Radar altı kalmayı başarmış 1.2 milyar dolar cirolu şirket

Ravago Türkiye, 169 bin metrekarelik fabrikası, 4 bin metrekarelik Ar-Ge merkezi ile 4 bin 500 şirkete fatura kesen bir dev. İcra Kurulu Başkanı Onur, "Radar altı kalmayı tercih ettik. Yakın gelecekte Aliağa'da 38 milyon euroluk yatırımla tam otomasyonlu bir üretim tesisi kuracağız" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN

Türkiye'nin ikinci büyük petrokimya üreticisi Ravago Türkiye, 38 milyon euro yatırımla İzmir Aliağa'da tam otomasyonlu bir üretim tesisi kuracak. "Benzeri Avrupa'da dahi olmayan bir tesis bu" diyen Ravago Türkiye İcra Kurulu Başkanı Mehmet Turhan Onur, Belçika merkezli şirketin Türkiye'de Ar- Ge'ye de çok önemli yatırımlar yaptığını anlattı. Ravago Türkiye, en büyük 100 şirket arasında yer alan 1.2 milyar dolar cirolu bir dev ancak çok tanınmıyor. Şirket, 169 bin metrekarelik fabrikası, 4 bin metrekarelik Ar-Ge merkezi ile faaliyet gösteriyor ve Türkiye'den 50 ülkeye ihracat yapıyor. Onur, "Radar altı kalmayı biz tercih ettik" diyor. Ancak Ravago'nun Türkiye'de fatura kestiği 4 bin 500 şirket onu çok iyi tanıyor. Mehmet Turhan Onur ile şirketin nasıl her yıl çift haneli büyümelerle bugüne geldiğini konuştuk...

400 milyon marktan 10 milyar euroya...

- Ravago Türkiye çok tanınan bir şirket değil. Neden?

Belçika merkezli Ravago Türkiye'nin tam liberalleştiği, birçok alanda serbest koşulabilecek parkurların belirlendiği ama koşanların henüz olmadığı bir dönemde buraya geldi. 1998 yılında kuruluşu yaptık. Bilerek radar altı kaldık. Bu bizim tercihimizdi ve bize birçok faydası oldu. Dövize endeksli satış yapma kararıyla işe başladık ve iyi ki de böyle yapmışız. Pek çok firma yok olurken biz büyüyerek çıktık krizlerden. Bunda tabii ki Ravago'nun güçlü sermaye yapısının da etkisi vardı. O tarihte Ravago'nun globalde satışları toplam 400 milyon marktı. Bugün 10 milyar euro.

- Çok hızlı bir büyüme bu... Peki şirket Türkiye'de nasıl bir büyüme çizgisi izledi?

Biz de 1999'da 12 milyon dolar cirodan bugün 1 milyar dolar ciroya geldik. Bu yıl her halde 1.2 milyar dolarları göreceğiz. Bölünmüş firmaların oluşturduğu bir yapıyız. Bu da radar altı kalmamızı sağladı. Ama mali otoriteler bizim ne derece büyük bir yapı olduğumuzun farkındalar; bu nedenle her dönem yakın ilgileri üzerimizde. Çok etik ve düzgün çalışan bir firma olduğumuz için daima hukuka uygun hareket ederiz. Bölünmenin sebebi ise; dünya pazarında etkin olan bütün firmaların Türkiye'deki dağıtımını yapıyor olmamız. Tek gemi üzerinden bunu yapmanız mümkün değil. Amiral gemimiz üretim şirketimiz Ravago Petrokimya. Onun dışında her şirketimiz birbiriyle rakip. Hiçbir genel müdür yan yana gelmek istemez. Her biri diğerinin müşterisine talip. Bu yapı şirketi yıllar içinde iş ortaklarına karşı şeffaf, ortak belirlenmiş hedeflere kilitlenmiş ama birbirinden bağımsız bir hale getirdi. Federasyon tarzı çalışan bir şirket görmek istiyorsanız bu, Ravago'dur.

- Siz de başkansınız...

Evet, ben genel stratejiyi çiziyorum. Ortadoğu ve Avrupa'ya da ben bakıyorum. Aslında sahada olmayı çok severim ancak hem yıllar içinde ekiplerin iyi olgunlaşmış olmaları buna ihtiyaç bırakmıyor hem de biraz önce anlattığım yapıda bunun olmaması gerekiyor.

- Hiç kıvılcım çıkan bir sürtüşme olmuyor mu şirketler arasında?

