Ar-Ge’nin gücüyle Çin’e pahalı ayakkabı ihraç ediyor

Kuruluşu 1982 yılına dayanan Üç-El Ayakkabı AŞ, bir dönem Türkiye'nin 3 büyük ayakkabı üreticisinden biriydi. 2007'de 350 bin üretim yaparken küresel kriz ile güç kaybeden firma, yükseliş için inovatif ürünlere yöneldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sedat ALP
YÜKSELEN ANADOLU


Türkiye’nin en büyük ayakkabı üreticilerinden biri olan Üç-El Ayakkabı’nın Manisa’daki üretim tesislerini geziyoruz. Renk renk, çeşit çeşit ayakkabıların sergilendiği mağaza, aynı zamanda Üç-El müşterilerinin siparişlerini verirken ürünleri incelediği toptan satış yeri. Ayakkabıları incelerken, duvarda asılı küçük bir fotoğraf dikkatimizi çekiyor. 2 genç ve bir çocuk ellerinde ayakkabı işliyorlar. Bu solgun fotoğraf karesindeki genç adamlardan biri o anda yanımızda; Rıfat Sarı, Türkiye’nin en büyük ayakkabı üreticilerinden biri olan Üç-El Ayakkabı AŞ’nin kurucularından. O gün iki çırağı ile elinde ayakkabı yaparken, fotoğraf makinesine gülümseyen Rıfat Sarı, bugün Türkiye’nin tek ‘Dünya Kalite Ödülü (World Quality Award)’ ne sahip ayakkabı markasını yönetiyor. Üç-El’in bir diğer ilki de Türkiye’den Çin’e ayakkabı ihraç eden ilk firma olması.

Rıfat Sarı, bize ayakkabıları gösteriyor. Kalitesini anlamak için derisine şöyle bir dokunduktan sonra ilk iş tabanı ikiye katlıyorum. Taban rahat katlandığı için kafamı sallayarak Rıfat Bey’e test sonucunun başarılı olduğunu anlatıyorum. Bakalım Rıfat Bey iyi kaliteden anlıyor mu? Ayağımdaki ayakkabının deriden olup olmadığını soruyorum. “Deri ama ikinci sınıf” diyor. O testini ayakkabıya dokunmadan, şöyle bir göz atarak tamamlıyor. İnternetten ucuza aldığıma sevinmiştim, meğer ikinci sınıfmış.

Anatomik yapı tıp otoritesinden onaylı

Rıfat Bey, iş yerinde üzerinde doktor önlüğü ile geziyor. Fabrikada her yerde asılı duran afişlerdeki Dr. Flexer markasını görünce Rıfat Bey’in doktor önlüğünün öylesine seçilmediğini anlıyoruz. Evet, ona da bir anlamda ayakkabı doktoru diyebiliriz. Zaten işini yaparken de doktorlarla çalışıyor. Üç-El Ayakkabı AŞ, Celal Bayar Üniversitesi Ortopedi Bölüm’ü ile birlikte gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmaları sonucunda gerçek anlamda ortopedik bir tabanlık geliştirmiş. Dr. Flexer’in tabanlığının, ayak tabanı çökmüş, topuk dikeni olan ya da şeker hastası olanlara konforlu bir yürüyüş sağladığını söyleyen Rıfat Sarı, ortopedi doktorlarının ayaklarında bu tür rahatsızlıklar olan hastaları için reçeteye ilaç yerine, Dr. Flexer ayakkabı almayı önerdiğini söyledi. Bu bilginin ilginçliğinin o da farkında olduğu için bunu kanıtlama ihtiyacı duydu ve odasına giderek, elinde reçete örnekleri ile yanımıza döndü. Belgelere bakıyoruz, Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’nin Ortopedi ve Travma Polikliniği’nden verilmiş reçetelerde gerçekten de doktor hastasına Dr. Flexer tabanlık kullanmasını önermiş.

