BP İstatistikleri'ne göre Dünya daha düşük karbonlu yakıtlara yöneldi
2015 yılının enerji verilerini ortaya koyan 65. BP Dünya Enerji İstatistikleri Raporu, global enerji tüketiminin yavaşlaması ve enerji kaynakları arasında daha düşük karbonlu yakıtların kullanımının yaygınlaşması yönünde.
2015 yılının enerji verilerini ortaya koyan 65. BP Dünya Enerji İstatistikleri Raporu, global enerji tüketiminin yavaşlaması ve enerji kaynakları arasında daha düşük karbonlu yakıtların kullanımının yaygınlaşmasıyla, global düzeyde hem talep hem de enerji arzında görülen dikkat çekici uzun dönemli trendlerin öne çıktığı bir yılı geride bıraktığımızı gösteriyor.
Rapora göre dünyanın enerjisinin %1’ini kullanan Türkiye’de 2015 yılında doğalgaz ve kömür tüketimi azalırken, petrol ve yenilenebilir enerji tüketimi artış gösterdi. BP Dünya Enerji İstatistikleri Raporu, 1952 yılındaki ilk baskısından bu yana enerji ile ilgili konularda tartışma, görüşme ve karar verme süreçleri için gerekli bilgiyi sağlamak amacıyla zamanında ve objektif veriler sağlıyor. Yıllık veriler, sektörün pazardaki salınım ve dalgalanmaları daha iyi yorumlayabilmesine yardımcı olurken tarihi veriler ise enerji piyasalarının gittiği yönün görülebilmesi için önemli bir bağlam sağlıyor.
BP Dünya Enerji İstatistikleri Raporu’nun geçtiğimiz günlerde yayınlanan ve 2015 yılının enerji verilerini ortaya koyan 65. baskısının lansmanında konuşan BP Group CEO’su Bob Dudley raporla ilgili olarak “Raporumuzun bu baskısının net şekilde ortaya koyduğu gibi, enerji dünyası bir defa daha köklü değişim yaşanan bir dönemden geçiyor. Ancak, bu sektörümüz açısından yeni bir durum sayılmaz. Geride kalan 65 yıl içinde, rapor global enerji manzarasında sürekli bir değişim yaşandığını gözler önüne serdi. Sektör olarak bizim görevimiz de yakın dönemde dayanıklılığımızı sağlamak için gerekli adımları atarken geleceğin enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere yatırımlarımızı sürdürmek” diye konuştu.
BP Dünya Enerji İstatistikleri Raporu, 2015 yılındaki global primer enerji talebinin sadece %1 ile 10 yıllık ortalamasından daha yavaş büyüdüğünü gözler önüne seriyor. Bu, global ekonomideki zayıflığı ve Çin’in sanayi merkezliden hizmet merkezli bir ekonomiye geçişine paralel olarak ülkenin enerji tüketimindeki zayıflayan büyümeyi yansıtıyor. Arz tarafında ise, teknolojik ilerlemeler piyasadaki yakıt yelpazesini genişletirken aynı zamanda bu yelpazenin bulunabilirliğini de artırdı. ABD’deki kaya gazı devrimi, büyük miktarda petrol ve gaz kaynağını kullanıma açarken, teknolojideki hızlı kazanımlar ise yenilenebilir enerjideki güçlü büyümeyi destekledi. Doğal gaz ve petrol, 2015’te de sağlam büyüme kaydederken global kömür talebinde ise kayıtlardaki en büyük düşüş görüldü.
Tüm fosil enerji türlerinin fiyatlarında geçen yıl meydana gelen düşüş enerji piyasalarında bir takım ayarlamaları da beraberinde getirirken, bu durum başta 1999 yılından bu yana ilk defa pazar payını arttıran petrol olmak üzere, yakıt çeşitliliğinde kaymaya yol açtı. Global enerji talebindeki yavaş büyüme ile birlikte, enerji tüketiminde kömürden uzaklaşılması, karbon salımlarında yaklaşık çeyrek yüzyıldır en yavaş büyümeye yol açtı (2009 finansal krizinin hemen ertesinde meydana gelen yavaşlama hariç).