Ne kıvılcımı; birbirlerini yakıyorlar. Hedefleri her yıl başında belirleniyor ve o kota hedefine ulaşmak için çok çetin bir rekabete giriyorlar.

- Şanslı bir sektördesiniz. Plastik sektöründe hızlı bir büyüme söz konusu. Hayatın her alanına girip yerleşti plastik...

Evet. Plastikte Türkiye pazarı GSMH'nin 3 ila 4 katı büyüyor her yıl. Biz bunun da üzerinde büyüyoruz. Bu yıl sektörün büyüme beklentisi miktar bazında yüzde 15-16, biz yüzde 17 büyümüşüz. 2016'da yüzde 22 büyümüşüz. İşi daha az iyi yapanlardan pay alarak böyle büyüyoruz. Ravago olarak her sene ne kazanıyorsak, Türkiye'ye yatırıyoruz.

2018'de tükenenler olacak artı bir büyüme yakalayabiliriz

- Şimdi nasıl bir yatırım gündeminizde?

Bu yıl bir Ar-Ge yatırımımız var. Şimdi Aliağa'da 38 milyon euroluk bir yatırım daha yapıyoruz. 210 bin metrekarelik bir alanda, 40 bin metrekare kapalı alanda bir yatırım söz konusu. 6.5 milyon euro da EPS üretimi yaptığımız işletmemizde bir iyileştirme yatırımımız var. Bu yatırım da bize yaklaşık 40 bin ton ilave kapasite getiriyor. Müşteri ve ürün çeşitliliğimiz çok fazla. Gerçek manada plastiği bu denli derinlemesine işleyen yegane şirket biziz.

- Kaç şirkete mal veriyorsunuz Türkiye'de?

4 bin 500. 100 kişilik bir lojistik ekibimiz var; akla zarar çalışıyorlar. 500 bin ton çarpı iki, 1 milyon tonu yönetiyorlar. 500 bin ton giriyor, 500 bin ton çıkıyor. 300 bin ton da hammade olarak giriyor üretime. Hangi şirketin böyle bir ekibi ve 90 bin metrekare depolama kapasitesi vardır Türkiye'de? Tek hedef var: Daha iyi nasıl yaparız, neyi ıskalıyoruz? Sonuçlar rastlantı değil.

- 2018 beklentileriniz nedir?

Yine yüzde 18 büyüme bekliyoruz. Yaptığımız yatırımların sonuçlarını aldığımız bir yıl olacak. Aliağa'daki tesisin kârlılığımıza ve büyümemize önemli katkıları olacak. Ama ülke nasıl bir yıl geçirecek, sektörümüzde ne olacak onu göreceğiz. Zor bir 2017 geçiyor. Dolar ve euronun geldiği noktaya endüstri nasıl direnecek bunu göreceğiz. Belki birileri tükenecek; orada bize biraz daha rol ve pay düşecek. Artı bir büyüme ihtimalinin de bu bakışla önümüzde olduğunu düşünüyoruz.

Plastiğin geri kazanımını malesef beceremedik

"Türkiye'de plastiğin geri kazanımı ile ilgili bir boşluk var. Garip bir şekilde hala belediye ihaleleriyle yürüyor, kimileri bunları yakıp enerji üretmek gibi sevdalara kapılıyorlar. Hurdanın hurda edilmesi sürüyor, hurdanın değer edilmesine geçemedik. Bu işi erbaplarına danışarak organize etmek gerekiyor. Türkiye'de malesef plastik tasnif edilemiyor. Avrupa'da bu öyle güzel yapılıyor ki. Plastiğin geri kazanılması konusunda otomotiv ve elektrikli ev eşyaları öncü. Geridönüşümlü ürünler talep ediyorlar. Bu nedenle Aliağa'daki tesisimize bir geri kazanım ünitesini ekliyoruz şimdi. Plastik balya olarak giriyor, ayrıştırılıyor, yıkanıyor, mineral ve cam elyafl a takviye ediliyor. Bin TL'ye satılan ekonomik çamaşır makinelerine uygun kazan üretebilecek hammadde böyle üretiliyor. Bunu Avrupa'da yapıyorduk, Türkiye'de de yapacağız."