Rıfat Bey, bize Dr. Flexer tabanlık için Celal Bayar Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı’ndan alınmış bir raporu da gösterdi. Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uğur Öziç imzasıyla verilen raporda Anatomik Dr. Flexer tabanla ilgili şu değerlendirme yapılmış: “Ayağın anatomik yapısına uygun olarak yapılmış olan bu anatomik tabanlık, ayak uzun eksenini desteklemekte ve böylece düztabanlık (pes planus) olgularında etkili olmaktadır. Tabanlık ön bölümü antibakteriyel malzemeden yapıldığından hava geçirgenliği de sağlamaktadır. Böylelikle terlemeyi azaltıcı etki göstermekte ve parmak arası mantar oluşumun engellemektedir. Anatomik özelliği ile de ayrıca tarak kemiklerinde kaynaklanan ayak ön bölümü ağrılarında faydalıdır. Topuk bölümündeki özellikleri ile topuk yağ yastığına binen yükü azaltmaktadır. Böylece ayak tabanı ve topuk dikeni( heel spur) kökenli ağrıların azalmasına yardımı olmaktadır. Kullanılan malzemenin ana maddesinin hakiki deri olması nedeniyle de genel ayak hijyeni sağlanmasını desteklemektedir.”

Dr. Flexer krizden çıkış reçetesi oldu

Topuk dikenin verdiği rahatsızlığı çeken bilir. Bu gibi ayak anatomisi rahatsızlıklarını yaşayanların attıkları her adımda keyiflerini kaçıran bir acı yaşadığına dikkat çeken Sarı, Dr. Flexer ayakkabıları ile düz taban, topuk dikeni, ayak tabanında çökme olan hastalar ve şeker hastalarına konforlu bir yürüyüş sağladıklarını vurguluyor. Doktor reçetelerine giren Dr. Flexer tabanlık, 32 yıllık geçmişi olan Üç-El Ayakkabı A.Ş.’nin 2007-2008 küresel krizinde girdiği darboğazdan çıkış reçetesi de oluyor aynı zamanda. Kriz arifesinde, Üç-El yıllık 300- 350 bin çift ayakkabı üreten dev bir tesis. “O dönemde hep banka kredileri ile yatırım yapıyorduk” diyen Rıfat Sarı, küresel kriz ortamında bankalar kredi faizlerini arttırınca bir çok sanayi kuruluşu gibi zor bir döneme girdiklerini söylüyor. Sarı’nın belirttiğine göre, firmayı içine düştüğü darboğazdan kurtarmak için, küçülmek ve inovatif ürüne yönelmek doğru strateji olarak gözükmüş. Hızla bu yeni stratejiyi uygulamaya başlayan Üç-El, hemen bir Ar-Ge departmanı kuruyor ve bu birim Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı ile birlikte çalışarak Dr. Flexer tabanlığı geliştiriyor. Bu tabanlık Üç-El için bir dönüm noktası oluyor ve firma ucuz ayakkabı üretimini bırakıp, Dr. Flexer markasıyla katmadeğeri yüksek ürünlere yöneliyor. Geçtiğimiz yıl bir önceki yıla göre yüzde 30 büyüme ile yıllık 120 bin çift ayakkabı üretiyor. Sarı, bu yıl sonu için hedeflerinin 150 bin çift olduğunu söylüyor.

Mağazacılıkta da büyüyor

Üç- El’in Manisa’da İstanbul karayolu üzerindeki üretim tesislerinin altında fabrikadan halka satış yaptığı bir mağaza da var. Sarı, benzer bir mağazanın da Ankara yolu üzerinde olduğunu, bu iki mağaza ile direkt olarak tüketiciyle buluştuklarını aktarıyor. Üç- El ürünlerinin 220 noktaya yayılan bayileri ile Türkiye geneline ulaştığı bilgisini paylaşan Rıfat Sarı, Özdilek, YKM, Boyner, Ayakkabı Dünyası ve Erbil Süel gibi zincir mağazalarda yer aldıklarını bunun dışında franchising sistemi ile Fethiye, Tatvan, Elazığ ve Menemen’de Üç-El mağazalarının açıldığını belirtiyor ve önümüzdeki dönemde bu tür mağazaların artacağını söylüyor.

Üç-El, 2012’de 120 bin çift ayakkabı üretti. Rıfat Sarı, 2013’ün sonunda 150 bin çift üretim adedine ulaşacaklarını söylüyor. “2012’de bir önceki yıla göre yüzde 30 büyüme sağladık. Firmamızın son yıllarda ortalama büyüme oranı yüzde 25 seviyelerinde. Hedefimiz 2018 yılında, 2006 ve 2007 yıllarında ulaştığımız yıllık 300-350 bin çift ayakkabı üretim kapasitesine ulaşmak” diyen Sarı, bir parantez açma gereği duyuyor: “2006- 2007’de 300-350 bin çift üretiyorduk ama ciro bazında baktığımızda artık çok daha az adetlerle o yıllardaki ciroyu yakalıyoruz.”

