nin buna ihtiyacı yok." diye konuştu.

Özdemir, son 20 yılda yaşanan ekonomik koşullardaki değişimlerden birinin de Çin'in yeni İpek Yolu Projesi olduğunu söyledi.

Çin’in enerji ithal eden Kazakistan’dan petrol, Türkmenistan’dan gaz alan bir ülke olarak Hazar bölgesine gereksinim duyduğunu belirten Özdemir, şöyle devam etti:

"Aynı şekilde biz de Hazar ülkelerinden Azerbaycan’dan petrol ve gaz ithal ediyoruz. Dolayısıyla önerim uluslararası bir enerji transit anlaşması yerine ilk etapta bölgesel veya bölgeler arasında ana merkezinde Hazar’ın üretici ve ihracatçı ülkeleriyle büyük tüketicilerin yer aldığı bir transit mevzuatının Uluslararası Enerji Şartına bağlı olarak gerçekleştirilmesi. Böylece ülkeler arasında transit gelişmeler kesintisiz ve güvenilir hale gelir. Dış müdahalelere kapalı olur. Ülkeler arasındaki ticaret ve transit sorunları giderilir. Ortak mevzuat sayesinde, Çin'in yeni İpek Yolu projesi kapsamında geliştirdiği enerji yatırımlarını Türkiye daha rahat çekebilir. Böyle bir transit topluluğunun kurulmaması için hiçbir neden yok."

Uluslararası Enerji Şartı, 17 Aralık 1994’te Lizbon’da aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 50 ülke ve AB tarafından imzalandı. Anlaşma ile imzacı ülkeler için enerji ticareti, şirketlerin enerji yatırımları, transit konuları, anlaşmazlıkların çözümü ve enerji yeterliliği konusunda iş birliği alanlarında uluslararası düzenleme gerçekleşmesi hedeflendi.