Patinajlardan istifade ediyoruz

"Türkiye pazarında sermaye yok. Türkiye pazarında çalışan hiçbir müşteride işlerini nakit döngülerle çevirip nakit kârı kendilerinde tutma gibi bir imkan yok. O nedenle bizim gibi finansal gücü yüksek ve elinde bu gücü konverte edebileceği mal grupları olan firmalar bu pazarda hızlı büyüyor. Bu pazarda gücü zayıf ya da sürdürülebilir bir yapıya sahip olmayan firmaların yaptıkları patinajlardan istifade ediyoruz. Büyüyoruz ve büyümeye devam ediyoruz."

İthalata mecburuz

"Plastikte Türkiye'nin mamül üretimi 8 milyon ton. Burada hammaddenin 850 bin tonunu Petkim, 200 bin tonunu Sasa üretiyor. Biz yaklaşık 400 bin tonunu üretiyoruz. Yani yerel üretebildiğimiz yaklaşık 1.5 milyon ton. İthal etmeye mecburuz. Socar'ın rafinerisinde maalesef bu yönde bir üretim yok. Biz ürettiğimizin dışında 200 bin ton stream monamer ithal ediyoruz. Üretseler, aramızdaki mesafe 16 kilometre. En az 80 bin tonunu da Yunanistan'daki fabrikamız alır. Ama yapılmıyor."

Akü üreticilerimiz elektrikli araca uygun ürünü, gerekli plastik olmadan geliştiremez

Dünya değişip dönüşürken yeni ürünler hayatımıza giriyor. Bu ürünler içinde plastik başrolde. Yerli üreticilerimizin global trendleri yakalayabilmesi, plastikte gerekli spesifikasyona sahip ürünlere erişebilmesiyle doğrudan bağlantılı. Onur, Ravago Türkiye'nin buradaki pozisyonunu şöyle anlattı: "Bizim işimizi iki şekilde yapabilirsiniz. Birincisi tüccar gibi, borsa gibi olayı alarak malı alıp satarsınız. Pazarda bu nitelikte 10-15 büyük firma var. Ravago ise ikinci şekli tercih ediyor. Daha uzmanlık gerektiren, uygulamaya göre formüller ya da teknikler geliştiren, müşterinin ihtiyacına göre ürün dizayn edebilen, ürünü istediğinde teslim edebilmeyi uygun lojistik ve finansal destekle birarada sunabilen bir sistem. Yani Türkiye'de endüstri ilerledikçe, geliştikçe, talep edebileceği ürünlerdeki teknik detay gelişiyor. Otomotivde örneğin elektrikli arabalar devreye girdiğinde arabanın tabanını kaplayan onlarca plastik pil ortaya çıkıyor. Bu bir teknoloji gerektiriyor. Akü üreticileri şu anda yerli firmalar olarak bu trende nasıl cevap verebileceklerine dair kafa patlatıyor. Türkiye'nin akü üretiminin yüzde 40'ı ihraç ediliyor. Mutfak eşyalarında alışılagelmiş fritözlerin yerine inovatif, hiç yağ kullanılmayan ürünler geliştiriliyor. Sıcak hava ile pişiren, plastik ürünler bunlar. Yerli üreticilerimiz de bunu üretmek istediğinde bizim labarotuvarımız devreye giriyor. İnsan sağlığına zarar vermediğini iddia eden bu plastiği endüstrimize sunabilmemiz çok önemli. Bunu Türkiye'de yapabiliyor olmamız, inovatif ürünler geliştirmemiz çok önemli."

Avrupa'daki ilk Ar-Ge merkezinden 5 ayda 5 proje çıktı

Ravago Türkiye, Haziran ayında 30 çalışanı bulunan bir Ar-Ge merkezi kurdu. Resmi açılış bu ay yapılacak. Belçika merkezli dünya plastik devinin Avrupa'daki ilk geniş çaplı Ar-Ge merkezi bu. 3.5 milyon dolar yatırımla 4 bin metrekarelik bir alanda kurulan bu merkez, TÜBİTAK ile işbirliği içinde projeler gerçekleştiriyor. 2 projenin kabul edildiğini, proje için görüşmelerin devam ettiğini anlatan Onur, şu bilgileri verdi: "Merkez sektöre öncülük edecek teknoloji ve donanıma sahip. 30'dan fazla uzman bu merkezde çalışıyor. Bunların 20'si Türk mühendisler. Ar-Ge merkezimiz petrokimya sektöründeki TPE, mühendislik plastiği, EPS, PU, TPU ve silikon kauçuğu gibi birçok alt dalı biraraya getiren bir merkez olmasıyla farklılaşıyor."