Faktoring algısı değişirse, ihracatta tahsilat sorunu biter

Dünyada faktoringin tedarik zinciri yönetimine dönüştüğünü belirten Yapı Kredi Faktoring Genel Müdürü Coşkun Bulak sektörün, ihracatın gelişimi için tahsilat odaklı sorunları çözebileceğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

UĞUR YILMAZ
BORSA/FİNANS SERVİSİ
ugur.yilmaz@dunya.com

 

Yapı Kredi Faktoring Genel Müdürü Coşkun Bulak, mal mukabili ihracat yapan şirketlerin alacaklarını garanti altına alamadığı için dış ticarette potansiyellerini değerlendiremediklerini söyledi. 

İhracat işlemlerinde mal mukabili satış oranının yüzde 60 olduğunu kaydeden Bulak, “Mal mukabiliyle satış yapan üretici kendi belirlediği risk limitinin üzerinde mal gönderemiyor. Ancak ölçebildikleri ve öngörebildikleri kadar risk alıyor. Dolayısıyla ne kadar ölçebiliyorsa o kadar limit açabiliyor, örneğin bir defada 250 bin dolar üzerinde limit veremiyor. Halbuki faktoring şirketleri yurtdışı satışlarda alacak garanti sağlayabiliyor. Üreticiler, faktoring yoluyla tahsilatı garanti altına alsa bu rakamlar aşılabilir. İhracatın yüzde 60’ı faktoring potansiyeline sahip” diye konuştu. 

İhracatta faktoringin yeterince kullanılmamasının nedeni olarak algı problemine işaret eden Bulak, “Anadolu’ya çıktığımız zaman faktoring deyince al çeki ver parayı anlaşılıyor. Bu yanlış. Bizim işimiz çek değil ama herkes faktoringi çek iskontosu olarak görüyor ama faktoringin içinde yalnızca finansman yok, tahsilat ve garanti hizmeti var. Factoring ihracatın gelişmesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Sektörde buna inanan bir çok şirket olduğunu biliyorum. Anadolu’daki algı problemini halledebilirsek, dünyada ihracat faktoringinin ulaştığı noktalara varabiliriz” dedi. 

Kullanım artıyor ama dünyanın gerisindeyiz 

Yurtdışı ticarette faktoring kullanımının son yıllarda artmasına rağmen gelişmiş ülkelere oranla çok geride olduğunu belirten Bulak , “Dış ticarette faktoring ancak yüzde 17 civarında bir paya sahip. Maksimum payı yüzde 20 olmuş, dünyada da benzer bir trend var ama orada rakamlar yüzde 30’lara yükseliyor. Bu açıdan baktığınızda faktoringde gidilecek alan var. Ama özellikle Türkiye’deki faktoring potansiyelini dünyadaki gelişmiş ülkelerle kıyasladığınızda gidilecek çok yol var. Diğer ülkelerde tüm finans işlemleri içerisinde faktoring işlemleri yüzde 12’lere varmışken, bizde hala yüzde 5-6’larda” diye konuştu. 

Faktoring dünyada tedarik zinciri yönetimine gidiyor 

Faktoringin gerçek anlamda Türkiye’de pek bilinmediğini kaydeden Bulak “Bu problem sadece müşteri tarafında değil, bankalar hatta otoriteler tarafında da bulunuyor. Sektör, 2006 bu yana BDDK denetiminde ama bu bile bilinmiyor. Bunu gidip faktoring şirketleri olarak anlatmamız gerekiyor. Banka ortaklı faktoring şirketlerinin sorumluluğu bu konuda daha fazla. Dünya faktoringde farklı bir boyuta geçmiş durumda. Olay artık tedarik zinciri yönetimine gitmeye başladı. Alıcıdan satıcıya ulaşan bir sistem geldi, bir ticaret finansmanına döndü. Türkiye dünyanın gerisinde kalmamak için bunun hazırlıklarına başlamak zorunda” dedi. 

