İşbir’den yüzde 100 yerli jeneratör
Türkiye'nin ilk jeneratör ve alternatör fabrikası İşbir Elektrik Sanayi A.Ş, yüzde 100 yerli jeneratör üretmek amacıyla girdiği işbirlikleri sonucunda, 100 kVA ve altındaki güçlerde, motorlar da dahil olmak üzere, yüzde 100 yerli jeneratör üretimine başladı.
Halim ASLAN
Balıkesir - Yurt dışında çalışan Türk işçilerinin ortaklığı ile 1977’de kurulan İşbir, 1988 yılından itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bünyesine katılarak, bugün vakfın altı şirketinden biri olarak yoluna devam ediyor. Faaliyetlerini, yeni nesil üretim tekniklerini kullanarak; jeneratör, alternatör, elektrojen grupları, elektrik panoları, aydınlatma setleri ve konvertörlerin tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, test faaliyetleri, sertifikasyonu, kalifikasyonu ve lojistik desteğinin sağlanması şeklinde özetleyen İşbir Jeneratör Genel Müdürü Burhan Özgür, yüzde yüz yerli jeneratör üretmek amacıyla girdikleri işbirlikleri sonucunda, 100 kVA ve altındaki güçlerde, motorlar da dahil olmak üzere, yüzde 100 yerli jeneratörün üretimine başladıklarını duyurdu. Böylece jeneratör üretiminde maliyet açısından büyük paya sahip motorun da yerlileştirilmesiyle birlikte Türk işçisi ve mühendisleri tarafından Türkiye’de bir ilki de gerçekleştirdiklerini söyledi.
2017 yılı toplamında 25.000 kVA gücünde jeneratör ve alternatör üreterek, 55 milyon lira satış geliri elde ettikleri bilgisini veren Özgür, 2018 hedeflerinin ise geçen yıla göre yaklaşık yüzde 15’lik artışla 65 milyon TL ciroya ulaşmak olduğunu kaydetti. Özgür, ‘’Hedefimiz Dünya Pazarı, vizyonumuz ise; yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünler ile ülkemizde 2020’ye kadar pazar payımızı yüzde 6’nın üzerine çıkarıp, sektörde ilk dört firma arasında olmak, yine aynı dönemde toplam ciro içerisindeki ihracatın payını da asgari yüzde 15’e yükseltmek’’ dedi.
Bugüne kadar elde edilen tecrübeler ışığında ürettiğimiz, askeri gemi jeneratörlerinin yanı sıra, gerek yurt içi gerek yurt dışı firmalara ait sivil gemi jeneratörlerini de üretmeyi amaçladıklarını ifade eden Özgür, ‘’Ürünlerimiz ile yurt içinde ve yurt dışında sektörde her zaman söz sahibi olmak istiyoruz. Devam eden, Irak, S. Arabistan, Pakistan, Sudan, Katar, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkelerle olan satış bağlantılarımızı, diğer Kafkas ülkeleri ve özellikle Afrika pazarına girmek sureti ile artırma gayreti içerisindeyiz’’ dedi.
Öte yandan üretim faaliyetlerinin giderek artması, mevcut üretim hattının yetersiz kalması ve üretim hattının modernizasyonu kapsamında Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinde 31.500 m²’lik arsa tahsis protokolü gerçekleştirdikleri bilgisini de veren Özgür, kurulacak olan fabrikanın yeni makine ve teçhizat alımlarının devam ettiğini, tesisin 2019’un ortalarında üretime geçeğini sözlerine ekledi.
TSK’daki tüm İHA’ların yer kontrol sistemlerinde kullanılan jeneratör gruplarını üretiyor
T.S.K’lerinde kullanılan tüm İnsansız Hava Araçlarının yer kontrol sistemlerindeki jeneratör gruplarının İşbir tarafından üretildiğini vurgulayan Burhan Özgür, ‘’İHA sistemleri kapsamında ihtiyaç duyulan ANKA Mobil Elektrik Güç Kaynakları, Bayraktar ve Karayel sistemlerinin tüm Römorklu Dual Jeneratörleri de tesislerimizde, İşbir Mühendislerinin tasarımı ve işçilerinin emekleri ile üreterek T.S.K’nin hizmetine sunuyoruz’’ dedi.
