Kapasite artıran Emek Yağ, 2019'da ihracata başlayacak

Emek Yağ, günlük kapasitesini 350 tona çıkardı. Ayçiçek ve zeytinyağı ürün gamlarının yanı sıra zeytinyağlı sıvı sabunda da büyüyen firmanın 2019 hedefi, Afrika, Amerika ve Orta Doğu'ya ihracat başlatmak. (Zehra Oruç)

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ZEHRA ORUÇ

Yüzde 100 yerli sermayeli bir aile şirketi olarak faaliyetini 89 yıldır sürdüren Emek Yağ, yatırımlara devam ederek Bursa'daki tesislerine Bandırma'yı da dahil etti.

Bugüne kadar agresif ve inorganik büyüme politikasından ziyade kendi gücüyle büyümeyi tercih eden şirket, yağhanecilikle beraber zeytinyağı atığını değerlendirmek adına üretimine başladıkları sabun imalatını, bugün gelinen noktada piyasanın gelişimiyle beraber başlı başına bir ürün grubu haline getirdi. Emek Yağ, aynı markayla bar sabun ve sıvı el sabunu imalatını geliştirdi. Yaklaşık 5 yıl önce piyasaya sürdükleri; ancak niş pazarda yer alan sıvı zeytinyağı sabun çeşidinin markaları için göz bebeği olduğunu ifade eden Emek Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Uyar, "Sıvı sabun rafında satılan ürünlerin çoğu insan sağlığına zararlı petrokimyasallar içeren deterjan bazlı ürünler. Bizim ürünümüz ise Sodium Laurel Sulphate (SLS), paraben gibi kimyasallar içermediği için temizlerken cilde zarar vermiyor. Tüketici de bizim ürün grubumuzun farkını tüketici gördü ve Emek sıvı zeytinyağı sabunumuzu çok sevdi" değerlendirmesinde bulundu.

Günlük kapasite 350 ton

Önceden Bursa'da yaptıkları ayçiçek kırım işlemlerini Bandırma'da devreye aldıkları yeni fabrikaya taşıdıklarını aktaran Uyar, "Bandırma OSB'de yaptığımız bu yatırımla hem daha teknolojik bir sistemde kırım yapmaya başladık hem de kapasitemizi de artırdık. 30 dönümlük arsa üzerine yer alan yeni tesisimizde günlük kapasitemizi 350 tona çıkardık. Depolarımızı modernize etmekle beraber, tesis teknolojisini yeniledik. Her biri 5 bin tonluk çelik silolarımızda depoladığımız çekirdeği daha iyi koruyoruz, bu sayede hem ham yağ, hem de rafine yağ kalitemizi ve verimliliğimizi arttırıyoruz" dedi.

Bursa'daki rafinasyon tesisinde ayçiçeğin yanı sıra mısır, zeytinyağı ve ev dışı tüketim yağları imalatı da gerçekleştirdiklerinin bilgisini veren Yasemin Uyar, günlük 300 ton yağ üretim kapasitesi ile faaliyet gösterdiklerini aktardı. Uyar, "Emek Yağ markasının yanı sıra, Mina ve Fidan olmak üzere iki yağ markamız daha bulunuyor. Fidan markası çoğunlukla İstanbul'da raflarda yer alırken, Mina markası da Adapazarı bölgesinde öne çıkıyor" dedi.

Sıvı zeytinyağı sabununun da ihracatı planlanıyor

Satışlarda güçlü oldukları bölgelerin Bursa başta olmak üzere Güney Marmara olduğunu ifade eden Yasemin Uyar, "17 ilde bayiliklerimizle Anadolu'ya da dağıtım yapıyoruz. Son dönemde ihracata da ağırlık veriyoruz. Altyapı çalışmalarını yapıyor ve Afrika, Amerika, Orta Doğu'da çeşitli temaslarda bulunuyoruz. Hedefimiz 2019'da bu pazarlara ulaşabilmek" diye konuştu.

Emek Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Uyar, sıvı zeytinyağı sabununun da ihracatını planladıklarını sözlerine ekledi.

Sektör, ayçiçek tohumunda ihtiyacın yarısını dışarıdan karşılanıyor

Ayçiçeği tohumu ihtiyaçlarının ancak yüzde 50'sini yerli temin edebildiklerini aktaran Emek Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Sühan Çokusuğlu, sektörün yaklaşık 2.5 milyon ton ayçiçek tohumu ihtiyacı varken, 1 milyon 250 bin tonunun yerli üretici tarafından karşılanabildiğine dikkati çekti. Çokusuğlu, sektörde yerli ve milli üretim desteğinin tam olarak sağlanması için serbest piyasa lehine iyileştirmelerin yapılması gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye'deki hasat zamanı çıkan ayçiçek tohumu yeterli olduğu sürece tüm ihtiyacımızı yerli üreticiden almaya özen gösteriyoruz. Fakat Türk çiftçisi, Türkiye'nin ayçiçek tohum ihtiyacını karşılayamıyor. Bir noktada dışarıdan gelen yabancı ay çekirdeğini almak durumunda kalıyoruz. Sektörümüz net ithalatçı konumda. Kolay üretilebilir bir ürün olmasına ve topraklarımız verimli olmasına rağmen üretim yetersiz. Çiftçinin önünü görememe kaygısı var. Lisanslı depolama yetersiz. Tarım politikaları geliştikçe ekimin de gelişeceğine inanıyorum. Sözleşmeli ekim hem üreticiyi hem de çiftçiyi rahatlatacaktır" değerlendirmesinde bulundu.