Bankalar ve finansman şirketleri ile eşit koşullar istiyoruz 

Sektörün sorunlarına da değinen Coşkun Bulak, “Bankalar ile faktoring şirketleri arasında vergi ve karşılıklar konusunda farklılıklar bulunuyor. Bu farklılıkların kalkması son derece önemli. Örnek olarak bankalar kendi aralarında borçlanırken BSV ödemezler ama bir faktoring şirketi faiz üzerinden yüzde 5 BSV ödemek zorunda, bu da nihai fiyatı da artırıyor. Bir diğer maliyet artırıcı sorun ise KKDF. Bankalar ve finansman şirketleri KKDF’den muaf. Bu kurumlar yurtdışından bir borçlanma yaptığında KKDF ödemiyor. Biz de ciddi oranlar var, yüzde 2’ye yaklaşan oranlar var. Biz sektör olarak bankalar ve finansman şirketleri ile eşit koşullara sahip olmak istiyoruz” diye konuştu. 

Kayıt merkezi ile kötü niyetli finansmanın önüne geçilecek 

1 Ekim’de faaliyete geçecek olan fatura kayıt merkezinin sektördeki mükerrer işlem sorununu çözeceğini belirten Coşkun Bulak, “Fatura kayıt merkezi yasa ile gelen bir zorunluluk. Faktoringe temlik edilen bütün faturalar oraya bildirilecek. Online ve gerçek zamanlı bir sistem olacak. Biz sisteme faturayı girerken daha önce temlik edilip edilmediğini görebileceğiz. Artık fatura bazında mükerrer finansmanının ya da kötü niyetli finansmanın önüne geçilecek. Sektör şimdiye kadar bu faturalardaki durumu şirketle yürütülen süreç mahkemeye taşınırsa fark edebiliyordu. Bunun haricinde ortaya çıkma şansı pek yoktu. Bu BDDK’nın da isteğiyle yapılan bir proje. Bundan böyle faktoring şirketleri çok daha rahat çalışacak, müşteriler de rahat çalışacak. Operasyonel anlamda büyük bir gelişme olacak” dedi.

Finansal Kurumlar Birliği çok hızlı başladı 

Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) kurulmasıyla sektörün kamu ile ilişkilerinin güçlendiğine vurgu yapan Bulak, “Birlik olarak çok hızlı başladık. Birlik sayesinde hep beraber masaya oturup sorunları çözebiliyoruz. Birliğin kamu ile yaptığı tüm görüşmelerde çok iyi geri dönüş alıyoruz. Hem faktoring hem leasing hem de finansmanda çok hızlı adımlar atıldı. Şirketteki yoğunluğumuzun bir o kadarını birlikte de yaşıyoruz. Çok ciddi mesai harcıyoruz” diye konuştu.

En iyilerin yarısı Türkiye’den 

Factors Chain International’da (FCI) Türk şirketlerinin yükselişine dikkat çeken Coşkun Bulak, “Geçen sene FCI toplantısı Atina’da olmuştu. FCI şirketleri ‘Türkiye’ye çok ödeme yapıyoruz’ diye yakındılar. Bu da işimizi çok iyi yaptığımızı gösteriyor. İşimizi o kadar usulüne uygun yapmışız ki talep ettiğimiz zaman parayı alabilmişiz. FCI, dünyada HSBC, ING, Bank of China, Finance Fargo gibi gruplarında olduğu dünyadan 278 factoring şirketinin üye olduğu bir birlik. Dünya faktoringin yüzde 90’ından fazlası bu grup üyeleri tarafından yapılırken, üyeler her sene birbirlerine derecelendirme puanı veriyor. Geçen yıl ihracat faktoringinde en iyi 10 üyenin 5 tanesi Türkiye’den seçildi. Bu muhteşem bir sonuç aslında. Dünyada Çin’den ihracat faktoringinde Türkiye ikinci sırada. Bir önceki sene en iyi dördüncüydük” diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir