Mezeci dükkanını fabrikaya dönüştürüyor

Öğrencilik yıllarında kurduğu hazır meze dükkanını daha sonra İzmir'e taşıyan Akçay, “meze fabrikası” için geri sayıma başladı. 5 milyon liralık yatırımla üretim aylık kapasitesini 300 tona çıkarmaya hazırlanan Akçay, istihdamı da üçe katlamayı planlıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - Eskişehir'de hazır mezeye olan yoğun ilgiden yola çıkarak 1978 yıllında “Cici Meze’yi kuran Ömer Akçay, şirketini 1983 yılında İzmir'e taşıyor. Akçay, şimdilerde Cici Meze’yi çok daha farklı bir noktaya taşımanın planlarını yapıyor. Yıl sonuna doğru faaliyete geçirilecek yeni tesisle, Cici Meze’nin üretim kapasitesini 30 tondan 300 tona çıkarmayı planlayan Akçay, 40 kişilik istihdamı da 120 kişiye ulaştırmayı hedefl iyor. Akçay, yeni tesiste hazır yemek üretimine de başlayacaklarını vurguluyor. 

Eşi Şevval Akçay’la birlikte 1983 yılında İzmir’e taşınmalarının ardından şirketlerini de buraya taşıdıklarını anlatan Akçay, faaliyetlerini küçük bir dükkanda sürdürdüklerini aktarıyor. Hazır mezeye 1996 yılında catering hizmetini de eklediklerini dile getiren Akçay, zamanla mevcut tesislerinin yetersiz gelmeye başlamasının ardından da 2013'te yeni bir yatırım kararı aldıklarını aktarıyor. 

Akçay, “Buca Ege Giyim OSB’de bir yatırımımız var. Faaliyetlerimize orada devam etmeyi planlıyoruz. 5 milyon liralık yatırım yaptık. Teknoloji ve bilişimin tüm imkanlarını kullandık. Demeter Projesi de burada hayat bulacak. Şu anda aylık 30 ton gıda üretiyoruz. Yeni tesiste bu 300 tona çıkacak” diyor. 

“Ev dışı yeme içme sektöründen payımızı alacağız” 
Şirket bünyesinde “Cici Meze”, “Cici Catering”, “Mutfak Terzisi” ve “Hayri Meze” isimli dört markanın bulunduğunu dile getiren Akçay, “Mutfak Terzisi isimli markamızla VİP işler yapıyoruz. Hayri Meze de Macrocenter kanalıyla tüketiciyle buluşuyor. Tabi ayrıca Metro, IKEA, Migros’ta da varız. Yeni tesisle, yeni ürün ve markalar gelecek. Bu kapsamda hazır yemek konusunda planlarımız var. Burada da ‘Evdeki Tat’ sloganıyla en zor yemekleri yapıp tüketicinin beğenisine sunacağız. Daha sonra ise bu gruba yöresel lezzetleri ekleyeceğiz. Türkiye’de ev dışı yeme içme hacmi 40 milyar lirayı aştı. Biz de bu pazarda aktif bir oyuncu olmak istiyoruz” ifadelerini kullanıyor. 

“Ar-Ge çalışmaları için Teknopark'ta ofis açtık” 
Oğlu Buğrahan Akçay’ın da 2006 yılında ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'ndeki öğrenimini tamamlamasının ardından şirkette görev almaya başladığını belirten Akçay, bu süreçte işletmeyi farklı bir boyuta taşıdıklarını vurguluyor. Bu gelişmeler kapsamında Buğrahan Akçay’ın geliştirdiği “Demeter Projesi” hakkında bilgi veren Akçay, “Buğrahan Akçay, işletmemizde gıdayı bilişimle buluşturma hedefi doğrultusunda son 6 yılda Ar-Ge’ye yoğun bir mesai harcadı ve birçok olumlu adımın ardından proje TÜBİ- TAK’tan destek almayı başardı” diyor. “Bu proje bilişimin olanaklarını kullanarak gıda güvenliği sağlıyor” açıklamasını yapan Akçay, özetle şu ifadeleri kullanıyor: 

“Bu tür çalışmalar için Dokuz Eylül Üniversitesi DEPARK Sağlık Teknoparkı’nda bir ofis açtık. Projemiz sayesinde kalite, maliyet, verimlilik, fiyat ve çevre konularında kurumsal ve ulusal alanda büyük kazanımlar sağlamayı amaçlıyoruz. NFC kullanarak personel ve ürün takibinde yüzde 25 verimlilik, veri madenciliği modelinde doğru tedarikçi ve hammadde seçimleri ile maliyetlerde yüzde 20 azalma, RFID kullanımı ile klasik barkod takibine göre lojistik alanlarda yüzde 80 zaman tasarruf sağlıyoruz.”

Bu konularda ilginizi çekebilir