Rapordan Önemli Noktalar & Enerji Dünyasındaki Gelişmeler:
Global primer enerji tüketimi 2015’te sadece %1 büyüme kaydetti. Bu artış son 10 yılın ortalama yıllık %1,9 büyüme hızının çok altında kaldı. Petrol, global enerji tüketiminin %32,9’u ile dünyanın en büyük yakıtı olarak yerini korurken 1999 yılından bu yana ilk defa pazar payını arttırdı. Kömür ise, pazar payı itibariyle (%29,2) en büyük ikinci yakıt olmayı sürdürmesine rağmen 2015’te global pazar payı azalan tek yakıt oldu. Doğal gazın primer enerji tüketimindeki pazar payı %23,8 oldu.
Enerji tüketimindeki büyüme, Avrupa ve Avrasya dışındaki tüm bölgelerde 10 yıllık ortalamanın altında kaldı.
Her ne kadar yükselen ekonomiler global enerji tüketimindeki büyümede başı çekmeyi sürdürmüşlerse de, 2015’te bu ülkelerde yaşanan büyüme (%1,6) yine 10 yıllık ortalamanın altında kaldı. Çin’deki enerji tüketimi 2015’te %1,5 artarak neredeyse 20 yılın en düşük büyümesini kaydetti. Buna rağmen, Çin enerjide dünyanın en büyük büyüme pazarı olarak ardı ardına on beşinci yılını geride bıraktı. 2015 yılında, tüm fosil yakıtların fiyatları düştü. Ham petrol fiyatları, dolar cinsinden tarihin en büyük yıllık düşüşünü ve 1986 yılından bu yana da en büyük yüzdelik azaltmayı kaydetti. Primer enerji kaynaklarının tüketimi, Türkiye’de 2015’de %7 arttı. Buna göre Türkiye, dünyanın enerjisinin %1’ini tüketiyor.
Petrol
Vadeli Brent petrolünün ortalama varil fiyatı 2014’teki düzeyinin 46,56 ABD Doları altına inerek 2015’te 52,39 ABD Doları ile 2004’ten bu yana en düşük yıllık ortalamasına geriledi.
Global petrol tüketimi, %1,9 ile yakın tarihi ortalamasının (+%1) neredeyse 2 katı artarak günde 1,9 milyon varile yükselirken 2014’te görülen günde 1,1 milyon varillik artışın da dikkat çekici şekilde üzerine çıktı.
Büyüme, ABD (+%1,6 veya günde 290.000 varil) ve Avrupa Birliği’ndeki (+%1,5 veya günde 200.000 varil) yıllık tarihi ortalamaların çok üzerinde gerçekleşirken Japonya petrol tüketiminde en büyük düşüşü (-%3,9 veya günde -160.000 varil) yaşadı.
OECD ülkeleri dışında, net petrol ithalatçısı ülkeler de ciddi artışlar kaydettiler: Talepteki en büyük artış bir defa daha Çin’den (+%6.3 veya günde 770,000 varil) gelirken Hindistan (+%8.1 veya günde 310.000 varil) ise Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük üçüncü petrol tüketicisi konumuna geldi. Ancak bu büyümenin etkisinin, petrol üreticilerindeki zayıf büyüme ile telafi edilmesinden ötürü, OECD dışı ülkelerin tamamındaki petrol talebi yakın dönemdeki tarihi ortalamasının altında kaldı (+%2,6 veya günde 1,4 milyon varil).
Global petrol üretimi, ardı ardına ikinci yılında da tüketimden daha hızlı artarak günde 2,8 milyon varil veya %3,2 yükseliş ile 2004 yılından bu yana en güçlü büyümesini kaydetti.
Irak (günde +750.000 varil) ve Suudi Arabistan’da (günde +510.000 varil) rekor düzeylere ulaşan üretim, OPEC üretimini de günde 1,6 milyon varil yükseliş ile günde 38,2 milyon varile çıkartarak 2012’de ulaşılan önceki rekoru geçti.
