Enerjin yoksa üniversite açma!
SOCAR Türkiye CEO'su Kenan Yavuz, Türkiye'nin önümüzdeki 20 yılda enerji üretim kapasitesini üçe katlamak zorunda olduğunu söyledi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Mehmet Kara
İSTANBUL - Türkiye enerji sektöründeki en büyük yatırımlardan birkaçının altında Azeri SOCAR'ın imzası var. Bunlardan biri henüz proje aşamasındaki gaz boru hattı projesi TANAP. Yürüyen en büyük projelerden biri de yine SOCAR'ın İzmir Aliağa'daki STAR Rafinerisi. SOCAR Türkiye CEO'su Kenan Yavuz'a, hem enerjinin bugününü ve geleceğini hem de SOCAR'ın yaptıklarını ve yapacaklarını sorduk:
Önümüzdeki 20 yılda dünyadaki enerji talebinde patlama bekleniyor. Bu nasıl karşılanacak?
Gelecek 20 yılda dünya enerjiye tam 32 trilyon dolar yatırım yapacak. Bu olağanüstü rakamı insanoğlu nereden nasıl karşılayacak, nasıl yapacak bu çok büyük bir soru işareti. Kaynakların üzerindeki kavga giderek daha fazla olacak, kızışacak, sertleşecek, bu doğal bir sonuç.
Peki Türkiye?
Türkiye'nin de önümüzdeki 20 yılda bugünküne ilave, enerjide 100 bin megavatlık kurulu gücü daha ekonomisine kazandırması gerekiyor. Yani mevcut kurulu gücümüzü neredeyse üçe katlamak zorundayız. Eğer bunu yapmayacaksak üniversite müniversite kurmaya hiç gerek yok, hiç boşuna kendimizi kandırmayalım.
Peki nasıl olacak bu iş?
Türkiye bu enerjiyi kaynaklarını da çeşitlendirerek bulmak zorunda. Kendi kaynaklarını, kömürünü, suyunu, rüzgârını her şeyi değerlendirip nükleeri de mutlaka ilave etmek mecburiyetinde. Aksi takdirde karanlıkta kalırız, bu kadar basit. Bizim hammaddemiz yok, doğalgazımız yok, petrolümüz yok, dışa bağımlıyız. Bunların her kuruşunu döviz vererek satın alıyoruz, dövizi de kazanmak zorundayız. Yani bizim dolar basan makinemiz yok. Bu dövizi bir başka şeyi satarak almamız, sonra da onunla da gidip doğalgaz ve petrolü satın almamız gerekiyor ki cep telefonlarımızla akşama kadar geyik yapabilelim yani.
Kaynaklara ulaşma meselesi var bir de…
Enerji kaynaklarına yakın bir ülkeyiz. Kaynaklarla pazarı bütünleştiren bir strateji izliyor hükümetimiz. Yani doğalgaz boru hatları, petrol boru hatları… Bütün bunlar bizi önemli bir istikrar adası haline dönüştürüyor ve bu kaynakları da bizim kullanabilmemizi daha çok mümkün kılıyor. Ama netice itibariyle öyle bile olsa biz bunları gene satın almak ve para ödemek zorundayız. Bizim kendi kaynağımız, kendi özgün kaynağımız nelerse onları da çok etkin bir şekilde kullanmamız lazım. Böyle rüzgara, güneşe, dalgaya kendi sınırlarının üzerinde önem atfederek derdimize çare olacak gibi görmek safdillik. Öyle olsaydı dünya yapardı.
Socar'ın bölgedeki ve Türkiye'deki hedefleri?
Socar global bir şirket olma yolunda çok büyük adımlar atıyor. Türkiye'deki, Gürcistan'daki, İsviçre'deki yatırımları bunu gösteriyor. Bunların en önemlilerinin, en büyüklerinin toplandığı alan da Türkiye. Türkiye ve Azerbaycan'ın siyasi iradelerinin ve bu işe inanmışlıklarının, kardeşliklerinin bir sonucu. Azerbaycan'ın kurucusu, rahmetli Haydar Aliyev “iki devlet tek millet” dediğinde öylesine söylenmiş olduğunu zannedenler bunun öyle olmadığını, hayata geçen bir şey olduğunu bugün görüyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının yapılışından başlayarak Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, ondan sonra Bakü-Erzurum doğalgaz hattı, şimdi ise çok büyük bir enerji projesi olan TANAP başlıyor. Biz 90'lı yıllarda BTC boru hattına asrın projesi diyorduk. Bugün TANAP daha da önemli. Türkiye'nin önümüzdeki 50 yılına damga vuracak bir proje. Tabii, bölgenin geleceğine de…
Rafineri ve TANAP'la ilgili takvim?
Rafineri yatırımımız başladı, hedefimiz 2016'nın ikinci yarısında devreye girmek. Limanda nasip olursa önümüzdeki ay temeli atacağız. İki sene içinde bitirmek istiyoruz. Enerji yatırımlarımız var. Enerji yatırımlarımız da iki fazda. Birinci fazı 2014'te bitirmek istiyoruz. İkinci faz rafineriyle birlikte, 2016-2017'de bitecek. Dolayısıyla Petkim'in kendi yatırımları var. Tüm bu büyük portföy 2015, 2016, 2017 döneminde tamamlanmış olacak ve Petkim Yarımadası 15 milyar dolarlık minimum cirosu olan, Türkiye'nin en büyük Avrupa'nın da sayılı entegre üretim merkezlerinden biri olacak. TANAP da 2018'de bitecek. Socar o tarihte Türkiye'nin sanayi üretimi anlamında ilk üç şirketi arasına girmiş olacak.
Petkim'in Star Rafinerisi Türkiye'deki dengeleri nasıl değiştirecek?
Üreteceğimiz her şey şu anda ithal ediliyor. Biz girdiğimiz zaman ithalat pazarını ikame edeceğiz. Dizel, benzin, LPG, jet yakıtı… Biz bunları yerlileştiriyoruz, bizimki yerlileştirme projesi. Yani Türkiye'deki üreticilerin elinden pazarı alma projesi değil… Türkiye pazarı o kadar büyük ki, keşke üç tane daha Petkim yapılsın, istemeyenin gözü kör olsun.
Peki Star rafinerisi ne kadarlık bir katma değerin içeride kalmasını sağlayacak?
Petkim Yarımadası'nda bütün yatırımları bitirdiğimizde Türkiye ekonomisine yıllık 5 milyar dolar net katma değer yaratacağız. Yani ham madde ithalatının sonlanması, ürün ithalatının sonlanması, efendime söyleyeyim, bütün proseslerin yerleşmesi vesaire… Ciromuz tabiî ki 15 milyar dolar ama bunun 3'te 1'lik kısmı da Türkiye'ye net bir döviz katkısı olacak.
Kaç Star Rafinerisi daha yapılmalı ki Türkiye pazarında yerlileştirme süreci tamamlansın?
Tüpraş ve Star rafinerisinin yanında, üçüncü bir rafineriye daha ihtiyaç var. Yapmak isteyen olursa iyi olur. Üç rafineri 2023'e kadar iç talebin karşılanmasını sağlar. Ama Petkim olarak bakarsan Türkiye'nin 5 tane daha Petkim'e ihtiyacı var.
Enerji piyasalarına ilişkin fiyat öngörüleriniz?
Gelecekte Amerika'daki bu kaya gazının keşfi ile doğalgaz arzında önemli bir rahatlama gözüküyor. Taşımadaki problem devam ediyor. Netice itibariyle bunu taşımanız için, yani boru hattıyla oluyor ya da sıvılaştırarak gemiyle olabiliyor, biliyorsunuz. Dolayısıyla gelecekte doğalgaz fiyatlarının petrolden bağımsız hareket etmeye başlaması olası senaryolardan bir tanesi, ille de olacak diye bir şey yok ama o olursa eğer doğalgaz fiyatları biraz daha gevşeyebilir. Petrol ve doğalgaz fiyatları yüzde 100 birbirinden kopmaz ama hani birbirlerine bağımlılığı azalabilir, bu da doğalgaz fiyatlarına olumlu yansır. Ama petrolün fiyatları gelecekte bugünkü seviyelerinden aşağıya düşmez. Öyle geçici dönemlerde aşağıya inebilir ama artık petrol hiçbir zaman kalıcı olarak 100 doların altında durmayacak. Hatta, bu 2030'da mı olur, 2040'ta mı olur, 2050'de mi olur, onu bilemem ama benim inancım şu ki petrol fiyatları mutlaka bir gün 200 doları da görecek.
Neden ve nasıl?
Çünkü bu sınırlı bir kaynak, insanoğlunun talebi de artmaya devam ediyor. Ne kadar alternatif enerji kaynağı bulunursa bulunsun, petrolün yerini kapatması, doldurması mümkün gözükmüyor. İnsanoğlunun petrole bağımlılığı giderek artmaya devam edecek. Bu bilimsel bir gerçek. Böyle dalgayla malgayla uğraşanlar var, yok milyarlarca dolar yatırım yapacaklarmış da bilmem neymiş. Böyle ortalıkta, orta oyunu oynayanlar var. Bunlar öyle bizim memleketimizin ilacı olacak meseleler değil. Biz gerçekçi olmak, gerçek dünyayla uğraşmak durumundayız, ihtiyaçlarımız var. Bize dalga geçer gibi dalga malga diyenler var, bunların hepsi hikaye...
Socar enerjinin diğer alanlarında da olacak mı?
Petkim'in içinde kimyasal atıkları enerjiye dönüştüren tesisimiz var, dışarıya da açık yani. Hem kendi atıklarımızı hem başkalarının atıklarını kullanabiliyoruz.
Rüzgara da, güneşe de yatırım yapacağız ama dişimizin kovuğunu doldurmuyor ki yani 25 megavatlık bir rüzgâr santrali yapacağız Aliağa'da. Güneşe bir pilot uygulama yapmak istiyoruz.
Ciddi oyuncuların önü açık
Enerji sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör. Geri dönüşü uzun, riskli bir sektör, dolayısıyla dikkatli olmak lazım. Türkiye'nin de önümüzdeki 10 yılda enerjiye minimum 100 milyar dolar yatırım yapması lazım. Yani bu ne demek? Her sene, 10 milyar dolar yatırım demek… Dolayısıyla herkesin bu işin içinde olmasında fayda var ama tabii yeni kurallar getirildi öz varlık ve öz sermayenin yeterliliğine dikkat edilecek. Enerji yatırım maliyetlerinin neredeyse yüzde 20'si kadar öz varlık ve sermaye koyma zorunluluğu getirildi. Bunlar daha ciddi oyuncuların önünü açacak, gayri ciddi olanlar da daha niyet bile edemeden devre dışı kalacaklar.