Öte yandan Kara Kuvvetlerinin ihtiyacı kapsamında Taktik Saha Muhabere Sistemlerinde (TASMUS) kullanılan Römorklu Jeneratörler, Ateş Destek Otomasyon Projesi (ADOP) kapsamında üretilen Dual Römorklu Jeneratörler, Mobil Yüksek Frekans Kestirme ve Dinleme Sistemlerinde kullanılan Dual Jeneratörler, Modüler Geçici Üs Bölgeler için üretilen farklı güçlerdeki Senkron Jeneratörler, Sınır Güvenliği Projesi kapsamında kullanılacak olan Dual Jeneratörler ve Telsiz Sistemi Projesi kapsamında kullanılan, Otomatik Yedekli Jeneratörlerin üretimine de devam ettiklerini söyledi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na; Milli Gemi jeneratörlerinin devamı olan Milgem III Burgazada ve Milgem IV Kınalıada gemilerinin jeneratörlerinin üretim süreçleri tamamlanarak teslim edildiğini hatırlatan Özgür, ‘’Milgem III Burgazada’nın jeneratörleri devreye alınarak 2017 Ekim ayı içerisinde Liman Testleri tamamlandı. Test ve Ölçüm Gemisinde (TVEG) kullanılacak olan Marin Tip Jeneratörlerin de üretim faaliyetlerine başlandı, teslimleri 2018 yılı içinde gerçekleşecek’’ dedi.
Deniz Kuvvetlerine inşa edilecek olan iki adet Acil Müdahale ve Dalış Eğitim Botu Jeneratör sözleşmesi imzaladıkları bilgisini de paylaşan Özgür, üretim faaliyetlerine müteakip, teslimlerin Mart 2019’da gerçekleşeceğini söyledi. Günümüzde çevreye duyarlı, sessiz ve hafif jeneratörlerin talep gördüğünü, kendilerinin de bu fikirden yola çıkarak farklı güçlerde, Taktik Sessiz Jeneratörleri üreterek bir ilki daha başarmış olmanın gururunu yaşadıklarını dile getiren Özgür, savunma sanayi projeleri kapsamında, Dual ve Tekli Taktik Sessiz Jeneratörlerin üretimine de devam ettiklerini belirtti.
İşbir, Türkiye’nin 462. AR-GE Merkezi oldu
Alternatör üretimi konusundaki yeteneklerini geliştirmeye odaklandıklarını ve alternatör konusundaki Araştırma-Geliştirme ile makineleşme ve modernizasyon faaliyetlerine hız verdiklerini dile getiren Özgür, ‘’09 Mayıs 2017 tarihinde, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Tescil edilerek, Türkiye’nin 462. AR-GE Merkezi olduklarını, Ankara’da 6.Özel Sektör AR-GE ve Tasarım Merkezleri Zirvesi’nde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı’ndan AR-GE Merkezi Belgesi aldık’’ dedi. AR-GE merkezince geliştirilen özgün ürünler ve yürütülen modernizasyon projelerinin yanında, yine savunma sanayisine doğrudan katkı sağlayabilecek yeni nesil hibrit sistemlerinde kullanılabilen jeneratör ve alternatör tasarım çalışmalarının yanı sıra tek bir kaynaktan çoklu enerji çalışma prensibi kapsamındaki kojenerasyon sistemleri üzerindeki çalışmalarının da devam ettiğini sözlerine ekledi.
Kamu alımlarında ‘yerli katkı payı’ dikkate alınmalı
Türkiye’de üretim yapan tüm jeneratör fabrikalarının Uzakdoğu menşeili ürünleri parça parça getirip Türkiye’de birleştirdiklerini vurgulayan Özgür, “ Kendilerinin ise jeneratörü motor hariç, panosunu, alternatörünü ve diğer alt sistemlerini tamamen yerli imkânlarla Uzakdoğu ürünü kullanmadan üretebildiklerini söyledi. Yerli katkı payı düşük olan bu ürünlerin kamu ihalelerinde yereli malı olarak kabul edildiğini, oysa kamu alımlarının ‘yerli katkı payı’ dikkate alınarak yapılması durumunda, Türkiye’nin dışa bağımlılığının azalacağını iddia etti.