OPEC dışındaki üretim geçen yılın rekor büyümesinin ardından yavaşladıysa da, yine de 1,3 milyon varillik artış gösterdi. ABD (günde +1 milyon varil) dünyanın en yüksek yıllık büyümesini gerçekleştirerek dünyanın en büyük petrol üreticisi olmayı sürdürdü. Diğer yerlerde ise, Brezilya (günde +180.000 varil), Rusya (günde +140.000 varil), Birleşik Krallık ve Kanada (günde +110.000’er varil) gibi ülkelerdeki üretim artışlarının etkisi Meksika (günde -200.000 varil), Yemen (günde -100.000 varil) ve diğer ülkelerdeki düşüşler ile kısmen telafi edildi.
Petrol tüketimi 2015’de Türkiye’de %12,5 arttı. Türkiye, global petrol tüketiminde %0,9’luk bir paya sahip.
Doğal gaz
Global doğal gaz, primer enerji tüketiminin %23,8’ini oluşturuyor.
Dünyadaki doğal gaz tüketimi, %1,7’lik büyüme ile 2014’te görülen çok zayıf büyümenin (+%0,6) ardından ciddi bir ivme yaklamışsa da, halen %2,3 olan 10 yıllık ortalamanın altında seyretti. Büyüme, OECD dışındaki ülkelerde ortalamanın altında kalırken (+%1,9, global tüketimin %53,5’ini oluşturuyor), OECD ülkelerinde ortalamanın üzerinde seyretti (+%1,5).
Yükselen ekonomiler arasında, tüketimde en yüksek artışı kaydeden ülkeler İran (+%6,2) ve Çin (+%4,7) olurken, Çin’deki büyüme, ülkenin %15,1 düzeyindeki 10 yıllık ortalamasına göre zayıf oldu. Rusya (-%5) en büyük kademeli düşüşü kaydederken bu ülkeyi Ukrayna (-%21,8) takip etti.
OECD ülkeleri arasında, ABD (+%3) en yüksek büyümeyi sağlarken ABD’deki tüketim (+%4,6) 2014’teki ciddi düşüşün ardından toparlandı.
Global doğal gaz üretimi %2,2 ile tüketimden daha hızlı şekilde artsa da, %2,4 düzeyinde duran 10 yıllık ortalamasının altında kaldı. Büyüme, Kuzey Amerika, Afrika ve Asya Pasifik’te ortalamanın üzerindeydi. ABD (+5,4) en büyük büyümeyi kaydederken İran (+%5,7) ve Norveç’te (+%7,7) ciddi artışlar yaşandı. Avrupa Birliği’ndeki üretimde keskin düşüş yaşanırken (-%8), Hollanda (-22.8%) dünyadaki en büyük düşüşü kaydetti. Rusya (-%1,5) ve Yemen’de (-%71,5) de ciddi hacim bazlı düşüşler kaydedildi.
Türkiye’de 2015 yılında doğalgaz tüketimi %2,4 azaldı. Türkiye, global doğalgaz tüketiminde %1,3’lük bir paya sahip. Global doğal gaz ticareti 2015’te toparlanarak %3,3 arttı. Global LNG ticareti de %1,8 arttı. İhracattaki büyümede başı Avustralya (+%25,3) ve Papua Yeni Gine (+%104,8) çekerek Yemen’den (-%77,2) yapılan sevkiyatlardaki düşüşü telafi etti. Avrupa’nın (+%15,9) net LNG ithalatı ve Ortadoğu’nun yükselen ithalatı (+%93,8) kısmen Güney Kore (-%10,4) ve Japonya’nın (-%4) net ithalatındaki düşüşler ile telafi edildi.
Uluslararası doğal gaz ticareti, global tüketimin %30,1’ini oluştururken boru hatlarının global gaz ticaretindeki payı ise %67,5’e çıktı.
Diğer yakıtlar Kömür
Global kömür tüketimi 2015 yılında %1,8 düşerek %2,1’lik ortalama yıllık büyümesinin oldukça altında gerçekleşti ve veri setimizdeki en büyük yüzdesel (ve hacimsel) düşüşü kaydetti. Kömürün global primer enerji tüketimindeki payı %29,2’ye düşerek 2005 yılından bu yana en küçük payına geriledi.
Kömür tüketimindeki net düşüşün ardında tamamen ABD (-%12,7, dünyadaki en büyük hacimsel düşüş) ve Çin (-%1,5) bulunurken, Hindistan (+%4,8) ve Endonezya’da (+%15) daha mütevazı artışlar kaydedildi.
Global kömür üretimi %4 düşerken en büyük düşüşler ABD (-%10,4), Endonezya (-%14,4) ve Çin’de (-%2) görüldü.
Kömürde ise, Türkiye dünya kömür rezervlerinin %1’ine sahip. Ancak Türkiye’de kömür tüketimi 2015’de %4,7 oranında azaldı.
Nükleer ve hidroelektrik
Nükleer enerji, global primer enerji tüketiminin %4,4’ünü oluşturdu.
Global nükleer enerji üretimi %1,3 büyürken net artışın tümü Çin’den (+%28,9) kaynakladı. Çin, Güney Kore’yi geçip dünyanın en büyük dördüncü nükleer enerji tedarikçisi konumuna gelirken Avrupa Birliği’nin üretimi (-%2,2) ise 1992 yılından bu yana en düşük seviyesine indi.
Global hidroelektrik üretimi %1 ile ortalamanın altında büyüdü. Hidroelektrik üretimi, global primer enerji tüketiminin %6,8’ni oluşturdu.
Çin, hidroelektrik üretiminde en yüksek büyümeyi (+%5) sağlayarak açık ara fark ile dünyanın en büyük hidroelektrik üreticisi olarak konumunu korudu.
Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji 2015 yılında da artışını sürdürerek on yıl önceki %0,8’lik düzeyinden global enerji tüketiminin %2,8’ine ulaştı.
Elektrik üretiminde kullanılan yenilenebilir enerji %15,2 büyüme ile, kabaca global elektrik üretimindeki artışın tamamına eşit bir yükselme sağladı. Yenilenebilir enerjinin global elektrik üretimindeki payı da on yıl önceki %2,0 düzeyinden %6,7’ye ulaştı.
Global olarak, rüzgar enerjisi (+%17,4) en büyük yenilenebilir enerji kaynağı (yenilenebilir enerji üretiminin %52,2’si) olurken, Almanya (+%53,4) en büyük büyümeyi kaydetti.
Güneş enerjisi üretimi, Çin’in hem Almanya hem de ABD’yi geride bırakarak dünyanın en büyük güneş enerjisi üreticisi konumuna gelmesi ile %32,6 arttı.
Yenilenebilir enerji (rüzgar, güneş ve biyoyakıt dahil)
Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji 2015 yılında da artışını sürdürerek on yıl önceki %0,8’lik düzeyinden global enerji tüketiminin %2,8’ine ulaştı.
Elektrik üretiminde kullanılan yenilenebilir enerji %15,2 büyüme ile, kabaca global elektrik üretimindeki artışın tamamına eşit bir yükselme sağladı. Yenilenebilir enerjinin global elektrik üretimindeki payı da on yıl önceki %2,0 düzeyinden %6,7’ye ulaştı.
Global olarak, rüzgar enerjisi (+%17,4) en büyük yenilenebilir enerji kaynağı (yenilenebilir enerji üretiminin %52,2’si) olurken, Almanya (+%53,4) en büyük büyümeyi kaydetti.
Güneş enerjisi üretimi, Çin’in hem Almanya hem de ABD’yi geride bırakarak dünyanın en büyük güneş enerjisi üreticisi konumuna gelmesi ile %32,6 arttı.
Yenilenebilir enerji tüketimi Türkiye’de 2015’de %34,4 artış göstererek, dünyanın toplam yenilenebilir enerji tüketiminin %1’i oldu.
Karbon salımlarıEnerji tüketiminden kaynaklanan CO2 salımları 2015 yılında sadece %0,1 oranında arttı. 2009’daki durgunluk dışında, bu 1992 yılından bu yana kaydedilen en düşük büyüme oranı oldu. Düşüş, enerji tüketimindeki büyümenin yavaşlamasının yanı sıra yakıt karışımındaki değişimden de kaynaklandı. Bölgesel olarak, salımlardaki büyüme Avrupa ve Avrasya dışındaki her bölgede ortalamanın altında gerçekleşti.