Üretiminin yüzde 30’u ihraç ediliyor

Üç-El, üretiminin yüzde 30’unu yurtdışına satıyor. İsrail, Almanya, İngiltere, Arap ülkeleri ve Türk cumhuriyetleri firmanın ağırlıklı ihracat pazarları. Almanya, İngiltere ve diğer pazarlarda kendi markasıyla satış yapıyor. Dr. Flexer Avrupa’da ve Türkiye’de tescilli marka. “Firmamız çoktan Avrupa markası olmayı başardı” diyen Sarı, Dr. Flexer’i daha da geliştirip kapasite arttırıcı yatırımları gündeme almayı planladıklarını, makine parkurunu ve tesisi yenileyerek üretim kapasitesini yüzde 50 artırmayı hedeflediklerini söyledi. Üç-El’in Dr.Flexer’i dışında başka markaları da var. Winchester, Capitol, Walk’s ve MaxsenS firmanın çeşitli ürün grupları ile pazara çıktığı markalar.

Tasarım ve kalite yurtdışından ödül getirdi

Rıfat Sarı, bunun kriz sonrasında benimsedikleri yeni büyüme stratejinin bir parçası olarak, ucuz ürünlerden çıkıp, kaliteli ve özellikleri olan ayakkabı üreten bir markaya dönüşme sayesinde olduğunun altını çiziyor. “Türkiye ayakkabı sektöründen birçok ilke imza attık. 2000 yılında İspanya’nın Başkenti Madrid’de ‘Dünya Kalite Ödülü’ aldık. Türkiye’den bu ödülü alan ilk ve tek ayakkabı firmasıyız. Çin’e ayakkabı ihraç eden ilk Türk firması biziz. 1994 ve 1995 yıllarında Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen GDS Fuarı’nda erkek ayakkabı ürünlerinde birincilik aldık. İspanya’dan alınmış ödüllerimiz var. Son olarak Yerel ve Bölgesel Televizyonlar Birliği 2013 marka ödülünü bize verdi. Ucuz ayakkabı üretiminden çıktık ve büyüdük.” Rıfat Sarı’nın bu sözleri marka olarak geldiği noktayı özetliyor. Üç-El, ayrı bir klasmanda yarıştığı için Çinli firmalarla rekabet gibi bir sorunu yok. Yerli ayakkabı sektörünün markalaşmaktan başka şansı olmadığına inanan Rıfat Sarı, ucuz ayakkabı üretimi ile Çin’le rekabet etmenin mümkün olmadığını belirterek, sektöre şu öneride bulunuyor: “Çin’e ayakkabı ihraç eden ilk Türk firması biziz. Biz katmadeğeri yüksek ürünler üreterek ve maliyetlerimizi düşürerek Uzakdoğu ile rekabet edebiliriz. Türkiye ayakkabıda çok ilerledi. Teknolojik yatırımların artması da sektöre güç katıyor. Çin, orada da maliyetler artmaya başladığı ve Türkiye’nin aldığı önlemler sayesinde iç pazarımızda eskisi gibi sıkıntı yaratmıyor. Türkiye ayakkabı sektörünün yıldızı parlamaya başladı. Rusya dahil ithalat için Çin’e giden firmaların çoğu yeniden Türkiye’ye dönmeye başladı. Türkiye, Çin’in aksine çok hızlı teslimat yapabiliyor. Dünyanın her yerine yakın konumu avantaj sağlıyor.

Katmadeğeri yüksek Dr. Flexer’in özellikleri

Ayakkabının sayası hakiki natürel deriden oluşuyor. Özel depolanmış deri Azo Colourant maddesi içermediği için sağlıklı bir kullanım sağlıyor.
- Ayakkabıda bilek kısmını kavrayan latex yumuşak ve konforlu bir yürüyüş sağlıyor.
- Ayakkabıda kullanılan iç astar özel üretilmiş dana derisinden yapıldığı için ayağın hava almasını ve terlememesini sağlıyor.
- Deri ile astar arasına özel natürel latex kullanılıyor.
- Tabanda ayakla temas eden ve tabana aform özelliğini veren kısımda 180 santigrat sıcaklıkta preslenen termo plast malzeme kullanılıyor.
- Taban içine yerleştirilmiş latex, ayrı rahatlık verme özelliğine sahip anatomik iç tabanlığın ortopedik özelliği ile topuk dikeni, taban çökmesi ve şeker hastaları için konforlu yürüyüş sağlayan
malzemeler kullanılıyor.  

 

Bu konularda ilginizi çekebilir